Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Erdoğan hangi gömleği giyecek?

IRAK'a asker göndermeyle ilgili Meclis kararı, sadece Türkiye açısından değil AKP'nin iç dengeleri açısından da önemli mesajlar içeriyor.

Mesajlar, önceki günkü oylama ile 1 Mart oylaması kıyaslandığında çok daha net bir şekilde ortaya çıkıyor.

Birinci mesaj, Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliği ve ağırlığının güçlü bir şekilde hissedilmeye başlandığı olgusudur.

Kabinenin 1 Mart'ın ‘‘retçi’’ üyeleri, bu kez ‘‘kabulcü’’ oldular.

Çünkü Erdoğan, 1 Mart'ın aksine Bakanlar Kurulu'nda bir bölünme ve tartışma ortamının ortaya çıkmasına izin vermedi.

1 Mart öncesinde kabinede demokratik bir tartışma ortamını özendiren dönemin başbakanı Abdullah Gül de bu kez tereddütsüz bir tutum takındı.

Keza, ünlü tezkerenin reddedilmesinde önemli bir rol oynayan Meclis Başkanı Bülent Arınç, bu kez sessizliği yeğledi ve 1 Mart'ın aksine oturumu yönetme gayreti içinde dahi bulunmadı.

Sonuçta 1 Mart'ın AKP'li 99 retçi milletvekilinden geriye sadece 7 kişi kaldı.

LİSTEDE TEK BELİRLEYİCİ ERDOĞAN

Bu sonucun tali gerekçeleri mutlaka var; ama bu gerekçeler, retçi cepheyi gerileten asıl faktörün Erdoğan'ın kararlı tutumu olduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor.

Önceki günkü oylamanın, AKP'nin yanı sıra Erdoğan'ın iç ve dış kamuoyu üzerindeki etkinliğini de artırdığı söylenebilir.

Ancak, şimdi Meclis kararının bu hafta sonu yapılacak olan AKP kongresine dönük yansımalarına bakamak daha önemli görünüyor.

İktidara gelişinin hemen ardından, iki kez yapılan tüzük değişikliği ile parti içi demokrasiden uzaklaşıp, gücü elinde toplamayı başaran Erdoğan, önceki günkü oylama ile kongreye, noktayı şimdiden koymuş da oldu.

Pazar günkü kongrede her şey, Erdoğan'ın istediği gibi olacak ve kongrenin tek yıldızı da kendisinden başkası olmayacak.

Erdoğan, kongreyi ‘‘Menderes ve Özal'dan sonra merkez sağın tek lideri benim’’ mesajını vereceği bir zemin olarak değerlendirecek.

Zemin bu mesaja fazlasıyla uygun. Bir yandan ekonomideki olumlu hava, diğer yandan siyasi gelişmeler, parti içinde tek seçici-tek güç haline gelen Erdoğan'ın elini oldukça rahatlatıyor.

Bu nedenle kongrede dikkatler, Erdoğan'ın konuşmasıyla, çıkaracağı Merkez Karar ve Yönetim Kurulu listesi üzerinde yoğunlaşacak.

MİLLİ GÖRÜŞ MÜ, LİBERALLER Mİ?

Buradaki kritik soru şu: Merkez sağ liderlerin çizgisine yaklaşmaya çalışan Erdoğan'ın listesi gerçekten bu yönde bir açılımı gösterecek mi?

Yoksa, yine Milli Görüş çizgisi ağır basmaya devam mı edecek?

Bu sorunun yanıtı Erdoğan'ın, Milli Görüş gömleğini ne kadar çıkardığının da kanıtı olacak.

Şurası kesin gibi: Erdoğan, il kongrelerinde oluşan Milli Görüş egemenliğini parti yönetimine taşımak niyetinde değil.

Bugün AKP'nin yönetiminde Milli Görüşçülerin belirgin bir üstünlüğü var.

Gruptaki üstünlük ise Milli Görüş'e yakın olmakla birlikte Erdoğan'la birlikte aktif siyasete katılmış yeni isimlerde.

Partiye merkez çizgisi rengi katan liberaller ise yönetimde neredeyse yok gibi.

Erdoğan'ın özellikle birinci ve üçüncü grup arasında yapacağı tercih, AKP'nin, yakın gelecekte Türkiye'yi nasıl yöneteceğinin işareti de olacak.
Yazarın Tüm Yazıları