Yabancılara gayrimenkul satışı cari açığı patlatır

BİZZAT Başbakan, cari açığı düşürmeyi “ulusal iktisat politikası” haline getirdiklerini söyledikten sonra, herkes bu amaçla proje geliştirmeye başladı.

Haberin Devamı

Aslında bu konuda kafa yormanın ülkeye faydası var. Akıl, akıldan üstündür. Bir de bakarız ki; bazılarımızın aklına o güne kadar pek de düşünülmeyen parlak fikirler gelmiştir. O sayede cari açığı düşürme denilen meşakkatli işin topluma külfeti azalabilir. Bu iş meşakkatlidir. Çünkü cari açık vermek, başkalarının tasarruflarını yemek, yani el atıyla gezmeye çıkmaktır. Cari açığı azaltmak ise, el atına mümkün mertebe binmemek demektir. Allah insanı gördüğünden geri komasın.  Ülkemizin önde gelen inşaatçıları toplanmışlar. Yabancılara arsa-bina satarsak ülkenin cari açık meselesini çözmüş oluruz diye düşünmüşler. Tam tersine, yabancılara ne kadar çok gayrimenkul satılırsa, cari açık da o kadar artar. Cin çocuklar “CİNCİN” marka sakız çiğner, ama akıllarına gelen cin fikirler onların işine yarasa bile, her zaman ülkenin işine yaramaz..
CARİ AÇIK NEDİR
Cari açık, bir ülkenin üretip yabancılara sattığı mal ve hizmetlerin toplam değerinin, yabancıların ürettiği ve o ülkenin tüketim veya yatırım için dışarıdan aldığı mal ve hizmetlerin toplam değerinden küçük olmasıdır. Buna kısaca döviz harcamalarının, döviz gelirlerinden fazla olması da denebilir. Pek tabii bu fazla harcamayı yapabilmek için, döviz bulmak gerekir. İşin bu kısmı, cari açığın finansmanına girer ve adına “sermaye hareketleri” denir. Cari açıkla, sermaye hareketlerinin toplamı birbirine eşit olmalıdır. Eğer bir fark varsa buna da “Net hata ve noksan” denir. Yani eşitlik yine sağlanır. Cebirsel toplam daima sıfırdır. Yabancılara arsa, bina gibi gayrimenkul satışından gelen paralar “cari işlem geliri” sayılmaz. Bunlar, sermaye hareketleri kümesine girer. Dolayısıyla gayrimenkul satışı, cari açığı kapamaz. 
DÖVİZ BOLLUĞU DÖVİZİ UCUZLATIR
Dışarıdan içeriye ne kadar çok sermaye akımı olursa, ülkedeki döviz arzı artacağı için döviz fiyatları düşer. Döviz fiyatları düşünce, yabancıların ürettikleri mal ve hizmetlerin fiyatları “Türk Lirası” cinsinden düşer. İthal mallar karşısında yerli üretim pahalı kalır. İthalat artar, aynı sebepten ihracat azalır. Bu yüzden “ticaret açığı” artar. Taşımacılık, turizm, hizmet bedelleri, sermaye gelirleri, işçi dövizleri gibi “görünmez” tabir edilen kalemlerle elde edilen döviz gelirleri, bu tür giderlerden fazla ise bu tutar “ticaret açığı” sayısından düşülür, kalana “cari açık” denir. Ama, döviz fiyatının düşmesi “görünmez kümesindeki” gelirleri de düşürür.
FAİZ, KÂR VE KİRA TRANSFERLERİ
Bir ülkeye ne kadar çok sermaye girmişse, bir süre sonra aynı sermayenin, girdiği ülkede elde edeceği “kâr, kira ve faiz” gelirlerinin de o kadar artacağı açıktır. Hiç kimse yabancı bir ülkeye kara gözleri için yatırım yapmaz. Dün dışarıdan sermaye getirenlerin, yarın sermaye kazançlarını dışarı çıkaracaklarını unutmamak ve bunun için onları suçlamamak gerekir. Bu transferler de cari açığı arttırır. Bu olayı Türkiye’de aynen yaşıyoruz.
Son Söz: Mehmet için iyi olan, memleket için iyi olmayabilir.

 

Yazarın Tüm Yazıları