Yunanistan’ın kurtuluş reçetesi

KOMŞUMUZ Yunanistan mali ve iktisadi açılardan bir süredir zor durumda. Yunanistan’ın milli geliri son iki yılda yüzde 6.8 azalmıştır.

Bu gerilemeye rağmen kişi başına milli geliri hâlâ 30 bin dolardır. Yani Türkiye’nin 3 katıdır. Buradan çıkarılacak ilk sonuç, zenginleşmenin, mali krize düşmeye engel olmadığıdır. Bir örnek daha vereyim. İrlanda, kişi başına 47 bin dolarlık milli gelirle dünyada zenginlik sıralamasında en önlerde yer alır. Buna rağmen o ülkenin ekonomisi de krizdedir.
* * *
Pekiyi bu kriz denilen lanet nereden çıkıyor. Kabaca 10,6 milyon nüfuslu Yunanistan’ın zor durumda olmasının esas sebebi, milli gelirinin 320 milyar dolar olmasına karşın 533 milyar dolar brüt dış borcu bulunmasıdır. Yunanistan’ın dış borcu, milli gelirinin yüzde 166’sına eşittir. Yunanistan’ın dış varlıklarını bilmiyoruz. Muhtemelen Yunanistan’ın net dış borcu bunun bir hayli altındadır. Yunanistan ekonomisinin ikinci sakatlığı, kamu borcunun milli gelirine oranının yüzde 144 olmasıdır. Bu da önemli bir bozukluktur ama dış borcunun büyüklüğü kadar kötü bir gösterge değildir. Üçüncü sakatlık ki, bütün bozuklukların anasıdır denebilir, bütçe açıklarının milli gelire oranının yüzde 8.5 olmasıdır. Dördüncü de, milli gelirinin yüzde 4.5’i kadar cari işlem açığı vermesidir. Cari işlem açıkları, birikimli olarak  “net dış borç” stokunu yaratan en önemli unsurdur.
* * *
Yunanistan’ın karşı karşıya bulunduğu somut sorun “dış borçlarını ödeyemez” hale düşmüş olmasıdır. Bırakın eski borçların geri ödenmesini, ekonomideki çarkların dönmesi için Yunanistan’ın “ilave borç” alması bünyesi gereği şarttır. Çünkü hem bütçesi, hem de cari işlemleri açıktır. Eski borçlarını zamanında ödeyemediği için Yunanistan’ın itibarı (kredi reytingi) düşmüştür. Bu yüzden borçlanma faizi Euro cinsinden yüzde 15’e çıkmıştır. İşte dananın kuyruğu burada kopmuştur. Bu demektir ki; bırakın ilave borçlanmaların yükünü, Yunan kamu borçlarının vadesi gelenleri, eğer finanse edilebilirse, durduğu yerde yüzde 15 büyüyecektir. Üstelik ülkenin milli geliri bu yıl yüzde 4 küçülecektir. Yani kamu borcunun milli gelire oranı, bir yıl içinde, kötüdür denen yüzde 144’ten daha kötü olan yüzde 164’e veya daha yukarı çıkacaktır. İşte bu hâle girdaba kapılmak denir.
* * *
Tablonun bu kadar ümitsiz durması, aslında bir ümittir. Çünkü gün, radikal karar alma günüdür. Uluslar, mukadderatlarıyla ilgili olarak, fedakârlık gerektiren riskli kararları ancak işin oluruna bırakılmayacağı günlerde alır. Hem Yunanistan hem de Avrupa Birliği için, gerek Yunan milleti gerekse onların hamisi olan Avrupa Birliği köklü kararlara mecburdur. AB’nin Yunanistan için alacağı karar “önce büyüme, sonra borç ödeme” şeklinde olmalıdır. “Önce borç ödeme, sonra büyüme” diye özetlenecek ümük sıkma formülü Yunan ekonomisi için felaket olur. Yunanlılar da tavernada tabak kırmayı azaltmalı, Parlamento önünde nümayiş yapmanın sorunun çözümüne katkı yapmadığını anlamalı,
ücret ve sair gelirlerinin düşmesini kabul etmelidir. 
Son Söz: Ölmüş borçlunun, alacaklıya faydası yoktur.
Yazarın Tüm Yazıları