İzlanda Pavyonu’nun etkileyiciliği

DÜN Frankfurt Kitap Fuarı Onur Konuğu’nun İzlanda olduğunu yazmıştım.

380 bin nüfuslu ülkede bir yılda 3 milyon 500 bin kitap satılıyormuş.
Ünlü bir yazar bu durumun nedenini şöyle açıklıyormuş:
“Burada herkes yalnızlıktan ve unutulmaktan korktuğu için okur.”
Acaba niçin okuyoruz?
Bunu kendimize hiç sorduk mu?
İzlanda Pavyonu’na girer girmez, şunu düşündüm:
Sadeliğin yarattığı mükemmeliyet insanı çarpıyor.
Standın duvarları kitap fotoğrafları ile donatılmış, daha doğrusu bezenmiş.
Kameralar orada oturup kitap okuyan insanları duvara yansıtıyor.
Bir ülkenin tarihi bu kadar kısa, bu kadar özet ve bu kadar etkileyici ancak böyle anlatılır.
* * *
50’NCİ yıl için yapılan çalışmalarda ve sergilerde, Almanya’da yaşayan yazarların biraz geride kalmış olduğu kanısındayım.
Bazı adları kısa süre önce yazmıştım.
Hürriyet’in sergisinde edebiyatçıların adlarını ve fotoğraflarını gördüm.
Göç için hazırlanmış diğer kitaplarda onlara rastlamadım.
Oysa onlardan yazı alınmalı ya da röportajlar yapılmalıydı.
Bu eksikliğin giderilmesini bekliyorum.
Hatta onların kitaplarının bu vesileyle yeniden yayınlanmalarını öneriyorum.
Salih Karatepe’nin sahibi olduğu DSK Group Türk standının bütün hizmetlerini üstlendi.
Literatürk’te Aras Ören’in onur konuğu seçilmesine de çok sevindim.
O dönemin Türk yazarlarından bir seçmeyi de Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınlayabilir.
* * *
BÖYLE yıldönümlerinin kalıcı eserlerle unutulmazlık kazanacağı kanısındayım.
Edebiyat dışında başka türlerde de göç konusunda ne yapılabilir diye dostlarıma sordum.
Bir belgeselin özetini Berlin’de Hürriyet’in açtığı sergide gördüm.
Daha uzun bir film yapılabilir.
Bu ön çalışma olarak önemlidir ama yeterli değildir.
Bir beste yapılabilir mi? Bakanlık bir beste yarışması açabilir.
Yarışma yerine bir bestecimize bir eser ısmarlanabilir. Hiç kuşkusuz benim aklıma ilk gelen isim, Fazıl Say. Onunla konuşulmalı.
Ayrıca bilimsel araştırmalar da ısmarlanmalı.
Fahri Aral’ın hazırladığı serginin önündeki masada bu konuya eğilen kitaplar var.
Ben böyle sergilerin sadece Almanya’da yapılmasını yeterli bulmuyorum.
Başka yerlerde de sergiler açılmalı.
* * *
GEREK Hürriyet’in açtığı sergi, gerekse Fahri Aral’ın küratörlüğünü yaptığı serginin bütün Türkiye’yi dolaşmasını salık veriyorum.
Yazarın Tüm Yazıları