Bu sözüm sana

BUGÜN; bir halkın “özgürlük ve zafer bayramı”yla inancını taçlandırdığı Ramazan Bayramı’nı birleştirdiği gündür.

Haberin Devamı

Köklüdür. Kadimdir...

Üzerinde kahramanların gölgesi vardır.

Bugün; bu coğrafyada emperyalizme karşı verilmiş en büyük ve en gerçek halk savaşının yaşandığı gündür.

Üzerinde dualar vardır.

Onun yaydığı cesaret ve özgürlük ateşi Kafkaslar’dan Ortadoğu’ya, oradan Kuzey Afrika’ya kadar örnek olmuştur.

Yani bugün; takvimlerdeki basit bir “yaz tatili” değildir...

İşte bu yüzden böyle bir günde gözlerinin içine bakar gibi açıkça soruyorum:

- Hatırlayacak bir tarihi olmak ne demektir biliyor musun?

- Geçmişinde özgürlük savaşları olan halkların insanlık tarihindeki öncü yeri nerededir haberin var mı?

- İnsanlık tarihi, aslında bir “özgürlükler tarihi”dir bilir misin?

Devrilmiş saraylar, çöken firavunlar, yıkılan imparatorlukların “gizli tarihi” böyle başlamıştır.

Bugün işte böyle bir gündür...

30 Ağustos’tur...

Haberin Devamı

Bu yüzden bu sözüm, hangi gerekçeyle olursa olsun kendisini kan dökmeye ayarlamış olan o sinsi mahlukadır.

Bilmediğimiz bir yerde, karanlık bir köşede, hiç görmediği, tanımadığı insanlara, tuzak kuran o “çatal dilli” öfkeyedir.

Antalya’da bir plajda oynayan masum çocuklara bomba atan o vahşiyedir.

O habis ruhadır bu sözüm.

İşte böyle bir günde ona seslenmek istiyorum...

Ve biliyorum ki, beni dinlemeyecek.

Ama olsun. O dinlemese de silahla demokrasi arasında kalan o gençler için en yüksek sesimle haykırıyorum...

Bu bayram gününde diyorum ki:

Silahı, pusuyu, tuzağı, mayını, kirli oyunları bırak. Sakın düşme o çukura.

Çünkü:

- Özgürlük savaşları halkların en onurlu savaşlarıdır. Ama pusuyla, tuzakla, onur ve kahramanlık bir arada yürümez...

Çünkü;

- Tarihte hiçbir hak pusuyla, mayınla, tuzakla kazanılamamıştır.

- Pusu tarihi kirlidir. Halkın tarihi tuzakla yazılmaz.

Çünkü;

- Asıl olan halkların cesaret, özgürlük ve demokrasi tarihleridir.

Bir sözüm de sana:

- Tamam seçimle geldin. “Demokrasi” dedin. Buna sonuna kadar saygım var.

Halkın iradesiyle gelen herkese saygım var.

Ama eğer, pusuya, tuzağa, silaha, akan kana, “dur” deme cesaretin yoksa, saygı da kalmaz.

HERKESİN ZAFERİ

30 Ağustos bu topraklarda yaşayan herkesin zaferidir.

Etnik bir zafer değildir.

Haberin Devamı

Köylüsüyle, işçisiyle, askeriyle, doktoruyla, kadınıyla, Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ı, Laz’ı, Çerkez’i, Zaza’sıyla tam bir halk savaşıdır.

İşte bu yüzden ben böyle bir günde diyorum ki:

Hiçbir dinin etnik kimlik hedefi yoktur.

Etnik kökenli bir din olamaz.

Etnik demokrasi de yoktur.

Bak eğer gerçek özgürlük savaşının ne olduğunu anlamak istersen...

Sana bu coğrafyanın özgürlük ateşini yakan 30 Ağustos’un o büyük kahramanından bir söz aktarıyorum:

“Efendiler, hâkimiyeti milliye öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, mahvolur. Milletlerin esareti üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkûmdurlar.”

(Acaba Mübarek, Kaddafi; Saddam, Esad bu sözleri okumuş mudur?)

Haberin Devamı

Bu ülkenin insanlarını seven herkesin bayramını kutlarım.

30 Ağustos, özgürlük ve vatan şehitlerinin ruhları şad olsun.

Yazarın Tüm Yazıları