Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Denizi geç, çayda boğul

HERKESİN Yargıtay'ın DEHAP kararına yoğunlaşması Avrupa Birliği sürecinin hızla işlemekte olduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor.

Türkiye'nin yaptıkları AB çevrelerinde de büyük heyecan uyandırıyor.

Son bir ayımı büyük çoğunluğu AB ülkelerinden olan insanlarla geçirdim. Bana en çok, ‘‘Türkiye reformları hayata geçirebilecek mi?’’ sorusu yöneltildi. Bu, sokaktaki vatandaşın da Türkiye'nin attığı adımların farkında olduğunu gösteriyor.

‘‘Reform’’ sözcüğünü kullanmaları özellikle dikkat çekiciydi.

AB, vatandaşıyla komisyonuyla Türkiye'yi yakından izliyor.

Bu izleme bazen Türk büyükelçilerini bile hayrete düşürüyor. Önemli bir AB ülkesinde görev yapan büyükelçimizin şu sözleri de bunu gösteriyor:

‘‘Muhataplarım bazen ‘Türkiye'nin şurasında şöyle bir olay olmuş' diyor. Benim bilgim yok. Merkeze soruyorum, onların da bilgisi yok. Ancak, araştırıyorlar ki olay doğru. Bizi çok yakından izliyorlar. Böyle olunca da hem kendi kaynakları iyi çalışıyor, hem de bazı çevreler iyi bilgi akışı sağlıyor. Bunu yadırgamamalı. Sadece görmeli ki, eğer AB'ye kitleneceksek bu sadece hükümetle olmaz, bürokrasi de her adımına dikkat etmeli.’’

BRÜKSEL’DEN ÖRNEK

AB'nin Türkiye'yi yakından izlediğinin bir örneği de Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün, dört gün önceki Brüksel gezisinde yaşandı.

Türk heyetinin önüne, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün, İnsan Hakları Vakfı aleyhine açtığı bir dava getirildi.

Heyetin bilgisi yoktu; ama Ankara'ya sorulduğunda doğru çıkmıştı.

Başında kendisini AB'ye kitlemiş AKP hükümetinin göreve getirdiği bir bürokratın bulunduğu kurumun böyle bir dava açması ayrıca dikkat çekici gelmişti.

İlk duruşması 12 Kasım'da yapılacak olan davayı açan Genel Müdürlük avukatının 28 Temmuz 2003 tarihli gerekçesi de düşündürücüydü:

‘‘Vakıfça hazırlanan, ‘Türkiye Cezaevleri Sorunu Özel Raporu'nun İngilizce'ye çevrilerek uluslararası alanda yaygın olarak dağıtıldığı; Ankara'da yapılan toplantılarda, Birleşmiş Milletler Kayıplar Raportörü Asma Johangir'e kayıplar ve yargısız infazlarla ilgili özel bir dosya, Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Hassan Swobada'ya F tipi cezaevleri ve 19 Aralık 2000 cezaevi operasyonu dosyası, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri'ne de Türkiye'de İnsan Hakları Durumuna İlişkin 9 aylık raporla zorunlu göçle ilgili bilgi notu vb. sunulduğu tespit edilmiş olup, Bakanlar Kurulu izni olmadan yurtdışındaki kuruluşlarla işbirliği yapan... vakfın 2001 yılı yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmaları için iş bu davayı açmak zorunluluğu doğmuştur...’’

AH BÜROKRASİ...

Dava konusu olan bilgiler vakfın internet sitesinde bile bulunabilecek belgeler; görüşülen kişiler de Türkiye’nin üyesi olduğu kurumların temsilcileri ve resmi ziyaretçiler.

Üstelik, vakıflara yurtdışı temasları konusunda yeni açılımlar getiren uyum paketinin üzerinden 4 paket daha çıkarıldı; ama tablo bu.

Konu Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'e de iletilmiş durumda. Şahin, Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt'tan gerekenin yapılmasını istedi.

Beyazıt, dün konuya bakacağını belirterek, ‘‘Önceki dönemden devam eden sürecin gereği. Biz üçüncü sektörün özgürlüğünden yanayız. Dosyaya bakıp bir karar vereceğiz’’ dedi.
Yazarın Tüm Yazıları