ASKi neden hizmet bedeli alıyor?

ASKİ görevini yapmadığı halde fatura göndermeye niye devam edıyor?

Haberin Devamı

Devlet yaptığı hizmet karşılığında vatandaşından para isteyebilir. Ama yapılmayan hizmetin karsılığında senelerdir ASKİ bizden neden para almaktadır?
Malumunuz Çankaya ilçesı Akpınar Mahallesinde apartmanların kayma,
heyelan riski var. Bir apartman tamamen boşaltıldı. Yıkım kararı çıktı. Diğerlerı için belediyeden çıkın tebligatı yapıldı ama vatandaş, beledıyeler güven vermediğinden 7 ayda bir binayı yıkamadığından neler yapılacağının garantisi verilemedığinden çıkmıyor. Yapılan tüm jeolojık testlerde Bülent Kiper, Jeolojık Araştırma Ltd. Şti., Afet İşleri, ODTÜ başsorumlu olarak yer altı ve yer üstü su drenajlarının kanalların yapılmaması akan yağmur sularının heyelana sebep olduğu ve ASKİ baş sorumlu gösterildiği halde ASKİ halen bölge için bir çalışma yapmamaktadır.
ASKİ’ye yada Büyükşehir’e durumu yazdığımızda ise hep aynı şeyleri yazmaktalar:
Neymiş efendim Büyükşehir 2005 yılında bölgeyı Çankaya Belediyesi’ne devretmiş. Onlar ilgilenmeli imişler!
Sorunlu bölgeyi imar ve iskana açması konusunda tapularımızın altında imzası olması nedeni ile biz zaten Çankaya Beledıyesini suçluyoruz ama yer altı ve yer üstü sularının drenajı, ıslahı ASKİ’nin değıl mı? ASKİ neden sorumluluğu gerektiren işlerı yapmıyor?
Bir bina kaydı gitti. Diğerlerini kurtarmak için neden bölgenın su ıslahına baslamıyor? Başlamayacak, Yapmayacak ıse şu ana kadar ASKİ’ye ödediğimiz hizmet bedellerini geri versin! Vatandaş kendi başının çaresine baksın.
m Mehmet DEĞİRMENCİ-Akpınar mahallesi 26026 ada sakinleri adına

Haberin Devamı

Ben bir anneyim

BEN her şeyden önce anneyim! Bir anne her şeyi çocuğunun gözünden görür. Onun mutluluğu benim mutluğum, üzüntüsü ise benim üzüntüm oluyor.MEB eş durumu atamalarında il emrini kaldırdı. Bu durum çocuğuma kavuşamayacağım  anlamına geliyor.1 saat görmeyince annesini özleyen bebeğim şimdi ne yapacak.Yanında olamayacağım günlerde annesini aradığında bulamayacak.O zaman neler hissedecek? Anne diye ağladığında yanına gidemeyeceğim  o zaman neler hissedeceğim?Şu satırları yazarken bile gözyaşlarıma hakim olamıyorum.Yüreğim sıkılıyor, ruhum eziliyor.Bebeğimin ruhunda kim bilir nasıl büyük yaralar açılacak.O yaraları nasıl sarabileceğim.Ruhunu nasıl iyi edebileceğim.Lütfen sesimizi duyun.Benim gibi binlerce annenin sesi olun.Lütfen İL EMRİ KALDIRILMASIN.Lütfen sesimize ses olun.Teşekkürler
Cemre GÃœNEÅž

Haberin Devamı

Polatlı yerleşkesi gerçeği başkadır

“GAZÄ° Ãœniversitesi Polatlı YerleÅŸkesi’ne iliÅŸkin olarak 28 Åžubat tarihli yazınıza istinaden yazıyorum.Â
Polatlı’da bir yerel gazetede muhabirlik yapmaktayım. Gazi üniversitesini de yakından takip ediyorum. Öğrencilerin sesine ses olma çabanız takdire şayan. Ancak içinde olmadan taraflı bakmamak gerektiğini belirtmeliyim.
Öncelikle; Fakülte’nin kuruluş amacı, Polatlı’yı il yapmaktır. Doğru. Ancak kimsenin hayalleri ile oynandığı yok. ÖSYM’nin tercih klavuzunda 2 yıldır üst üste
Polatlı Yerleşkesi ibaresi var. Eğitimin merkezde değil Polatlı’da yapılacağı açık ve net ortada. Gazi Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi kontenjanından ayrı olarak buraya da öğrenci alınıyor. Ama dediğim gibi, merkezin kontenjanına dahil değil! Yani merkezde okuma hayalleri kurarak kendini birden bire yerleşkede bulan bir öğrenci, ya kılavuzu okumamıştır, ya da hakikaten okuma-yazma bilmiyordur!
Polatlı Üniversitesi’nin kesinleşmeyen ismini ve tarihini maaşallah bizden daha iyi biliyor. Doğa Tepe ismi nereden çıktı bilmem de, bence Duatepe’dir o. Ama üniversiteye okumaya değil eğlenceye gelen, aileden kurtuldum ohh beeee felsefesi ile hareket eden çocuklardan da fazla bir şey beklemiyorum. Bu çocukların, yurt, ısınma, beslenme gibi tüm sorunları halledildi. Gelin ve görün diyorum sadece. Ankara’ya laboratuvar derslerine gidiyorlardı. Fizik laboratuvarı yapıldı. Okula bütçe ayrıldığında, ki bütçe de bizim değil Gazi Üniversitesi’nin iç işleridir, okula kimya ve biyoloji laboratuvarı da yapılacak. Öğretmenlere de kadro verildiğinde, seve seve gelip Polatlı’da yerleşik yaşayacaklar.
Bilge Deniz DURUKAL

 

Yazarın Tüm Yazıları