Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Van'da Erdoğan'ı üzen afiş değil süreç

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel'de yapılan AB zirvesinde elde edilen sonuçlardan son derece memnun kalmıştı.

Brüksel'de, ‘‘Bizi rahatsız etti’’ sözleriyle açığa vurduğu tek üzüntüsü Türkiye'nin Batı'ya en uzak ili Van'da alınan bir mahkeme kararı olmuştu.

İnsan Hakları Derneği'nin Türkçe ve Kürtçe bastırdığı ‘‘Barış kazanacak’’ afişleri için, Van Sulh Ceza Mahkemesi toplatma kararı vermiş ve bu karar hemen Brüksel'e uçurulmuştu.

Karar benzer hızla 81 ilin emniyet müdürlüklerine ulaştırılmış, toplatma işlemini aynı gün başlatan iller bile olmuştu.

Kararın şokunu yaşayan hükümet çevreleri, kararın illere bu süratte ulaştırılması karşısında ikinci bir şoka girmişti.

ORGANİZE DİRENİŞ KUŞKUSU

Bu noktada, kararda başka etkilerin rol oynadığı düşünülmeye başlanıyor.

Daha açıkçası hükümet çevrelerinde, devlet içindeki bazı güçlerle karşı karşıya olunduğu, bu çevrelerin AB hedefine darbe vurmak istediği kanısı yaygın görüş haline geliyor.

Erdoğan'ın açıklamasının ardındaki asıl etkenin bu kaygı olduğunu söylemek mümkün.

Çünkü, sadece siyasilere göre değil, bazı bürokratlara göre de böylesi kararlar kazara söz konusu olabilirdi; ama süreçteki hız dikkat çekiciydi.

Bu da, ‘‘AB ve demokratikleşme hedefleriyle çıkarılan yasalara karşı organize bir direniş mi var?’’ sorusunun güçlenmesine neden oluyordu.

Erdoğan'ın üzüntüsündeki bir başka unsur da Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün 10 Aralık İnsan Hakları günü nedeniyle TBMM İnsan Hakları Komisyonu'nu ziyaretinde yaşananlardan kaynaklanıyordu.

Gül'ün sivil toplum örgütlerini dinlediği bu toplantıda, İHD temsilcisi Türkiye'de insan hakları alanında iyi şeylerin de hayata geçirildiğini belirtip, 33 ilde kardeşlik afişleri asmakta olduklarını söylüyordu.

Gül, katılmadığı bölümler olsa da bu yaklaşımı genelde olumlu görmüştü.

BAKANLAR MÜDAHALE EDİYOR

Erdoğan
'ın Brüksel'de dile getirdiği rahatsızlığı Ankara'da iki bakanın harekete geçmesini sağladı.

Adalet Bakanı Cemil Çiçek, ‘‘Biz anadil üzerindeki yasakları kaldırıyoruz, bazıları anadille uğraşmaya devam ediyor. Bakılması gereken şey ifade değil, içerik’’ mesajını yargıya ileten ilk isim oldu.

Çiçek'in mesajı üzerine Van Cumhuriyet Savcılığı'ndan ‘‘genel toplatmanın’’ karara sehven girdiği açıklaması geldi.

Ancak, bu süreçte bir üst mahkemeye yapılan başvurudan da sonuç çıkmadı.

Bunun üzerine konuyu Yargıtay'a taşıma kararı alındı.

Çünkü, mevcut uygulamayı durduramayacak olsa bile Yargıtay, hiç değilse bundan sonra benzer bir olayın meydana gelmesini önleyebilirdi.

Ankara'da harekete geçen ikinci isim, afişlerle ilgili süreci başlatan polis teşkilatının da amiri konumundaki İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'ydu.

Aksu, il emniyet müdürlüklerine gönderdiği, ‘‘Mahkeme kararı afişlerin toplanması içindir, İHD şubelererinde arama yapmak için değil’’ yazısıyla ikinci bir olumsuzluğun ortaya çıkmasını önledi.

Sonuçta hükümet bu dosyayı, şimdilik, bazı kuşkular ve ‘‘AB yolunda yeni bir gol yememek için daha duyarlı olma’’ kararlılığıyla kapattı.
Yazarın Tüm Yazıları