Osman Şahin bu akşam ‘Ustalara Saygı’da

Beşiktaş Belediyesi’nin düzenlediği ve Faruk Şüyün’ün hazırladığı gecede, yazarın değişik yönleri üzerine konuşulacak.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarafından verilen Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nün Osman Şahin’e veriliş gerekçesini, onun yazarlığını kuşatıcı bir açıklama saydığımdan yazıma aldım:
“Toplumsal sorumluluk duygusunu tutkuyla yüklendiği öykü yazarlığında otantik bir Türkiye gerçekliği içinden evrensel gerçekliğe ulaştığı; açık ve aydınlık söyleyişiyle, törenin egzotik katmanlarını edebiyata açtığı; acı çekerek sevdiği güney/ doğu insanımızı kendine özgü anlatım dehası, gerçekçi ve etkin bir edebiyat diliyle dramatize ettiği; Toroslar’ın bilinmeyen antik kentlerinin gizemli dünyasını epik, yalın ve masalsı bir söyleyişle çağdaş Türk edebiyatına taşıdığı; yurdunu yüreğinde taşıyan soy sanatçı kuşağının örnek bir temsilcisi olarak, Türkçenin bütün söyleyiş olanaklarını ulusal ve uluslararası edebiyat çevresine armağan ettiği ve ülkemizde edebiyat/ sinema ilişkisindeki tarihsel sürecin en önemli yazarı olduğu için usta öykücü ve romancı Osman Şahin’i oybirliğiyle ödüle değer bulmuştur.”�
* * *
OSMAN ŞAHİN; Türkiye’deki birçok önemli edebiyat ödülünü kazanmıştır.
Edebiyat/ sinema ilişkisi gerçekten üzerinde durulması gereken bir konudur.
Yılmaz Güney, Osman Şahin’e bakın ne demiş:
“Senin her öykün film olabilir, çünkü görsel açıdan zenginlik taşıyor.”
Sanırım büyük sinemacının bu öngörüsü, önemli yönetmenlerin onun yapıtlarını sinemaya aktarmalarıyla ispatlandı.
Birkaç yönetmenin adını vereyim:
Faruk Turgut, Bilge Olgaç, Korhan Yurtsever, Kartal Tibet, Yavuz Turgul, Erden Kıral, Şerif Gören, Atıf Yılmaz, Feyzi Tuna.
Edebiyatımızın sinemaya aktarılan öyküleri, romanları, hiç kuşkusuz sinemamızın senaryo kalitesini yükseltmiştir.
* * *
İYİ yazar her zaman gündemdedir, güncelin konuğudur. Zulüm bitmedikçe, özgürlükler kısıtlandıkça; buna değinen, bunu tanıklıklarla yazanların da kitapları okunacak, insanın zihnini açacak, yüreğini sızlatacaktır.
Kolları Bağlı Doğan’ı bugün de okuduğunuzda, içeride olan insanları düşüneceksiniz.
Bir 12 Eylül öyküsüdür.
Önce Sunuş’u okuyun; hapisteki kardeşi için yazarla annesinin aralarında geçen trajik konuşmadan sonra öyküye başlayın.
Eğer yazar 12 Eylül’ün mahkûmlarından olmasa, hapisteki kardeşi Halil’in başına gelenlerden kahrolmasa belki de bu öyküyü yazamaz; yahut yazar ama bizi bu kadar etkileyemezdi.
Anadolu’daki her metrekarenin gerçekçi öyküsü onun yapıtlarında vardır. Toroslar’dan Güney Anadolu’ya kadar, bütün olayları, şiddeti, yaşamın zorlu koşullarını onda okuyabilirsiniz.
* * *
BU akşam oraya giderseniz, iyi bir yazarın yaşamını ve sanatını; uzmanların, dostlarının ağzından dinleyebilirsiniz.

Osman Şahin’in kitapları Can Yayınevi tarafından yayınlanmıştır.