Kolu kanadı kırık bir açılış

NERESİNDEN bakılırsa bakılsın TBMM’nin 24’üncü yasama dönemi dün “sakatlanmış” bir görüntüyle açılmıştır.

Ana muhalefet partisinin bir protesto eylemi olarak yemin etmek üzere kürsüye çıkmadığı, Kürt siyasi hareketini temsil eden milletvekillerinin de katılmayı bile reddettiği bir TBMM Genel Kurulu tablosu çok sancılı bir başlangıca işaret ediyor.
Başlangıçlar her zaman büyük bir sembolizm taşır. Yeni yasa döneminin açılışına genelde coşku, umut ve geleceğe dönük iyimser beklentilerin hâkim olması beklenir. Oysa dün bütün bu beklentilerin üstüne bir örtünün çekildiği bir Meclis söz konusuydu.
DIŞ DÜNYADA OLUMSUZ ALGILAMA
CHP ve BDP, dün Meclis’in açılışını gölgelemek pahasına da olsa kendileri açısından kaçınılmaz olan tutumu sergilemişlerdir.
Geçmişte aksi yöndeki emsallere rağmen, seçilmiş milletvekillerinin tutukluluk durumlarının mahkemeler tarafından bu kez kaldırılmamış olmasının toplum vicdanında izah edilebilir bir yönü yoktur. HSYK’nın nüfuzlu isimlerinin de artık rahatsızlık ifade ettikleri bir durumla karşı karşıyayız.
CHP’nin, seçilmiş milletvekillerine yapılan bu engellemeyi sineye çekmesi ve hiçbir şey olmamış gibi davranması beklenemezdi. Bu, CHP’yi hakkını aramakta acz içinde kalan bir parti durumuna sokardı. CHP açısından geçerli olan tezler BDP açısından da aynıyla vakidir.
Seçimin mutlak galibi AKP’nin de -MHP istisnası bir tarafa bırakılırsa- Meclis’te tek kişilik bir dans yapacağı bir duruma düşmekten çok hoşnut olduğunu zannetmiyoruz.
Arkasında ana muhalefetin temsil edilmediği bir Meclis’in olması, iktidar partisinin dış dünya karşısındaki gücüne de sekte vuracaktır. Her halükârda dış dünyaya Türkiye’den yansıyan, sorunlu bir parlamento, dolayısıyla sorunlu bir demokrasi görüntüsüdür.
ÇÖZÜM KAPISI ARALANDI MI?
Sonuçta CHP’nin bu hamlesi, iktidarı krize daha fazla kayıtsız kalamayacağı bir noktaya getirmiş ve hükümet kanadından gelen işaretlerle birlikte dün itibarıyla çözüm yönünde bir hareketlenmeyi de tetiklemiştir. Muhtemelen önümüzdeki günler çözümün kapısını aralayacak müzakerelerle geçecektir. Bir diğer olasılık, yargının karar değişikliğine gitmesidir.
Gönül arzu ederdi ki, işler bu noktaya gelmeden önleyici diplomasi yoluyla bu kriz aşılsın ve Türkiye yeni Meclis’in açılışını dün ağız tadıyla tanıklık edip izlesin. Türkiye’deki siyaset kültürünün, sorunlara kriz çıkmadan, arabayı çarpmadan çözüm bulma yeteneğinin bulunmadığı bir kez daha acı bir tecrübeyle sınanmış olmaktadır.
Bulunacak formül CHP’li iki milletvekili ve MHP’li bir milletvekilinin yanı sıra tutuklu durumdaki BDP’li 5 milletvekilinin serbest bırakılmasını da sağlamalıdır. Ancak bu çözümün BDP açısından sorunu tümüyle gidermesi zordur. Çünkü Hatip Dicle’nin milletvekilliği YSK tarafından iptal edilmiş olduğu için çok farklı bir durum söz konusudur. Dicle konusunda çok yaratıcı bir çözümün bulunması gerekecektir.
ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELERE DİKKAT
Her şerde bir hayır vardır. Bu krizin en önemli sonuçlardan biri, özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin takdir yetkilerini kullanırken ne kadar geniş bir hareket serbestisine sahip olduklarını Türk kamuoyunun daha iyi görmesini sağlamış olmasıdır. Bu mahkemelerin son icraatı, TBMM’nin açılışını krize sokmak olmuştur.
Söz konusu mahkemelerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadını önemsemeyen uygulamaları, bugün Avrupa hukuk düzeni ile kâğıt üstünde bu düzenin bir parçası olduğu iddiasını sürdüren Türkiye arasında ciddi bir kopmaya yol açmaktadır.
Bu mahkemelerin sorun yaratan tasarrufları arasında tutukluluk sürelerinin cezaya dönüşmüş olması, sanıklarla ilgili lehte delillerin değerlendirmeye alınmaması ve delillerin sanıklardan saklanarak etkili itiraz hakkının engellenmesi ilk akla gelen sorunlu uygulamalardır.
Bu haliyle yaşadığımız son kriz, sorunun adını da koymuştur. Yeni anayasa çalışmalarıyla birlikte bu mahkemelerin lağvedilerek ağır cezalık suçlara ilişkin yargılama usullerinin Avrupa hukuk normlarına saygılı bir şekilde yeniden düzenlenmesi Türkiye açısından artık ertelenemez bir öncelik halini almıştır.
Yazarın Tüm Yazıları