Çankaya’nın son rektör atamaları

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün son rektör atamaları dikkatlerin yeniden Sandık-YÖK-Çankaya üçgeni içindeki sancılı sürece çevrilmesine yol açtı.

Gül’ün buna benzer son kritik seçimi, geçenlerde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı atama olmuş, Çankaya Köşkü sandıktan birinci çıkan aday Hasan Erbil üzerinde karar kılmıştı. Bu tercihin hemen ardından gündeme gelen rektör seçimleri, bir kez daha tartışmalı bir durum yarattı.
SANDIKLA YÖK UYUMLU
Bu kez toplam 14 üniversiteye rektör ataması söz konusuydu. Bu üniversitelerde öğretim üyelerinin katıldığı seçimlerde sandıktan çıkan adaylar YÖK’te yeniden değerlendirilmiş ve listeler belli değişikliklerden geçtikten sonra Gül’ün onayına sunulmuştu.
Gül’ün bu listeler üzerinde kullandığı tercihler incelendiğinde karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor:
YÖK, Köşk’e gönderdiği listeleri yaparken tam 6 üniversitede (Ahi Evran, Amasya, Bozok, Kastamonu, Rize ve Süleyman Demirel) sandıktan birinci çıkanlara yine birinci sırada yer verdi. Bu gruptaki Bozok Üniversitesi’nde sandıkta her ikisi de 30 oy alan iki birinci vardı. YÖK, bunlardan Prof. Tamer Uçar’ı birinci, Prof. İnci Varıllı’yı ise ikinci sıraya koydu.
Cumhurbaşkanı Gül, söz konusu 6 üniversitede hem sandıktan birinci çıkan hem de YÖK’ün sıralamasında birinci sırada yer alan adayları aynen onayladı.
YÖK SANDIĞA MÜDAHALE EDİNCE
YÖK, toplam 7 üniversitede ise sandıktan ikinci çıkanları ve bu gruptaki bir istisnada ise üçüncü çıkanı Köşk’e giden listede birinci sıraya yerleştirip, seçimin galiplerini aşağı sıralara çekti. Bunlar sırasıyla Aksaray, Düzce, Hitit, Mehmet Akif Ersoy, Namık Kemal, Ordu ve Uşak Üniversiteleri.
Bu grup içinde Aksaray Üniversitesi’nde 60 oyla birinci gelen Prof. Necdet Sağlam’ın karşısındaki Prof. Mustafa Acar 46 oyla sandıktan üçüncü çıktığı halde, YÖK tarafından birinciliğe yükseltildi ve Cumhurbaşkanı da bu tercihi aynen onayladı.
Ve yukarıda gösterdiğimiz her iki kalıba da uymayan bir başka örnek var: Adıyaman Üniversitesi. Burada yapılan seçimde Prof. Abuzer Yücel 63, Prof. Talha Gönüllü 43 ve Prof. Kazım Şahin 27 oy almış.
YÖK yaptığı sıralamada üçüncü gelen Prof. Şahin’i birinciliğe yerleştirip, Prof. Gönüllü’yü yine ikide tutmuş, sandık birincisi Prof. Yücel’i ise üçüncülüğe çekmiş. Ancak Gül, kararını verirken ne YÖK listesine ne de sandıktaki sonuca itibar etmiş, tercihini her iki listede de ikinci gelen Prof. Gönüllü üzerinde kullanmış.
GÜL GENELDE YÖK’LE UYUMLU
Gül’ün burada kullandığı tercihler nasıl değerlendirilmelidir?
Karşımıza çıkan ana yöneliş, Cumhurbaşkanı’nın kullandığı 14 tercihten 13’ünde YÖK’le uyumlu bir şekilde hareket ettiğidir. Bunlardan 6’sı sandıktaki sonuçla da uyumludur.
Gül, yaptığı 14 atamadan yalnızca birinde (Adıyaman) YÖK’ün önerisinden ayrılmıştır. Sandıktan birinci çıkıp YÖK tarafından listede aşağı çekilen, ancak Gül tarafından yine de ataması yapılan bir rektör yoktur.
Burada getirilen eleştirilerden biri, özellikle YÖK’ün sıralamada yaptığı değişikliklerle özellikle muhafazakar adayları kolladığıdır. Sandıkta birinci olmadığı halde YÖK’ün birinciliğe yükseltilip rektörlük için önünü açtığı 7 adaydan 4’ü türban bildirisine imza atmış isimlerdir.
Çankaya Köşkü çevreleri ise Cumhurbaşkanı’nın daha çok adayların biyografilerini, akademik başarılarını esas alarak seçimini yaptığını belirtiyor. Bu çerçevede özellikle dikkat çekilen bir örnek var: Düzce Üniversitesi’ndeki seçimde sandıkta ikinci geldiği halde YÖK’ün listesinde birinciliğe getirdiği Boğaziçi Üniversitesi kökenli Prof. Funda Sivrikaya Şerifoğlu’nun Gül tarafından seçilmesi... 
Sonuçta hangi gerekçeler getirilirse getirilsin, demokratik bir yöntemin kullanılıp sonradan buna itibar edilmemesinin problemli bir durum yarattığı inkar edilemez.
Rektör seçimlerinin üniversitelerde derin yaralar açtığını söyleyip “Bu tür konuların Cumhurbaşkanına bırakılmasının doğru olmadığı kanaatindeyim” diyen de bizzat Cumhurbaşkanı Gül değil miydi?
Yazarın Tüm Yazıları