Hep Terim mi haklı!

Hep karşıyla kavga var. Haliyle bu da futbolcuyu sahada agresif hale getiriyor.

Eğer böyle devam ederlerse ve o Türkiye'deki korkak hakemler cesaretlenirlerse G.Saray'dan her maçta 2-3 oyuncu atılır. Bu kırmızı kartların sorumlusu da yine Fatih Terim olacaktır.

EY ruh nerdesin... Eğer geldiysen fincanı hareket ettir. Bu sözler üzerine fincan masanın üzerinde hareket etmeye başlar.

G.Saray nasıl olacak, kötü mü, iyi mi?

İyi olacak ise EVET'e, kötü olacaksa HAYIR'a git.

Fincanın üzerinde 4-5 tane işaret parmağı var zaten.

Bu fincan dolaşır, gider HAYIR’ın üzerinde durur.

Neden mi?

Bir buçuk yıldır Galatasaray'da yeni bir yönetim şekli doğdu. Galatasaray Başkanı ve Teknik Direktörü var. İkisinin arasında kimse yok. Haliyle de yanlarında da yok.

Bu ikili ne istediyse, onu yaptı.

Gelelim şu andaki görüntüye.

Galatasaray bir futbolcu mezbahası ve hurdalığına döndü.

Terim kimi istediyse onun kellesi uçtu. Veya hurdalıkta bekliyor.

Basın çok kötü. Neredeyse bazı gazeteler için Florya'da sürek avı yapılacak. Hatta yapılıyor. Ceza kurulu da kötü. Hakemler kötü. Ben size soruyorum. Bir tarafta Lukunku, Arif, Hakan Şükür, Ümit Karan.

Dönün Beşiktaş'a bu zenginliğe siyah beyazlılar sahip mi? Cevabı hayır.

Eğer Fatih Terim'in Özhan Canaydın'ın biraz cesaretleri varsa, versinler Ümit Karan'ı Beşiktaş'a bakın ne olur.

Dönüyorsunuz Fatih Terim, habire futbolcu gönderiyor. Haliyle de yerine oyuncu alınıyor. Peki hep mi futbolcular kötü. Hep mi onlar kamuoyunun önüne atılıp aslanlara parçalattırılacak. Hep mi basın suçlu.

Fatih Terim'i futbolcular bir yere getirmedi mi? Hiç mi o futbolcuların Terim'in geldiği noktada payları yok.

Korkak hakemler cesaretlenirse

Başarıya giden yolda Nezih Alkış ağabeyi, Şansal Büyüka ağabeyi, Mehmet Ağar ağabeyi, Terim'in önündeki çakıl taşlarını grayderlerle az mı temizledi.

Şimdi herkes kötü. Bir tek Terim doğru.

Galatasaray'da basınla ilişki kuracak kimse yok. Futbolculara ağabeylik yapacak, dert dinleyecek kimse yok.

Hep karşıyla kavga var. Haliyle bu da futbolcuyu sahada agresif hale getiriyor. Eğer böyle devam ederlerse ve o Türkiye'deki korkak hakemler cesaretlenirlerse G.Saray'dan her maçta 2-3 oyuncu atılır. Bu kırmızı kartların sorumlusu da yine Fatih Terim olacaktır.

Geçtiğimiz aylarda ‘‘Ümit Karan, Beşiktaş ile konuştu’’ diye açıklamalar yapılmıştı. Menajer Sinan Engin o zaman çok enteresan bir açıklama yaptı. Kimsenin de dikkatini çekmedi. Engin, ‘‘Biz Ümit ile konuşmadık, öyle bir şey olursa G.Saray'a gider konuşuruz. Ama Lucescu G.Saray'dan bize geldikten sonra bir çok G.Saraylı futbolcu, Beşiktaş'a gelip oynamak istediğini telefonla iletti’’ demişti.

Çok futbolcu alkolik olacak

Bakın size yine birşey soracağım. Bu G.Saray kadrosu bence şampiyonluğa oynar. Olur veya olmaz. Geçen gün bir yerde sohbetteyiz. ‘‘Bu G.Saray kadrosunun başına şu anda Lucescu'yu getirin. Beşiktaş'ın başına da Fatih Terim'i.. 2 ay sonra sizce ne olur’’ dedim. Oradan bir bayan ‘‘Allah korusun, ben Beşiktaşlıyım. Herkes yerli yerinde kalsın’’ dedi.

Futbolcunun da bir gururu, haysiyeti var. Zaten konuşamıyorlar. Korkarım, G.Saray'da çok futbolcu alkolik olacak. Çünkü Batista ilk belirtileri gösterdi.

Sevgili Fatih gazeteci kovalıyor, futbolcu kellesi uçuruyor. Saddam da öyle başladıydı, sonunda sığınakta bulundu. Hem de ateş edemeden.

BU SİZLERE AZ BİLE...

GEÇEN hafta Terim'in ‘‘yazıklar olsun’’ cezasıyla Trabzon'daki aklı evvel iki kişinin sahaya girmesiyle ilgili raporlar için ‘‘Yüreğiniz yetiyorsa’’ açıklayın demiştik. Şu ana kadar ‘‘Tık’’ yok.

Ben raporlarda ne yazıldığını cümle cümle biliyorum.

Size isterseniz bu konularda kendi düşüncemi açıklayayım. Önce Ankara'daki Federasyonun Hukuk Kurulu'nda görevli Kemal Kaya ağabeyime yazıklar olsun. Sonra o cezayı veren ve vermeyen disiplin kuruluna yazıklar olsun. En sonunda da haliyle Futbol Federasyonu'na yazıklar olsun.

Bozacının şahidi şıracı derler. Bu gözlemcileri ve temsilcileri eğer gönderiyorsanız, raporlarına uyun. Uymayan gözlemcilerin de kellesini uçurun. Ama Futbol Federasyonu olarak siz, hem öyle hem de böyle yapıyorsunuz. Sonunda da Galatasaray'ın Olimpiyat Stadı'ndaki hopörlörlerinden özel yayınlanan ‘‘yazıklar olsun’’ parçasıyla dalga geçiliyorsunuz. Bu sizlere az bile.

Yarıda bırakmak var mı?

TRABZON'da başkanlık seçimi var. Şu anda üç aday gözüküyor. Bence bu üç adaydan hangisi kazanırsa kazansın, Trabzonspor kaybedecek.

Adaylar kaliteli, onlara birşey dediğim yok. Ama Trabzonspor camiasında üç tane adaya ayrı ayrı üç kaliteli yönetim kurulu çıkaracak şahıs da yok. Hepsi listelere ikişer üçer bölünmüş durumda. Eğer anlaşıp tek listeyle sonuca gitmezlerse Trabzonspor'a yazık olur.

Özkan Sümer'in neden zamansız istifa ettiğinin gerçeği yeni yeni meydana çıkmaya başladı. Sümer teknik direktörlük, menajerlik dahil, herşeye talibim diyor. Anlaşılıyor ki, maddi olarak sıkıntıda. Federasyonun Trabzon'a verdiği ceza bahane. O zaman Özkan Sümer'in hiç olmazsa kongreye kadar devam etmesi gerekirdi. Eğer Federasyonda bir görev alırsa veya bir kulüpte göreve başlarsa, bence onun ismine yakışmayacak gibi geliyor.

Ya başladığını bitirecekti, ya da başlamayacaktı. Para için yarıda bırakmak ona yakışmadı.

Malum hakemler

YARDIMCI hakemler ellerindeki bayrakları resmen silah gibi kullanarak, maçları öldürmeye başladılar. Hakemler için artık birşey söylemeye gerek yok. Çünkü bazı isimler göstere göstere eylemlerine...! organizasyonlarına devam ediyorlar! Bazıları da korkaklığına devam ediyor. Göstere göstere tekme atana göz yumuluyor, penaltı yapanın tersine faul veriliyor. Bana göre bazı maçlara bazı malum hakemler gönderiliyor. Tayinlerde baskı var mı yok mu, herkesin günahı boynuna.

Şerefli Güneş!

Yıllar önce Trab-zon'da oynanan Trabzonspor- Zonguldakspor maçıyla ilgili, ikinci defadır Şenol Güneş'ten açıklama bekledim, gelmedi. O zaman Güneş'e bir tavsiyem var...

Aklına estiği her yerde başkalarına şeref, haysiyet, kişilik sözcüğü kullanmasın.

Rekabet olunca

Aziz Yıldırım'a ciddi rakip çıkmıyordu. O da transferde biraz yan çiziyordu. Sadettin Saran'ın adı bile onu rahatsız etti. Ve ciddi paralar ödeyerek transfer yapmaya kalktı. Rekabet her yerde avantajdır.

Böyle kaza olur mu?

HÜRRİYET Gazetesi'nde bir fotoğraf. İş kazası diye başlık atılmış. Üzerine de binlerce insan konuştu, yüzlerce insan yazdı.

Neyin iş kazası arkadaşlar? Kaza beklenmedik hallerde ve anda olur. Hani bayan muhabir eteklik giyer, eğilince rüzgar gelir eteği açılır. Bu bir kazadır. Hafif yırtmaçlı etek giyer, eğilirken yırtılır. Bu bir kazadır. Sen düşük kemer pantolon giy, tangayı da çek, sonra muhabirlik yapmaya git. Laila'ya gidersen tamam. Ama ciddi bir yerde o kıyafeti giyersen olmaz. O kızın kaza yaptığı değil de, bilerek şov yaptığı meydana çıkıyor. Bunun sorumlusu da o kız değil, o kızı o kıyafetle işe çıkaran bağlı olduğu şefidir.
Yazarın Tüm Yazıları