Bir erkek hem erotik hem sempatik olabilir mi?

Borsa’da buluştuk Feride’yle.

Feride Edige.

Haberin Devamı

Açık Hava Konserleri’nden önce ritüel bu, Borsa’da buluşacaksın. Enginarları mideye indireceksin. Neden? Çünkü çok ağır yersen, zıplayamazsın. Az ye ne var, zaten yazdan çıktık, şiştik. Ben yani. Feride benden on beş yaş büyük ve on kilo daha zayıf, nasıl oluyorsa.
Uzun zamandır görüşmemiştik. Kafaca çok anlaştığım biriyle böyle oluyor. Bir sürü konuşacak şey birikiyor. Daldan dala atlayarak konuşuyoruz.
Manyaklar gibi.
Daha bir konu bitmeden, başka bir konuya atlayıp... Oradan oraya, oradan oraya... Atlaya atlaya, zıplaya zıplaya coşkuyla ilerliyoruz. O gün de öyle oldu.
Oğluna süper bir düğün yapmış, acayip kıskandım, nasıl zarif, nasıl güzel bir düğün, İtalya’da bir şatoda, onların fotoğraflarına baktık, bir de çok güldüm, düğünde kendini tutabilmek ve salya sümük ağlamamak için, bir ay önceden bitkisel bir antidepresana başlamış.
Akıllı anne dediğin böyle olur.
Aslında onu anlıyorum, ne düğünü, Alya ilkokula başladığı için dün ben kendimden geçtim, evlendiğinde kim bilir ne hale gelirim.
Diyeceğim, biri bizi konser öncesi görseydi Feride’yle “Bu iki kadından uzak durmak gerekir, bunlar normal değil” derdi. İtalyanlar gibi ellerimizle kollarımızla, heyecan içinde görüşmediğimiz seneleri konuştuk, arayı kapattık.
“Ve hazırız Yarab!” dedik.
Kime mi hazırız?
Tabii ki Tarkan’aaaaa...

Haberin Devamı

Bir erkek hem erotik hem sempatik olabilir mi

MÜTHİŞ PERFORMANS
Ve Açıkhava’dayız./images/100/0x0/55eb50e0f018fbb8f8b9651e
Oh be özlemişim İstanbul’u.
Feride sayesinde torpilliydim tabii, ikinci sıraya yerleştik. Şimdi arkadaşlar, bu tespitim biraz acı olacak. Ne yapıp edeceksin, bu tür konserlerde, birinci sırada oturmayacaksın. Çok göz önünde oluyorsun, gereğinden fazla havalı. Bütün gözler senin üzerinde.
İnsanlar sana, “Bu kim?” diye bakıyor. Sen de “Ben biriyim, önemliyim” diye oturmak zorunda kalıyorsun. İstemesen de. Bence gereksiz.
İkinci sıra iyidir.
Davet bile olsa, benden söylemesi, ikinci sırayı tercih edin, birinci sıra çok altı çizili bir şey. Tabii bu, benim fikrim.
Siz belki de hayatta her şeyin altını fosforlu kalemle çizmek isteyenlerdensiniz.
O zaman kim tutar sizi...
Heyecan dorukta, Tarkan’ı bekliyoruz. Ve çıkıyooor.
Rüzgâr gibi, fırtına gibi. Yüzünde o şahane gülümsemesi. Ağzına, dişlerine, gözlerine, dudaklarına bayılıyorum. İçine sokasın geliyor. Ya da dudaklarına yapışasın. Öyle bir adam.
İlginç olan da kadın-erkek, hepimiz ona bayılıyoruz.
Bu sayfaları yapan Cumali şöyle dedi mesela: “Biz erkekler, Tarkan’ı kıskanmıyoruz, kıskanamıyoruz. Onu ayrı bir yere koyduk. Evet böyle bir adam var, bütün kadınların dibi düşüyor ama gerçekten seksi.”
Türkçesi, kız arkadaşı, Tarkan’a ölüp bittiğinde ses çıkarmıyormuş yani.
TANRI VERGİSİ BİR ŞEY
Ardı ardına, şarkılarını patlatmaya başladı. Nasıl seksi, nasıl tatlı. İnsan, hem erotik hem sempatik olabilir mi? Tarkan öyle. Müthiş bir performanstı, valla boru değil, bir dakika yerinde durmuyor, inanılmaz dans ediyor, çok çok estetik, gözlerini alamıyorsun ondan. Tanrı vergisi bir şey. Hepimizi, Açıkhava’daki herkesi, çok kısa bir süre içinde avucuna aldı. Bir orkestra şefi gibi dalgalandırdı.
Onun bir hareketiyle, biz göz işaretiyle, bir gülüşüyle, istediği her şeyi yapacak hale getirdi. İnanılmaz bir şey. O kadar kişi, birden eğlenebilir mi? Herkes bu kadar coşku duyabilir mi?
Tamam bir sürü konser, bir sürü star görüyoruz ama iki-üç şarkıda coşuyoruz, sonra o hanımefendi ve edepli halimize dönüyoruz, belki de Tarkan’ın farkı, insanın içindeki edepsizi çıkarıyor, önüne koyuyor. Sahne, ışıklar, her şey çok iyiydi.
Bütün şarkılarını da meğer ezbere bilirmişiz. Sezen olma yolunda Tarkan. Öyle bir kategoriye sıçramış. Bir ara esamesi okunmuyordu, düşmanları, “Bitti işte!” filan diyordu, halt etmişler, adam yine en zirvede. Bir de uzun zamandır kimseye bulaşmıyor, hiçbir tartışmaya katılmıyor, cevap filan vermiyor ya, daha da bayılıyorum.
Ayrı bir yerde duruyor.
Bir insana, terlemek bu kadar mı yakışır? Bir insana, dil çıkarmak bu kadar mı yakışır?
Gülünce, gözlerinde şahane şimşekler çakıyor.
Bilmiyorum belki de o geceye mahsustu ama çok sıkı bir kondisyon sergiledi, hiç durmadan, sahnenin bir ucundan bir ucuna koştu durdu, bir dur kardeşim, yok durmuyor.
Bunu becerebilmek için de günde en az birkaç saatini gym’de geçiriyor olması gerekir, yoksa mümkün değil. Gözlerim büyüyerek, şaşkınlık içinde izledim. Ve kendi kendime, “İyi ki gelmişim, Tarkan konseri izlemeden yaz bitmezmiş!” dedim.
IŞIĞI VAR IŞIĞI
Bir de eğri oturup doğru konuşalım, bu adam dünyanın en çarpıcı adamı değil aslında. Kısa boylu bir kere. Oturduğu zaman tabureye, bazen ayakları yere değmeyecek gibi duruyor.
Ama kim takar?
Işığı var ışığı!  Devleşiyor sahnede, nefes kesecek biri oluyor, hipnotize ediyor sanki.
Ağustosta Elif Dağdeviren’le karşılaştık Bodrum’da, çılgın bir gece yaşadık sayesinde, bizim Dubai takımıyla, orada laf lafı açtı, Tarkan’a geldi. O kadar güzel anlattı ki 20 yıl önceki sevgilisini. “Onunla dünyanın neresine gidersen git, adamın öyle bir ışığı var ki, star ışığı denen şey bu olsa gerek, hemen gözler ona döner” dedi, “Mıknatıs gibi çeker. Şarkı söylemesi de gerekmiyor, onu tanıyanların olması da gerekmiyor, yürüsün yeter, yollar açılır, kadınlar bakar, erkekler bakar, ayağa kalkarlar, hatta bazı yerlerde, sebepsiz alkışlamaya başlarlar. Böyle bir adam.”
Aliye Simavi’yi de gördüm konserde, “Nasıl etkileyici değil mi?” dedi, “Çünkü oynamıyor. Adam bu. Gerçek hayatında da sahnedeki gibi eğlenceli, coşkulu, heyecanlı.”
KIRIŞTIRIN ONUNLA
Bir tek eleştirim, o giydiği yeleklere olacak. Bence öyle tuhaf gömleklere, yeleklere gerek yok. Konserin sonunda normal bir tişörtle çıktı, aman Allah’ım öldürücü güzeldi. Ama demek ki seviyor, yapacak bir şey yok. Zaten adam o kadar müthiş ki, gömleği pantolonundan çıksa da üzerindekiler terden yapışsa da şahane.
Konserden sonra da bir süre, gözümün önünden gitmedi onun sahnedeki hali. Eğer devam ediyorsa, bu konserleri kaçırmayın derim.
Sizinle resmen flört ediyor sahneden. Siz de gidip kırıştırın Tarkan’la... Mutlaka...

Yazarın Tüm Yazıları