Orkideden pahalı kuşkonmazlar

Çoğu insan sevmez ama Ayhan Sicimoğlu gibi söyleyecek olursak, ben resmen kuşkonmazın ‘hastasıyım’. Bahar geldiğinde kiminin canı göbekli marul, kiminin canı taze bakla çeker; Mart yüzünü göstermeye görsün ben kuşkonmaz diye sayıklamaya başlarım. Ama bu seneki fiyatlarını görünce boynu bükük kaldım.

Haberin Devamı

Bu yıl bahar bir türlü arz-ı-endam etmese de, kuşkonmaz öncülüğü kimseye kaptırmadı ve market raflarında yerini aldı. Almasına aldı da öyle bir fiyata aldı ki, satın almak için ya para saymayı bilmemek ya da hamile olup aşermek gerek.
Geçen gün Yeniköy Makro’da karşıma çıktığında boynundaki yaftada 79.80 lira yazıyordu.
Üşenmedim saydım; demette birinin başı kırık tam on adet kuşkonmaz.
Yan rafta da saksı içinde dalları çiçeğe kesmiş bir orkide, yarı fiyatına.
Orkide dediğimiz nadide ve pahalı bir çiçek değil miydi bir zamanlar?
Kuşkonmaz dediğimiz de hüdai nabit bir sebze?
Ne zaman, hangi arada, tarlada bayırda kendi başına biten bu meret uzak diyarlardan gelen nazlı çiçekten pahalı olup çıktı, anlayan varsa beri gelsin.
Ve niye?
Et fiyatlarının yükselmesini anlarım: Devlet politikasıdır, desteklenmeyen besiciliktir, boşaltılan köylerdir, bölgede esen terördür, şu bu...
Balık fiyatlarının yükselmesini anlarım: Yanlış avlanmadır, radarlı teknelerdir, balıkçıların aymazlığıdır, bilinçsiz ahalinin yakın gelecekte büyük balık bulamayacağını umursamadan küçüğe yüklenmesidir, şu bu...
Tahıl fiyatlarının yükselmesini anlarım: Kurak giden mevsimdir, tarlayı vuran seldir, mazota gelen zamdır, şu bu...
Sütü, peyniri, hatta ekmeği bile anlarım, anlayabilirim ama kuşkonmaza akıl sır erdirmem mümkün değil.
Ebegümecine de öyle, naneye de, dereotuna da, semizotuna da...

Haberin Devamı

MEĞER PERU’DAN GELİYORMUŞ

Bitmekten mi vazgeçti hazretler, ‘bu yıl az çıkacağız’ diye karar mı verdiler, fiyatları bu kadar uca çeken neden, neden?
O gün Makro’da o bana boynu kırık ben ona boynu bükük bakarken kışı Bodrum’da geçirseydim eğer; Mustaki bu mevsim arka bahçesinde yetişen yeşilli beyazlı kuşkonmazlardan sepet dolusu yollardı şimdi bana ve borcum ne kadar diye soracak olsam ya küfür eder ya da o güzelim şivesiyle ‘yürü git yavrum’ derdi diye düşünmedim değil...
Vuslat artık başka bahara, duygusuyla sebze reyonun önünde çakılı dururken yaftanın üzerinde başka bir açıklama çarptı gözüme...
Menşei Peru yazıyor.
Peru’dan gelmişmiş meğer bu güzeller.
Eee Peru dediğin uzak ülke, yol parası servet tutar, çıtır çıtır olmamasının ardında da yol yorgunluğu var diye açıkladım gözbebeğim kuşkonmazın safrandan beter fiyatını ama bizde yetişenlerin köküne kıran mı girdi de oralardan getiriliyor sorusu havada kaldı...
Geçen yıl Feride Edige ile birlikte kısa bir İtalya yolculuğu yapmıştık. Önce Roma’ya gittik oradan da karayoluyla kuzeye. Yol üstünde Etrüsk harabeleri levhasını görünce, ören yerini gezmeye karar verdik. Küçük bir müze, geniş bir alana yayılmış bir-iki kalıntı ve kalıntıları gezen insanlar.
Bir süre sonra, dolaşanların hepsinin kolunda küçük birer sepet taşıdığını ve incecik yabani kuşkonmazlar topladığını fark ettik.
Sebze delisi Feride’nin gözünde şimşek çaktı ve biz de diğerleri gibi çimenin çiğdemin arasında kuşkonmaz aramaya başladık.
Çağla yer gibi yedik topladıklarımızı, birbirimize tarifler verdik.
Hayatımızdan çekip gideceğini ya da domalan gibi el yakacağını nereden bilecektik?

Haberin Devamı

HİÇBİR ŞEY BİRİKTİRMEYEN KART

Makro demişken Money Club kartı muammasını çözen var mı aranızda?
Hayır, hayır Makro’ya takmış değilim.
Evimin burnunun dibinde Makro gibi bir market olması olsa olsa beni mutlu eder. Her yerde kolayca bulunmayacak ürünler, geniş bir şarap kavı, büyük bir şarküteri reyonu ve iyi bir servis ağı var. Evet belki biraz pahalı ama satılan mallar da özel. Patates-soğan oradan alınacak diye bir kural da olmadığında göre, limonotu aradığınızda gidilecek bir-iki adresten birinin yakında olması iyidir. Demem o ki, marketle bir derdim yok ama çıkardıkları kartla var.
Money Card diye bir kartları var. Alışverişinizi tamamlayıp kasaya geldiğinizde kasiyerin ilk sorusu “Money kartınız var mı” oluyor. Var diyorsunuz, çıkarıp veriyorsunuz o işleme başlamadan kartı geçiriyor sonra... Sonrası yok! Bir gün bu kart ne işe yarıyor diye sordum, para puan mı veriyor, kimi ürünlerde indirim mi sağlıyor, çekilişe katılmaya hak mı kazandırıyor, ne? Bir-iki yararını saydılar, kartta tüketici hayrına bir şeyler biriktiğini söylediler ben de her ödeme öncesi paşa paşa kartımı vermeye devam ettim. Bu böyle iki yıl devam etti. Derken bir gün gene aklıma düştü, şu kartta ne birikmiş bir baksanıza dedim, aaa kart boş iyi mi!
Nasıl olur diye sorduğumda kem küm ettiler, kampanya dönemi diye tek kelimesini anlamadığım bir açıklama yapmaya giriştiler.
Tam o sırada arkamda duran bir kadın “Hanımefendi boş verin, benim de başıma geldi. O kartın hiçbir özelliği yok demez mi? Ne birikiyorsa birikiyormuş, tam zamanında harcamazsan kendi kendine boşalıyormuş... Arada da sistemde tıkanıklık oluyormuş.
Bu ne şimdi? Tüketici olarak işi gücü bırakıp çetele mi tutmamız gerekiyor anlamadım. Zaten kartı da fırlatıp attım. Ama ne yalan böyle işlevsiz bir kart uygulamasını Makro’ya yakıştıramadım.

Haberin Devamı

YENİ BİR DİYETİN GÖBEĞİNDEYİM İŞE YARARSA HAFTAYA YAZACAĞIM

Bahar gelmedi demek doğru değil, havalar ısınmadı gitti bir türlü.
Ağaçlar tomurcuğa durdu mesela. Bebek yokuşundaki şahane ağaç çiçeklendi, seralar açelya saksılarını kaldırımlara dizdi, can eriği tezgahlara indi...
Doğaya bakmasak bile bahar her yanda. Gazete sayfalarında, vitrinlerde, reklamlarda...
Ve de kadınların telaşında...
Yok bahar temizliğinden söz etmiyorum, o telaş eskidendi zamane telaşı kış boyu ihmal edilen gövdeyle ilgili. Gün geçmiyor ki cep telefonuma selülitlere kesin çare olduğu söylenen afili bir alet haberi düşmesin. Gözüm tam tahıllı gevrek yiyerek alınan kiloları vereceğimizi müjdeleyen reklamlara değmesin.
Eskiden alet işkencesinden geçmiş biri olarak, gözle görülür fark yarattığı söylenen uygulamaların hepi topu bir ay sürdüğünü, eski tas eski hamama hemencecik dönüldüğünü bilirim. O yüzden de pek yüz vermem selülite çare aletlere. Kilo durumuna gelince, bütün kadınlar gibi benim de fazla kilom var. Nitekim bu günlerde de insanı kasmayan, ruhu sıkmayan, evde kalmaya mecbur bırakmayan bir diyetin göbeğindeyim. Gelecek haftaya kadar beklemeye karar verdim, eğer işe yararsa yazacağım, yok yaramazsa ara öğünlerde ceviz mi yemeli fındık mı haberlerini okumaya devam.

Yazarın Tüm Yazıları