40’ından sonra lezbiyen olan kadın

İki birbirinden seksi, kadın gibi kadın, yani biri erkek gibi filan değil. İkisinin de daha önce lezbiyen eğilimi olmamış. Ama şimdi müthiş aşk yaşıyorlar, sürekli birbirlerine dokunuyor, gözlerinin içine bakıyorlar

Haberin Devamı

Dubai’deki eski yan komşum deli Fransız./images/100/0x0/55eb5d12f018fbb8f8bc4f96
Kimseyi takmayan, iplemeyen.
Ömrünün 25 yılını Fransa dışında geçirdiği için artık bence Fransız da değil.
Her dört yılda bir ülke değiştiren insanlar bir millete ait olamıyor.
Ben onun kural tanımaz halini, pervasızlığını sevdim.
Ruhuma iyi geldi.
Tüm o seksi, taşkın coşkulu, gürültülü görünümünün altında hep bir hüzün gördüm.
Dünyanın en gösterişli kadınlarından birisin ama ayıptır söylemesi, kocan odunun teki. Kadına bir gün olsun güzel bir laf etmemiş, ruhunu okşayacak bir jest yapmamış, içinden gelerek bir hediye almamış. Ama bizimki iyi bir seks hayatımız var, diye avundu durdu.
İyi de bir odunla berabersen seks
kaç yazar?
Ben ki sekse değer veririm, meraklıyım, evliliğin ya da ilişkinin ana direklerinden biri olduğuna inanırım.
Fakat tabii ki önce dostluk geliyor, şefkat geliyor, dayanışma geliyor, empati geliyor.
Sana şefkat göstermeyen bir adamla sevişsen ne olur, sevişmesen ne olur?
Neyse.
Bugün derin konulara girmeye niyetim yoktu aslında.
İşte o Fransız komşum geçen gün, onu bile şaşırtan bir şey anlattı.
Bunlar karı-koca İspanya’da yaşarlarken, kendileri gibi Fransız bir çiftle arkadaşlar.
Kadın, benim Fransız arkadaşım gibi, hayat dolu, seksi, miniler giymeye bayılan kadın gibi kadın.
O da ‘deligiller’den.
Bizimkiyle de çok yakın arkadaş.
Yedikleri, içtikleri ayrı gitmiyor.
Gel zaman git zaman bizimkinin kocasının tayini çıkıyor, Dubai’ye yerleşiyorlar, yolları ayrılıyor, benim yan komşum oluyor.
Fakat iletişimleri hiç kopmuyor.
Ne var ki, son birkaç aydır benim arkadaşım ona ulaşamıyor.
Sonunda bir gün telefonda yakalıyor.
“Bana bak, neler oluyor hayatında. Kayıplara
karıştın!” diyor.
O da, “Bildiğin gibi değil, boşanıyoruz” diyor.
“Yapma ya!” oluyor benim
Fransız komşu.
“Evet, yıllardır bana şefkat göstermeyen bir kütükle beraberdim, onunla dünyayı gezdim. Her gittiğimiz ülkede yeniden bir hayat yarattım, kızlarımızı büyüttüm. Ama bir gün geldi, ‘bir de ben varım’ dedim. Artık ne yaşayacağımız şahane evler ne adamın kazandığı paralar umurumda bile değil. Canıma tak etti. Onu uyardım da, ‘Böyle devam edersen seni terk edeceğim’ diye. Hiçbir şey değişmedi. Ben de iki ay önce terk ettim. Bir kuruş da para istemedim.”
Bizimki, “Gelecek hafta Fransa’ya geliyorum,
seni de ziyaret edeceğim, konuşuruz” diyor.
Atlayıp gittiğinde...
Arkadaşı, tren istasyonunda karşılıyor ve diyor ki: “Ama
sana telefonda söylemediğim bir şey var. Boşandıktan sonra bir sevgilim oldu…”
“Ha öyle mi? E, iyi” diyor.
“Eve gidince onunla tanışacaksın. Ama seni bir konuda uyarmak istiyorum.”
“Ne o? Yoksa senden genç bir adam mı? Beni böyle şeylerle şaşırtamazsın!”
“Hayır” diyor.
Derin bir nefes alıyor, bizimkinin yüzüne bakıyor ve şöyle yanıtlıyor:
“Sevgilim bir kadın.”
“Neeeeeeee?”

Haberin Devamı

EN YAKIN ARKADAŞIYMIŞ

Haberin Devamı

Hikayeyi bana anlatırken dehşet içindeydi.
Eve giremedim, uzun bir sürü arabada oturdum ve beynimin olayı algılamasını bekledim.
“İki tane birbirinden seksi, kadın gibi kadın, yani biri erkek gibi filan değil. İkisinin de daha ...”
“Olur mu öyle şey!” diyorum, “Senin arkadaşın zaten lezbiyenmiş de farkında değilmiş.”
“Valla öyle değil” diyor.
“Eeee peki nasıl birdenbire kendi cinsine ilgi duyar olmuş?”
“Sevgilisi, en yakın
arkadaşıymış. Bütün o boşanma sürecinde ona destek olmuş. Hep yanındaymış. Sonra bir gün kanepede otururken nasıl
olduğunu anlamadan öpüşmeye başlamışlar. İkisi de çok korkmuş. Ama şimdi muhteşem bir
ikililer. Aynı evi paylaşıyorlar, hobileri aynı, her şeyi birlikte yapıyorlar. Ve erkeksiz ve
dertsiz bir hayat yaşadıkları
için çok memnunlar!”

Haberin Devamı

DÜNYA BAŞKA BİR YERE GİDİYOR

İtiraf ediyorum şaşırdım.
Dünya başka bir yere gidiyor, başka tür ilişkiler, problemler baş gösteriyor, gün gelecek insanlar gay, lezbiyen, düzcinsel, eşcinsel diye kategorize edilmeyecek.
Nasıl mutlu olacaklarsa öyle yaşayacaklar.
Bir dilim aşk, sevgi için, bir başkasına ait kalıbı kabullenmek zorunda kalmayacaklar.
Kalpleri kime kayıyorsa, onunla birlikte olacaklar.
Cinsiyetinin önemi kalmayacak.
Belki henüz Türkiye’de
değil ama dünyada yaşanıyor böyle şeyler.
Haberiniz olsun.

Akşam birlikte gülerek uyuduk, sabah uyandığımda artık nefes almıyordu/images/100/0x0/55eb5d12f018fbb8f8bc4f98

Eşimle 30 senelik çok mutlu, uyumlu, sevgi dolu bir birlikteliğimiz vardı. Di diyorum çünkü artık yok. Bir bayram sabahı, her zamanki gibi “Günaydııınn hadi kalkalım artık” dediğimde, cevap gelmedi. Dürttüm, “Hadi ama...” yine
ses yok.
Birden doğruldum, nefes almıyordu.
Gözleri hülyalı ve yarı kapalı...
Güzel bir şeye bakarmış gibi gülümsüyordu.
Ellerini göğsünde birleştirmiş, ayakları dümdüz ve üzerindeki pikede bir tek kırışıklık bile yoktu.
Sarstım.
Şaka mıydı?
Dün hep beraber güle oynaya, çoluk çocuk, neşeli bir akşam yemeği yemiş, sohbetler etmiştik.
Böyle apansız, durduk yerde...
O anı anlatabilmem
mümkün değil, dünya ayaklarımın altından çekildi.
Dudaklarına eğildim, buz gibiydi, nefesimi üfledim bedenine, belki nefesimle yeniden canlanır diye.
Hiçbir şey olmadı.
Uykuda kalp krizi bizi bulmuştu.
Kıpırtısız, ne olduğunu
bile anlamadan dünya
değiştirdi sevgilim...
Hem de yanımda mışıl mışıl uyurken.

RUH İKİZİYDİK

Haberin Devamı

9 Eylül 2010’dan bu yana hâlâ alışamadım yokluğuna.
Çünkü biz ruh ikiziydik.
Birbirimizi hayallerimizi gerçekleştirmek için destekler,
güç verirdik. O benim en büyük hayalim olan gazeteciliği gerçekleştirmeme yardım etti, ben de onu hayallerinde özgür bıraktım.
Şimdi bir internet sitem var, deli gibi çalışarak yokluğunu unutmaya çabalıyorum.
Hayat sürprizlerle dolu, sanki bin yıl birlikte olacakmış gibi yaşıyoruz sevdiklerimizle ama bir gün ayrılmak zorunda kalabileceğimizi düşünmüyoruz.
İşte o büyük vedadan geriye dev bir muhasebe kalıyor. Hayatın, sevginin, aşkın, arkadaşlığın, dostluğun, tutkunun özeti.
Düşünüyorsun sevindiğin, üzdüğün, üzüldüğün günleri, artıları eksileri...
Hani sen özel günler için sürprizler, hazırlıklar yapıyorsun ya sevgiline, Alya’ya, bunları da yazarak iz bırakıyorsun...
İşte geriye kalanlar sadece onlar.
Ne kadar çok gülümseten anı bırakabildiğin önemli hayatta... (Nilgün Atar.)

Haberin Devamı

- Böyle denmez ama acınızı güzel anlatmışsınız. İçime işledi. Ben de sizinle birlikte yaşadım. Bütün dediklerinizde haklısınız. Bin yıl sürecekmiş gibi yaşıyoruz her şeyi, oysa bir dakika içinde bitebiliyor. Bir bakıyorsun varsın, bir an geliyor, yoksun. Ama hiç değilse bir teselliniz var, ölümün güzeli olmaz ama, olmuş işte, sevgiliniz, sevdiği kadının yanında, mutlu mesut yatarken, yüzünde bir gülümsemeyle buralardan ayrılıvermiş...

Yazarın Tüm Yazıları