Erdoğan’ın başarısını getiren faktörler

ADALET ve Kalkınma Partisi’nin önceki gün seçim sandığında elde ettiği başarının gerisinde bu partinin yaklaşık 9 yıldır tek başına iktidarda olmasının getirdiği icraat avantajından, sahada izlenen kampanya stratejilerine ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın toplumla kurduğu iletişime kadar pek çok faktör rol oynuyor.

Haberin Devamı

Kuşkusuz, bir yazının sınırları içinde bu faktörlerin hepsini değerlendirebilmek mümkün değil. Ancak bir bölümünü dışarıda bırakmak pahasına, belirleyici olduğunu düşündüğümüz bir dizi faktörün altını şöyle çizebiliriz:
HALKIN MEMNUNİYETİ YÜZDE 48 OLUNCA
Herhalde AK Parti’nin başarısını açıklamak açısından başvurmamız gereken en önemli referanslardan biri ABD’deki bağımsız bir araştırma kuruluşu olan PEW tarafından çok yakınlarda açıklanan bir kamuoyu araştırması.
PEW tarafından 7 Haziran’da açıklanan Türkiye araştırmasının en önemli sonucu, 2011 yılında Türklerin yüzde 48’inin durumundan hoşnut olduğunu ortaya koymuş olmasıdır. Bu, neredeyse iktidarın geçen pazar günü sandıkta aldığı oy oranıdır. Ankete göre, durumlarından hoşnut olmayanların oranı ise 1 puan farkla yüzde 49’dur.
Araştırmanın çarpıcı yönü şudur: Ekonomik krizin baş gösterdiği 2008 yılında yüzde 21’e düşen, 2009 yılında yüzde 22 düzeyinde seyreden memnuniyet oranı 2010’da düzelme sürecine girerek yüzde 38’e çıkmış ve hemen ardından yüzde 48’e sıçramıştır. Buradaki grafik eğrisi, hükümetin 2009’da yerel seçimde uğradığı büyük düşüşün (yüzde 38.39) ardından ekonomik büyümenin başlamasıyla birlikte durumu telafi ettiğini gösteriyor.
EN BÜYÜK KOZ SAĞLIK REFORMU
AK Parti’nin en büyük kozu, 8.5 yıl iktidarda kalmış olmasına rağmen seçime yıpranmışlık noktasından girmemiş olmasıydı. Dünkü Hürriyet’te yayımlanan A-G şirketinin AK parti seçmeninin yüzde 72.8’inin öncelikle “hizmetlerinden dolayı” bu partiye oy attığını gösteren araştırması bu saptamayla örtüşüyor. AK Parti, seçmenin geniş bir kesimi üzerinde “icraatçı, muktedir parti” algısını yaratabilmiştir.
Bu algının en önemli paydası, kanımızca geçen 8.5 yıl içinde sağlık alanında atılan adımlardır. Sosyal güvenlik kurumlarının aynı çatıda birleştirilmesi, sigortalıların bütün hastanelere girebilmelerinin önünün açılması, yine tüm sigortalıların eczaneden ilaç alabilmesi gibi düzenlemeler vatandaşların sağlık hizmetlerine erişimini ciddi derecede kolaylaştırmış ve sonuçta memnuniyet yaratmıştır.
Kuşkusuz, yoksul kesimlere dönük doğrudan sosyal yardım programlarının etkili bir şekilde işlemesi de AK Parti’nin destek zemininin en önemli dayanaklarından biri. Bu yardım programları sonuçta AK Parti’nin toplumun kılcal damarlarına kadar inebilmesini, bu kesimlerdeki insanlara doğrudan dokunabilmesini mümkün kılıyor.
TOKİ yoluyla dar gelirli kesimlerin -tümünde olmasa da- bazı kategorilerde peşinatsız ayda 100 liraya kadar inebilen çok düşük taksitlerle ev sahibi yapılması yine iktidar partisinin başarısını getiren önemli bir unsurdur. Büyük çoğunluğu sosyal konut olmak üzere bitirilme aşamasındaki konutların sayısı 358 bin dolayındadır, bu sayı 500 bine tamamlanacaktır.
Bunun yanı sıra yollar, havaalanları gibi gerçekleştirilen muhtelif altyapı projeleri de özellikle Anadolu’da hükümetin artı hanesindeki diğer faktörler olarak karşımıza çıkıyor.
PROFESYONEL ORGANİZASYON
Seçimler öncesi izlenen ana siyaset stratejisi ve kampanya taktikleri başlı başına bir değerlendirme konusudur. AK Parti’nin temel siyasi başarısı, geçen eylül ayında gerçekleştirilen anayasa referandumunda yarattığı ivmeyi koruyarak, sağ kesimdeki irili ufaklı partileri önemli ölçüde bünyesinde eritip sağdaki konsolidasyonu kendi ekseninde tamamlamasıdır.
Ayrıca, seçimde özellikle İzmir ve Antalya gibi hedef kentlere dönük özel tasarlanmış stratejiler partinin yüzde 50’yi yakalamasında farkı yaratan en önemli unsurlardan biri olarak görülebilir.
AK Parti’nin en son teknolojik imkanların da kullanıldığı yüksek profesyonellikte bir organizasyonla çalışması, rakiplerine kıyasla çok daha büyük bir mali güçle kuvvetli ve gösterişli bir kampanya yürütmesi, partili belediyelerin de kampanya için seferber olması, ayrıca devlet imkanlarından geniş bir şekilde yararlanılması da kuşkusuz Başbakan Erdoğan’ın lehine işleyen bir faktörler kümesi olarak değerlendirilebilir.

Yazarın Tüm Yazıları