Mirasıma dokunmayın!

Her şey bitti, sıra kültürel mirası satmaya geldi. Rivayete göre Haydarpaşa Garı’nı, Kuleli’yi otelcilere falan satacaklarmış.

Haberin Devamı

Bir de oturmuşlar bunlara fiyat biçmişler. Paha biçilemez kavramı boşuna çıkmamış. Bunlar paha biçilemez efendiler!

Ortada kesin bir şey yok.
Ama ihtimal var.
İhtimal de şu...
Kuleli Askeri Lisesi, Haydarpaşa Garı, Sirkeci Postanesi binaları kiralanabilir veya satılabilir.
Nasıl oluyor derseniz... Geçtiğimiz hafta çıkan haberlerde durum açıkça ortaya kondu.
Maliye Bakanlığı, Hazine’nin arazi ve binalarının üzerindeki imar yetkisini alarak otel, iş merkezi veya toplu konut alanı olarak düzenliyor, bu şekilde de birçok bina satılabilir hale geliyor.
Emlak Rotası dergisinin haberine göre kiralama ve satış olmak üzere iki ayrı yol izlenebilecek, tarihi binalar söz konusu olduğunda Çırağan Sarayı’nda olduğu gibi 49 yıllığına kiralama yöntemi gündeme gelebilecek.
Maliye’den üst düzey bir yetkili yasanın hazırlanma nedenini şöyle açıklamış: “Bugün İstanbul’da Boğaz’a nazır birçok kamu kuruluşu var. Kamu kuruluşları, bu binalar yerine, yine kent içinde farklı bir bölgede de faaliyetini sürdürebilir. Boğaz’a nazır kamu binalarının bulunduğu alanların bir bölümü imar planı değişiklikleriyle otel alanına dönüştürülebilir. Bu şekilde satışa çıkarılabilir. Araziler çok daha yüksek bedelle ekonomiye kazandırılabilir.”
Birçok Avrupa şehrine bakın, böyle bir şey göremezsiniz. Geçtiğimiz hafta gittiğim Lizbon’dan örnek vereyim mesela. Şehrin giriş kapısının yer aldığı ve vaktiyle Vasco da Gama gibi kaşiflerin karşılandığı meydan Praça do Comercio etrafındaki sıra binalarda bakanlıklar bulunuyor. Ekonomik krizin göbeğindeki Portekiz’de kimse demiyor ki “Bakanlıkları şehir içinde bir yerlere taşıyalım, bu tarihi binaları da otel olmak üzere kiralayalım ya da satalım, kasamızı dolduralım.”
Bizimkiler oturmuşlar, bir de tarihi miraslarımıza değer biçmişler. Neye göre, kime göre Allah bilir.
“Saygıdeğer” bir gayrimenkul şirketi şu rakamları çıkarmış:
Haydarpaşa Garı’nın değeri 3 milyar 19 milyon 180 bin dolar.
Huber Köşkü 400 milyon 936 bin dolar.
Sirkeci Garı 540 milyon dolar.
Harp Akademileri 4 milyar 200 milyon dolar.
Sirkeci Garı 540 milyon dolar.
Büyük Postane 64 milyon dolar.
TUROB (Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği) Başkanı da çıkıp tarihi binaların özel sektöre devredilmesini olumlu bir gelişme olarak değerlendirmiş. Devlet tarafından böyle bir girişim varsa muhakkak alıcıları da olacakmış.
Ona ne şüphe!
Bize soran yok tabii ama devlet kasasına birkaç milyar girmesini hayırlı bir iş olarak görüyor büyüklerimiz.
Sonra artık duble yola mı gider, Kanal İstanbul’a mı akar, kim bilir.
Her şeyin paraya tahvil edilmesine, birilerinin -bu benim devletim dahi olsa- kültürel mirasımız üzerinden para kazanmasına karşıyım.
Ben, tarihi eserlerden bana, bize ‘akacak’ parayı istemiyorum.
Kültürel mirasımız ticari amaçla kullanılmamalı.
Kaldı ki, gayrimenkul şirketlerinin şahikası gelse bunların değerini hesaplayamaz. Çünkü her ne kadar, her şeyin, herkesin bir fiyatı olduğu düşünüldüğü bir çağda yaşasak da, söz konusu yapılara değer biçilemez.
Paha biçilemez kavramı tam da burada karşılığını buluyor.

Yazarın Tüm Yazıları