63 yıldır açılan fuar

İnsan bir fuara her yıl gitti mi, değişimleri saptamada zorlanıyor.
Kısa bir gözlemle katılanların azaldığını fark ediyorsunuz.
Metin Celâl, bu yıl katılım azlığından 6. Stand’ın kapatıldığını söyledi.
Acaba bu e-kitabın yükselişi mi? Kâğıt yavaş yavaş tahtını bırakıyor mu?
Ben ileriyi görmek, modern olmak uğruna aceleci yargılardan çekinirim.
Kimilerine göre kitap sayısı da azalmış.
Anlayacağınız herkes e-kitabın önlenemez saltanatından söz ediyor.
* * *
Türk standında, “Göç’ün 50. Yılı” nedeniyle hem bir sergi açıldı hem de göç konusunda yazılmış kitaplar sergilendi.
Serginin küratörlüğünü Fahri Aral üstlendi...
Serginin adı “Türkiye’den Almanya’ya Göç (1961-2011) Hürriyet de Berlin’de”
“Hürriyet’in Tanıklığında Göç’ün 50. Yılı” sergisini açtı ve bir de albüm yayınladı.
“50. Yılında Göç” kitabını da Kültür ve Turizm Bakanlığı Audi ile Frankfurt Kitap Fuarı yönetimi güzel bir işbirliğiyle gerçekleştirmişler.
Basın merkezinin de bulunduğu şık bir mekân yapmışlar. Sponsoru Audi.
Sorulduğunda ünlü otomobil firması yetkilileri bakın nasıl yanıtlamışlar:
“Driven by ideal”. Her iki sektör de fikirlerle yürür.
Kitaplar da otomobiller de.
* * *
Bu yılın onur konuğu İzlanda. Mottosu şu:
“Destansı İzlanda”.
İzlanda izlenimlerimi de ileteceğim sizlere.
Dilden dile bir fıkra dolanıyor:
İzlandalılar diyorlarmış ki, nüfus başına en çok Nobel kazanan ülke biziz.
380.000 nüfuslu bu ülkenin yazarı Halldor Laxness.
Buz Sarayı kitabını dilimize Melih Cevdet Anday çevirmişti. Editörlüğünü de Faruk Şen yaptı.
* * *
E-kitabın yükselişini yazanlara kitap fuarı başkan yardımcılarından Holger Volland şöyle diyor:
“İstediğimiz kadar sosyal medya aracılığıyla birbirimizle irtibata geçelim. İstediğimiz kadar birbirimizle telefonla konuşalım, medya sektörü karşılıklı bir araya gelmeler ve temaslar üzerine kuruludur.
Bu inter aksiyonun yerini dijital çağda bile hiçbir şey alamaz.”
* * *
Uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı Direktörü Jurgen Boos, açış konuşmasında bakın ne demiş?
“Geçen yıl e-kitap ilk kez sektöre girdi. Bu yıl da açıkça görülüyor ki gelecekte mültimedyanın içeriği önem kazanacaktır.”