Kurum tarihini sinema üzerinden anlatmak

İBRAHİM HAR-MANCI’nın 1931’de kurduğu Harmancı Etiket Fabrikası, 80. yılını güzel bir albümle kutlamış.

Haberin Devamı

İlk sayfada, İbrahim Harmancı’nın aziz hatırasına cümlesi yer alıyor.160 yabancı, 16 Türk filminin, 13.5X10 cm. ebadında bez afişlerinden bir albüm oluşturmuşlar.
Bez afişleri sağ alt köşeden açtığınızda, filmin künyesini buluyorsunuz. Yönetmeninden oyuncularına, konusundan tarihine, filmin süresine kadar bütün özel bilgileri buradan okuyabilirsiniz. Yalnız, bilgiler İngilizce.
* * *
GİRİŞ’teki yazıyı okuyalım. Albümün hazırlanış amacını ve teknik bilgileri içeren bir yazı:
“Harmancı Etiket Fabrikası İbrahim Harmancı tarafından 1931 yılında kuruldu. 80. kuruluş yılı için sizlere bu seçkiyi sunmaktan mutluluk duyarız. Hepinizin bildiği gibi yaşam boyu birçok anıları hissediyor, hatırlıyor ve paylaşıyoruz. Sevinç, hüzün, coşku, aşk ve nefret... Bütün bu duyguların dile getirildiği, sanat dallarından biri ise sinemadır. Ünlü yönetmenler ile çekilen, ünlü aktör ve aktrislerin canlandırdığı hikâyeler, hiçbirimizin hafızasından kolay kolay çıkamaz. Aşk hikâyeleri, komediler, savaş hikâyeleri, polisiye ve westernleri nasıl unutabiliriz? Harmancı Etiket, kuruluş yılı olan 1931’den itibaren her yıl için hafızalara kazınmış iki filmin posterini en son tekniklerle ve ‘dokuma etiket’ olarak imal edip sizler için yeni bir seçki oluşturdu. Sonuna popüler Türk filmlerinden 16 adet ilave edildi.”
* * *
FİLM afişlerine bakmayı severim.
Birkaç açıdan merakımı çeker. Gördüğüm filmleri yeniden bana anımsatır, anılar odasının kapısını aralar. Oyuncusundan yönetmenine kadar, bir tür bilgi tazelenmesini sağlar. Sinema tarihi üzerine kendinizi bir sınavdan geçirirsiniz.
Afiş sanatının tarihçesini genel çizgileriyle buradan izlemek mümkündür.
Bir sanat eserinin, bir filmin sunuluş biçimi konusunda da tarihi gelişmenin ipuçlarını bulursunuz.
Forbidden’ı Frank Capra yönetmiş, Barbara Stanwyck ile Adolphe Menjou oynamış. Afişte dikkati çeken bir yazı: “Stanwyck’in en büyük dramatik rolü!” Claudette Colbert’in afişinde büyük bir övgü: “En büyüğün de büyüğü!” Onu Londra’da bir tiyatroda da seyretmiştim.
Humphrey Bogart, Errol Flynn, Gary Cooper ve unutulmaz filmin afişi: “Gone with the Wind”. Clark Gable, Vivien Leigh...
Albüme bir aile albümüne bakar gibi baktım. Anımsadıklarım, bende iz bırakanlar ve bırakmayanlar, ama hepsi sinema tarihinin unutulmazları...
* * *
HARMANCI Etiket, güzel, hoş ve yararlı bir albüm hazırlamış. Kendilerine nice 80 yıllar diliyorum. Diğer kurumların da, yıldönümlerini bu şekilde sanatla iç içe kutlamalarını isterim...

Haberin Devamı

NOT: 6 Kasım 2011 Pazar günkü yazımın altına düştüğüm “Önemli Bir Sağlık Notu” ile ilgili olarak; Türk Kızılayı Kurumsal İletişim Bölümü’nden Erdem Çöplen’den bir e-posta aldım... Onu sizinle paylaşmak istiyorum.
“Türk Kızılayı olarak, köşenizden duyurusunu yaptığınız değerli sanatçımız Esin Afşar Aral’ın sağlık durumunu yakından takip ediyoruz. Sanatçımız Esin Afşar Aral’ın kan grubu  B (+)’tir. İstanbul bölgemizde stoktaki kan miktarı 7.200 ünitedir. Bunun 1.712 ünitesi B(+) kandır. İlgili hastane ile irtibata geçilmiş olup sanatçımız için hangi ürüne ihtiyaç olduğu sorulmuştur. İlgili hastanenin tedavilerde kullandığı kan ihtiyaçları, Türk Kızılayı tarafından karşılamaktadır. Ancak sanatçımız için aferez trombosit ihtiyacı vardır. Aferez trombosit, kan bağışçısının özel bir makinaya bağlanarak elde edilen özel bir üründür. Dolayısıyla bu ürün stok yapılamamakta olup özel istek üzerine üretilebilmektedir. Bağışçı bulunduğu takdirde 24 saat içerisinde kan ürünü verilebilir. Ayrıca sanatçımızın doktoru talepte bulunduğu taktirde, aferez yerine random trombosit verilebilir.
Bu ürün de stoklarımızda mevcuttur.
1 aferez trombosit, 7 random trombosite eşittir. Türk Kızılayı, bundan sonraki dönemde de tüm ihtiyaç sahiplerinin olduğu gibi sanatçımızın durumu ve ihtiyaçlarını da yakından takip etmeye devam edecektir. İlginiz için teşekkür eder, iyi günler dilerim.”

 

Yazarın Tüm Yazıları