Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

İran'da sokak rejimi terk etmiş

ATATÜRK Havalimanı'nı işleten TAV, Tahran İmam Humeyni Havaalanı işletmesini de üstlenerek önemli bir başarıya imza attı.

TAV'ın ortakları Hamdi Akın ile Sani Şener, İran'la ekonomik ilişkilerin henüz istenen düzeye ulaşmadığını belirtirken, ‘‘Kısa sürede 10 milyar dolarlık bir ticari ilişki mümkün, yeter ki siyasi ilişkiler bozulmasın’’ dediler.

Hamdi Akın, ‘‘Artık bunu da düşünmüyoruz. Çünkü, yakın zamana kadar önce Rusya dışında hiçbir komşusuyla ticari ilişkisi olmayan Türkiye bugün hepsiyle iyi birer partner. Artık Türkiye'ye açlık yok’’ iddiasında.

Akan ve Şener, İran'da Türkiye'ye yönelik hiçbir negatif enerji almadıklarını, 2 bin 500 yıllık devlet geleneği olan bir ülkede bürokrasinin ağır olduğunu, ama işlediğini vurgulayıp; siyasi iradenin devreye girmesi halinde bunun da ortadan kalktığını aktararak, havaalanında 4 ayda sonuca ulaşmalarını örnek gösterdiler.

İRAN ÖZGÜRLEŞİYOR

Havaalanının TAV'a teslimi nedeniyle geldiğimiz Tahran'da giderek daha özgürleşen bir ülke ile karşılaşıyoruz.

Tam 10 yıl önce İran'a gelmiş olan Akşam yazarı Oya Berberoğlu, o günlerde çorabı nedeniyle bir polisin uyarısını aldığını belirterek, ‘‘Elindeki sopayı bacağıma değdirerek, çorabın nazik (ince) olduğunu söyledi’’ dedi.

Artık böyle bir İran yok.

Türbanlısı da çarşaflısı da var; ama Tahran sokaklarındaki kadınların büyük bölümünün başı yarı yarıya açık neredeyse.

Bu tablonun Hatemi'den sonra değiştiğini söyleyen iyi eğitim almış İranlı bir kadın, değişimin en çok da kadın özgürlüğü ve müzik alanında görüldüğünü anlattı.

Sani Şener'in yarısı doktora, yarısı da master yapmış bu eğitimli toplumda İran kadını da aynı yoldan geçince kontrolü de zorlaşıyor.

Hatemi'den önce ruj kullananların sokak polisi tarafından cezalandırıldığı, makyajlı kadınların tedirgin edildiği İran'a dönüş artık olası görünmüyor.

% 85 BAŞINI AÇMAK İSTİYOR

Bu gelişmelere rağmen İran kadını örtü konusunda henüz istediğini alabilmiş değil.

Başını kendi isteği ile kapattığını ve açmayı düşünmediğini söyleyen bir kadının bize, ‘‘Ben böyleyim; ama artık herkes biliyor ki, kadınlarımızın yüzde 85'i başını açmak istiyor, zorla baş kapatmaya tepki gösteriyor’’ diyor.

İran'da yapılan anketlerde de kadınların yüzde 40'ının başı açık olmayı tercih ettiği gerçeği de aynı değerlendirmeyi veriyor.

Kadınla ilgili bu değişimi havaalanındaki resmi törende de hissetmek mümkün.

Çünkü, burada da türbanlı veya çarşaflı kadın sayısı neredeyse azınlıkta gibi.

Suudi Arabistan'daki gibi harem-selamlık da söz konusu değil.

Törene şarkıları ile katkı yapan koronun bayan elemanları da siyah, çarşafımsı bir kıyafetle sahne aldılar; ama onların bazılarının da saçı yarıya yar İran'da siyasetle ilgili sorulara ise kadın haklarındaki ilerlemeler kadar rahat yanıt almak mümkün değil.

Ancak, suskun sokağın küçük bir kıvılcımla her şeyi değiştirebileceği konusunda da ortak görüş var. Her şeyden önce genç nüfus dine ve camiye oldukça mesafeli hale gelmiş, rejimin kendisini eskisi kadar sağlam görmesinin söz konusu olamayacağı belirtiliyor.

Bunun nedenlerini biraz daha açmamız gerekecek; bunu sürdüreceğiz.
Yazarın Tüm Yazıları