Adana Uluslararası Tiyatro Festivali 14 yaşında

BUGÜN Dünya Tiyatro Günü.

Çeşitli tiyatrolarda etkinlikler yapılacak, ödenekli tiyatrolar ücretsiz perdelerini açacaklar.
Bu yılın bildirisini oyuncu-yönetmen Kenan Işık hazırladı.
Devlet Tiyatroları-Sabancı Uluslararası Tiyatro Festivali, bu yıl 14. kez Adana’da gerçekleştiriliyor.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın katılacağı festival, saat 18.30-22.30 arasında Studio Festi’nin Taşköprü ve Seyhan Nehri üzerindeki performansıyla açılacak. 29 Nisan 2012’ye kadar sürecek festivalde; ödenekli tiyatrolarla özel tiyatroların en önemli oyunları sahnelenecek.
Festivallerin benim için başlıca işlevi, birçok oyunu bir arada görebilme olanağını sağlamalarıdır. Ayrıca İstanbul, Ankara, İzmir dışındaki kentlerdeki festivaller, Türkiye’de sanatın, tiyatronun yaygınlaşması, Türkiye yüzeyinde tanınması için çok daha büyük önem taşırlar.
Ustaların tiyatroları dışında, Festivale Genç Bakış bölümünde, genç tiyatrocuların oyunları da seyirciye ulaşacak. Böylece uluslararası alanlarda kendilerini gösterecekler.
Yaşam Boyu Başarı Ödülleri, 2005 yılından beri her yıl tiyatro dünyasının önemli, tanınmış adlarına veriliyor. Şimdiye kadar bu ödülleri; Cüneyt Gökçer, Macide Tanır, Bozkurt Kuruç, Yıldız Kenter, Genco Erkal ve Müşfik Kenter aldı.
BİLDİRİ KENAN IŞIK’IN
HER yıl bu günde tiyatro dünyasından bir oyuncu, bir yazar, bir yönetmen bir bildiri yayınlar.
Bu yılın bildirisini de Kenan Işık yazdı. O bildiriden bazı satırları size aktarıyorum:
“Tiyatro öldü!...
Son yıllarda insanı usandıracak kadar sık tekrarlanan bir söz bu...
‘Miadını doldurdu tiyatro, öldü!..’
Eğer öyle ise, gerçekten de iddia edildiği gibi öldüyse tiyatro, bugün Dünya Tiyatro Günü’nü kutlamak yerine yasını tutalım tiyatronun...
Oyunları seyretmekten vazgeçip alalım kazmaları, kürekleri elimize ve bir mezar kazalım tiyatroya, şöyle görkemli, geçmişine yakışır bir anıt mezar...
Başta bütün zamanların en iyi yazarı W. Shakespeare olmak üzere bütün oyun yazarlarını, oyunları, oyuncuları, rejisörleri, dekor, kostüm, ışık tasarımcılarını, sahne arkası teknisyenlerini topluca gömelim bu mezara...
Yerle yeksan olsun daha çok özgürlük, daha çok demokrasi talepleri. Barış ve adalet özlemleri... Merhamet ve vicdan çağrıları, çığlıkları kalsın o enkazın altında ve işitilmesin.
(...) Yıkılsın yok olsun tiyatroyla birlikte yerel kültürler her ulusun, her etnik grubun kendi değerlerini tiyatronun ortak, evrensel değerleriyle buluşturarak insanlığa sunma ve savunma hakları...
Bir tek, dünyayı bir satranç ustası gibi kendi çıkarlarına göre biçimlendiren egemenlerin tekelindeki o ucuz, sığ ve kof kültür yürütsün hükmünü, televizyonlarda, sinemalarda, kitapçı vitrinlerinde, DVD raflarında. Popülerin bir narkotik gibi bizi uyuşturup aklımızı başımızdan alan o yapay keyfiyle sermest olup unutalım insanlığın selameti adına unutmamamız gerekenleri.
Unutalım tiyatroyu,
Hayatı...”
* * *
TİYATRO sanatı ilgi görmeyi, seyirci bulmayı sürdürüyor.
Ödenekli tiyatroların yanı sıra, özel tiyatrolar, genç tiyatrolar da salonlarını dolduruyor. Tiyatro seyircileri de bir kuşak çeşitlemesini yaşıyor. Tiyatro açısından önemli bir durum.
Ancak ne yazık ki birçok şehirde ve hâlâ salonsuzluk sorunu çözülmüş değil.
Dilerim, gelecek yıllarda, salonların yapıldığı, tiyatroya yardımın arttığı günler yaşayalım.
Yazarın Tüm Yazıları