AKP bürokratları kadınları çok düşünüyor!

Oysa, AKP bürokrasinin getirdiği bu uygulama; daha geçtiğimiz cuma günü, kadına seçme ve seçilme hakkını çoğu Avrupa ülkesinden önce tanımanın 69'uncu yılını kutlayan Türkiye görüntüsüyle tam bir çelişki arz ediyordu.

Konuyla ilgili olarak her iki kurumun başındaki bürokratları aradık.

TMO yönetimi sessizliği tercih ederken DSİ'den, Genel Müdür adına basın müşavirliğinden hem sözlü, hem de yazılı yanıt alabildik.

Yanıta göre, kadınların kontrol mühendisi olarak şantiyelerde görev yapması zordu ve uygulama özel sektörde de böyleydi.

Ayrıca, kadınlar bu görevlere atansa bile, birkaç ay sonra, ‘‘Şu mazeretler nedeniyle beni merkeze alın’’ diye torpil koyuyordu.

Özellikle bu gerekçe, Türkiye'de bugüne kadar böylesine torpiller koyan tek bir erkek kamu görevlisi çıkmadığı için çok doğruydu (!)

‘GÖNLÜMÜZ RAZI DEĞİL’

Açıklamanın, ‘‘Türkiye'nin ve DSİ'nin bu kadar meselesi varken, bu konunun speküle edilmesi DSİ çalışanlarını üzmüştür. Kadının dağ başında, zor şartlarda çalışmasına gönlümüz razı değildir. Bunun öne çıkarılması ilkeli gazetecilik anlayışına sığmamaktadır’’ bölümü de çok duygu yüklüydü.

Aynı açıklamalarda, sınavı, Anayasa ve AB için kadın erkek eşitliğini her alanda sağlayan yasaları peş peşe çıkaran AKP hükümetinin hedefleriyle bağdaştırmanın izlerini bulmak ise mümkün değildi.

Zaten, DSİ'nin bağlı olduğu Enerji Bakanlığı Müsteşarı Sami Demirbilek bile uygulamayı şaşkınlıkla karşılıyor, yanlış buluyor.

Demirbilek, ‘‘Bakü Ceyhan Boru Hattı şantiyelerinde hem mühendis hem de güvenlik amiri bayanlar çalıştırıyoruz’’ diyor.

Oysa DSİ yönetimine göre, bu işi kurcalamak ilkeli gazetecilik değildi.

AKRABALAR DA OLMASA

TMO'daki tablo ise daha çarpıcı.

Çünkü, TMO yönetimine göre, kadından ekspertiz de, muhasebeci de olamaz.

Kurum yönetimi, ‘‘dağ başı’’ gerekçesine sığınamayacağı için mi yanıt vermedi bilemiyoruz; ama TMO'nun, IMF kararları nedeniyle alım şubelerinin sayısını 72'den 27'ye, ajans sayısını da 232'den 136'ya indirdiğini ve tüm bu birimleri kent merkezlerinde topladığını herkes biliyor.

Üstelik, TMO'nun yeni personel alımına bile gereksimini yoktu; çünkü bu tasarruflar nedeniyle yaklaşık 3 bin görevlisi açığa çıkmıştı.

TMO'nun eski yöneticileri ise kadınları düşünmediklerinden (!) geçmişte bayanları ekspertiz olarak her yerde görevlendirmiş, muhasebecileri erkeklerden oluşturmayı ise hiç akıllarına getirmemişlerdi.

Türkiye'nin ücra köşelerinde dağ başlarında yapan kamu görevilisi bayanlar da sıkıntılarını bu bürokratlara borçlu olmalılar!

Bu nedenle, hemcinslerine iş vermeyenleri alkışlıyorlardır. Uygulamada, hükümeti doğrudan kusurlu bulmak belki mümkün değil.

Ancak, bir yandan kadın erkek eşitliği için yasa çıkaran hükümetin, diğer yandan sadece birkaç akraba dışında, üst düzey hiçbir göreve kadın bürokrat atamaması bu tür uygulamalara cesaret veriyor olmasın!

Hükümetin, başka alanlardaki sabıkaları da bu kuşkuyu haklı kılmıyor mu?