Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

‘O müdür hemen istifa ederdi’

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, ‘‘İslami terör denmesi kanıma dokunuyor’’ yerine, ‘‘İslam'ın teröre gerekçe kılınması kanıma dokunuyor’’ deseydi, İstanbul'daki terör daha sağlıklı zeminde tartışılabilecekti.

Konuyla ilgili uzmanlarla görüşme olanağı bulunca, Başbakan'ın yarattığı isimlendirme tartışmasının gereksizliği de ortaya çıkıyor.

Çünkü; Başbakan, devletin herhangi bir terör raporuna baksa orada ‘‘Radikal dinci örgüt’’ tanımını bulacaktı.

Başbakan'ın yarattığı bu tartışma, emniyet ve istihbarat birimlerindeki eksikliklerin gündeme gelmesini erteledi.

Sedat Ergin, dünkü yazısında işin istihbarat boyutuna dikkat çekti.

Bu alandaki eksiklik nedeniyle teröristlerle ilgili sonuca, ancak eylemden sonra ve ‘delilden çözüme’ yöntemiyle ulaşıldı.

Uzmanlara göre, ‘birinci saldırıyı yenileri izleyebilir’ öngörüsünde de eksik kalındığından ilgili yerlere gerekli uyarılar yapılmadı.

İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, bu eksikliklerini gizlemek amacıyla ne kadar suçu medyaya yüklemeye çalışsa da pek inandırıcı olamadı.

Bunun nedeni de, bir saat arayla suçluların kaçtığını ima eden bir polis amirinin, kusuru öncelikle kendi içinde araması gerçeğiydi.

Cerrah, kendi sorumluluğu ortada olduğu için bunu yapamazdı.

ARŞİVLERDELER

Avrupa Parlamentosu'nun Türk kökenli üyesi Ozan Ceyhun'un, ‘‘Böylesine iki eylem herhangi bir Avrupa kentinde olsa o ilin emniyet müdürü hemen istifa ederdi’’ görüşü de hayata geçirilmeyip, aksine Başbakan'ın Cerrah'a arka çıkması zaafiyetlerin devamı konusunda tedirginlik yaratıyor.

İşin uzmanlarına baktığımızda haklı tedirginlikler de söz konusu.

Öncelikle de takip sorununa dikkat çekiliyor.

Polise göre, İstanbul'daki eylemleri yapanlar, Selefiler olarak bilinen radikal dinci organizasyon.

Selefiler, Ahmet Taner Kışlalı cinayetinin ardından ortaya çıkarıldı.

Ankara eski Emniyet Müdürü Kemal İskender 24 Kasım 1999 tarihinde yaptığı açıklamada, Mehmet Emin Akın liderliğindeki örgütün hücre evlerinde yapılan aramalarda bol miktarda bomba yapımında kullanılan malzeme ele geçirildiğini açıklayıp, örgütün çözüldüğünü belirtiyordu.

Sonrasında ise yargının da etkisiyle Selefilerle ilgili emniyet birimlerinde herhangi bir hareketlilik gözlenmiyor.

‘İYİ ÇOCUKLAR’

Daha da önemlisi, kimin Afganistan, Çeçenistan'a gittiği, kimin El Kaide'ye katıldığı devletin arşivlerinde duruyor.

Bunların da takipleri yapılmamış, zaman içerisinde bazı emniyet birimlerinde onlara ‘‘iyi çocuklar’’ gözüyle bakılmış; hatta birer bağımsızlık savaşçısı gibi görülmüş.

Bazı atamalar birimler arasında zinciri bozup kısa devre oluşturmuş.

Uyarı yapması gerekenler de rehavete kapılınca bu örgütler, dar kadrolarla yeniden harekete geçme potansiyeline kavuşmuş.

Bu aksaklıklara il emniyetleri arasındaki çekişmeleri de eklemeli.

İstanbul bağlantısı olmayan önemli hiçbir operasyon söz konusu değil.

Ancak, İstanbul emniyeti diğer illerden gelen bilgilere gereken ilgi ve özeni göstermeyince sorunlar yaşanıyor.

Daha fazla medyatik olma şansı bulunan İstanbul emniyeti, sürekli bu avantajı kullanarak diğer illerin çabalarını gölgeliyor.
Yazarın Tüm Yazıları