Boğaziçi’nde 29 bin yapıdan 3 bini kaçak

MHP Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve altı arkadaşı, Boğaziçi’ndeki kaçak ve çarpık yapılmaşma için harekete geçerek bir Meclis araştırma komisyonu kurulmasını istedi.

Haberin Devamı

Boğaziçi’nin dünyadaki önemine dikkat çekildikten sonra önergede şöyle deniliyor:
“Boğaziçi’ni korumak için 1983’te Boğaziçi İmar Kanunu çıkarılmış ve bu kanuna dayanılarak 1984 yılında Boğaziçi İmar Müdürlüğü kurulmuştur. Sit alanı olarak belirlenen Boğaziçi toplam 11 bin 500 hektar alanı kapsamaktadır. Boğaziçi İmar Müdürlüğü, Boğaziçi Öngörünüm Alanı olarak belirlenen, Sarıyer, Beşiktaş, Beykoz ve Üsküdar ilçeleri sınırları içinde toplam 4 bin 635 hektar alanda yetkilidir. Boğaziçi alanı sınırları, Avrupa yakasında Ortaköy Camii’nden başlayıp Rumeli Feneri’ne, Anadolu yakasında Üsküdar Vapur İskelesi’nden başlayıp Anadolu Feneri’ne kadar uzanmaktadır. Boğaziçi siluetini etkileyen geri görünüm ve etkilenme bölgeleri ise ilçe belediyelerinin yetki alanındadır.
- Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nün yetki alanında yaklaşık 29 bin bina bulunuyor. Bunun 3 bini kaçak ve yıkılması gerekiyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Encümeni tarafından 2007’de yıkım kararı alındı. Ancak bugüne kadar yıkım gerçekleştirilemedi.
- Boğaziçi’nde ayrıca 6 bin 600 civarında gecekondu bulunuyor.
- Boğaziçi’nde, kamu kurum ve kuruluşlarından spor kulüplerine, lüks villalardan hazine arazilerine hatta başka şahıslara ait arazilere yapılmış gecekondulara kadar mevzuata aykırı yapılar mevcuttur.
- Boğaziçi’ndeki mevzuata aykırı yapılaşmanın engellenememesinin değişik sebepleri vardır. Bu sebepler arasında, İmar Planı ve Boğaziçi İmar Kanunu’ndaki boşluklar... Yerel seçimler öncesinde siyasetçilerin kaçak yapılaşmaya göz yumması; rüşvet ve hatırlı kişi ilişkileri ile yeni yapılar yapılması ya da yıkımların engellenmesi gibi...
- Boğaziçi’nde yaşanan kaçak ve çarpık yapılaşmayı önlemek için yeni bir imar planı ve yeni bir kanun çalışması yapıldığı medya organlarına yansımasına rağmen herhangi bir ilerleme sağlanamadı.
TBMM’den böyle bir araştırma kararı geçer mi? Bizce hayır; çünkü AKP’nin işine gelmez.

Haberin Devamı

Önce metro sonra yargı

İSTANBUL ve Ankara büyükşehir belediyeleri metro yatırımlarını tamamlayamadıklarından Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na devredilirken, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 397 yılla yargılanacağı duruşmadan 4 gün önce, yarın metro hattının resmen açılışı yapılacak.
İzmir Büyükşehir’in, özkaynaklarıyla sürdürdüğü metro çalışmalarının sonuçları alınmaya başlandı. Yaşadığı tüm sıkıntılara rağmen yatırımlardaki hızlı temposunu sürdürmeye çabalayan İzmir’in yerel yönetiminin 2 bin 250 metre tünel ve iki istasyondan oluşan yeni Bornova hattı yarın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katılacağı törenle hizmete girecek.
Bornova’daki Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin ardından Ege Üniversitesi Kampus ve Evka-3 istasyonuna ulaşan metro hattı bir süredir yolculu deneme seferleri yapıyordu. Yeni hat, özellikle üniversite öğrencileri için büyük kolaylık sağlıyor. İzmir’in vagonları Çin’de yapılıyor. Metronun Üçyol’dan Üçkuyular’a uzanan 5.5 kilometrelik tünel ve 5 istasyonunun ise yaz sonunda hizmete girmesi planlanıyor.
Başkan Aziz Kocaoğlu ile birlikte çoğu büyükşehir bürokratı ile 130 kişinin yargılamasının ilk duruşması ise 3 Nisan’da günü başlayacak.
“Çete ve örgüt lideri” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşmasında Kocaoğlu’na desteklerini göstermek için çok sayıda İzmirlinin adliye önünde toplanacağı belirtiliyor.

Haberin Devamı

Diyanet’ten açıklama

DÜN, CHP İstanbul Milletvekili, eski müftü İhsan Özkes’in, Başbakan’a yönelttiği yazılı soru önergesine köşemizde yer verdik. Özkes, Diyanet İşleri Başkanlığı’na sık sık sorular yöneltiyor, bu kez de hac hesaplarına sahte fatura iddiasını gündeme getirdi. Yani denetim görevini yapıyor. Haber niteliği varsa, önerge yazılabilir. Diyanet buna kızabilir mi? Nitekim iddia pek duyulmamış bir konuydu. Ama Diyanet tepki gösteren bir açıklama gönderdi bize; “yalan, yanlış, eksik, çarpıtılmış bilgilerle kurumun saygınlığının zedelenmesine aracı olduğumuzu” savunuyor. Bir milletvekilinin böyle bir iddiası başlı başına bir haberdir. Bakın sizin iddianıza nasıl yanıt veriyorsak; Meclis üzerinden yapılacak açıklamayı da gündeme taşırız. Bu yanıt asıl milletvekiline gönderilmeliydi.

Haberin Devamı

Kültür varlığı değil

“HİTLER’in Elazığ maden karargâhı yok ediliyor” (09.03.2012) başlıklı yazımıza Yıldızlar Holding AŞ müvekkili Celal Taştan bir açıklama gönderdi.
Şöyle: “Söz konusu saha KİT teşebbüsü olan Ergani Bakır A.Ş. tarafından sahada maden cevherinin bitmesi nedeniyle 2000 yılında kapatılana kadar işletilmiştir.
Ömrünü tamamlamış ve metruk haldeki tesisler Alman binası da dahil olmak üzere 2003 yılında da ağır bir yangın geçirmiştir. 2005 ve 2007 yılları arasında bu sahada bulunan ve 1 gram bakır olduğu iddia edilen cüruf ve metruk demir yığınları birkaç kez ihaleye çıkarılmış, hatta bir seferinde 5 milyon dolarla ihale edilmişse de ihale bedeli ödenmediği için satış düşürülmüştür. Nihayet, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün 2007 yılındaki şartnamesi doğrultusunda müvekkil şirket, değerinin beş misli bir bedelle varlıkları satın alarak cürufu işlemek için yeniden tesis kurmuştur.
Bu kapsamda yapı hakkında Elazığ Valiliği’ne herhangi bir koruma olup olmadığı sorulmuş, 06.03.2012 tarih ve 692 sayılı yazıları ile “Taşınmazın 2863 sayılı yasa kapsamında kalan herhangi bir kültür varlığı özelliği göstermediği tespit edilmiştir” şeklinde yanıt alınmıştır. Halen hiçbir parçasına dokunulmamış halde dimdik ayakta olan bu yapı hakkında, yazarın değerlendirmesini (yapıyı görmediği için) anlamak mümkündür.
Ancak hiçbir gereği ve gerçekliği yokken, ‘Yurtdışına gönderilen hafriyat dahilinde...’, ‘Maden cevheri nereye götürülmektedir... Altın  ve gümüş oranı ne kadardır’ gibi, hırsızlık ve kaçakçılık suçu oluşturabilecek ve bu mahiyette algılama yaratacak, şeref ve haysiyete, ticari itibara gölge düşürecek cümlelerle müvekkili itham eden, kamuoyu üzerinde bir kısım şüphelerin oluşmasına sebebiyet veren, hakkaniyetli sorumluluk ilkesi ile bağdaşmayan, duyumlara dayanılarak yazıldığı anlaşılan bu yazıya karşı, işbu cevap ve düzeltme metnimizin yayınlanmasını arz ve talep ederim.”

Yazarın Tüm Yazıları