2010 Kültür Başkenti olmak İstanbul’a neler kazandırdı

DÜN İstanbul 2010’la ilgili raporun sunumunu yazıma aldım.

Bugün raporda yer alan bilgilerin ana başlıklarını aktaracağım.
Raporun ilk sayfasında şöyle bir yazı var:
“İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti (AKB), 1995 yılından beri süregelen programlar arasında 288.7 milyon Euro ile en yüksek bütçeli Avrupa Kültür Başkenti programı olmuştur. İstanbul’un ardından 155.4 milyon Euro ile Liverpoool 2008 gelmektedir.”
Benim ilgilendiğim hiç kuşkusuz bu yılın kültürel çalışmaları ve onunu bıraktığı ya da bırakacağını umduğumuz izlerdir.
Peki, neler yapıldı sorusunun yanıtını aşağıdaki rakamlarda görebilirsiniz:
-  Program kapsamında toplam 1.598 konser-dinleti, 763 sergi, 336 kitap/dergi ve katalog, 1.127 sahne performansı, 1.201 konferans/seminer/sempozyum, 735 atölye çalışması, 126 basın toplantısı, 52 festival-şenlik, 597 eğitim çalışması. 8 müze-kültür merkezi açılışı, 305 gala açılış, 638 saha çalışması ve bunlar gibi daha birçok etkinlik gerçekleştirilmiş,
-  İstanbul 2010 AKB Programı boyunca 586 proje ve 9.862 etkinlik düzenlenmiş,
-  Katılımcıların % 70’i İstanbul 2010 ile beraber kültürel faaliyetlerde artış hissettiklerini belirtmişlerdir.
Sayısal bakımdan, göz dolduran bir tablo, bir grafik. Bunların kalıcı etkisi ve hafızalarda bıraktığı etki, ilerideki yıllarda ancak değerlendirilebilecektir.
* * *
YURTİÇİNDE ve yurtdışında kültürler arası iletişimin geliştirildiği yazılmış.
Yabancı katılımcılar sayesinde, farklı kültürler hakkında bilgi sahibi olunduğu ve Türkiye ile Türk kültürünü başka kültürlere tanıttığı, maddesi eğer gerçekleşmişse başkent olmanın yararından söz edebiliriz.
Aşağıdaki iki maddenin ne oranda hayata geçtiğini araştırmak isterdim. Ancak bunu belgelemek mümkün değil:
-  Etkinliklere katılanların % 35’i yabancı katılımcılar sayesinde farklı kültürler hakkında bilgi sahibi olduğunu belirtirken, % 29’u program sayesinde farklı uluslardan insanlarla tanıştıklarını söylemişlerdir.
-  İstanbul’un kültürel zenginliğinin bir parçası olan azınlıklara yönelik olarak yapılan çeşitli kültürel etkinlikler azınlıklar tarafından oldukça olumlu karşılanmıştır.
Başkent olmak, izleyiciyi, seyirciyi ne derece etkilemiş?
Rapordaki bir maddeye bakarsanız, durum yarına dönük bir umudu göstermektedir:
-  Etkinliklere katılanların % 63’ü katıldıkları kültürel etkinliklerin sayısının arttığını, % 62’si ise 2010’dan sonra daha önceki yıllara göre kültür-sanat etkinliklerine daha sık katılacağını düşünmektedir.
-  Etkinliklere katılanların % 42’si, İstanbul 2010 ile ilgilerini çeken yeni kültürel alanlar keşfettiklerini belirtmişlerdir.
* * *
RAPORUN ana başlıklarını okuyup üzerinde düşünmenizi isterim:
İstanbul’da kültür-sanata ilk defa bu boyutta bir yatırım yapılmıştır. / Kültürel faaliyetlerde önemli bir artış hissedilmiştir. / Yurtiçi ve yurtdışı ile kültürler arası iletişim geliştirilmiştir. / İstanbul halkının kültür-sanata olan ilgisinin artmasına ve yeni kültür-sanat izleyicisi kazanmasına yardımcı olmuştur. / Şehrin çeperlerinin de etkinliklerden faydalanması sağlanmıştır. / Halkın kültürel faaliyetlere daha kolay erişimi sağlanmıştır. / Etkinliklere katılanların çoğunluğu katıldığı etkinlikten memnun kalırken, İstanbul 2010’dan beklentileri karşılananlarla karşılanmayanların sayısı birbirine yakındır. / Etkinliklere katılım oranı en başarılı AKB programlarının seviyesine ulaşamamıştır.
* * *
KÜLTÜR / sanatla ilgili bölümün son cümlesi, sanırım, sanata, kültüre olan ilgisizliğimizin sayısal itirafıdır:
-  Kişi başına düş en AKB programı bütçesine bakıldığında ise, 21.8 Euro ile İstanbul bu konuda diğer AKB’lere göre çok geride kalmaktadır.
-  İstanbul halkının İstanbul 2010 etkinliklerine katılamama sebepleri arasında ilk sırada % 61 ile etkinliklere vakit ayıramamaları gelmektedir.
Yazarın Tüm Yazıları