Bekleyin yarın yepyeni bir hurriyet.com.tr geliyor

DÜN söz verdim:

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’le sohbete devam ediyorum.

Haberin Devamı

- NATO operasyonunda İzmir nasıl karargâh oldu?

- Öcalan’a ev hapsi olur mu?

Bu soruların cevapları var elbette.

Ama önce içimin kıpır kıpır olduğu, yenilikten kopan heyecan dalgalarının, ruhumdaki kıyılara çarpa çarpa köpürdüğü bir gelişmeyi aktarmak istiyorum.

Bir tohumun toprağa bırakılışı gibi. Dünyaya henüz gelmiş bir Albatros’un, kanatlarını ilk kez açıp zirvelerden hayatını bir okyanusa doğru bırakışı gibi.

Heyecanla hayatın iç içe geçtiği bir kararı anlatmam lazım.

Evet, yarından itibaren hurriyet.com.tr yepyeni bir tasarımla karşınıza geliyor.

4 yıldır, ayda 23 milyon okurumuzun günün her anında göz göze geldiği hurriyet.com.tr’de köklü bir değişikliğe gidiyoruz.

Kolay olmuyor elbette.

Aylardır düşünüyoruz. Patronumuzdan, editörümüze kadar, zihnimizin en derinlerinden ne geliyorsa açık açık tartışıyoruz.

Haberin Devamı

Hürriyet’in İcra Kurulu, “Daha iyi nasıl bir hürriyet web yapabiliriz?” diye saatlerce toplantılar yapıyor.

Dünyadan örnekler, çılgınca öneriler, zaman zaman tartışmalar...

Kolay değil, Hürriyet bu...

Güvendiğiniz, bağlandığınız, zaman zaman kızdığınız ama hep sahici bir ilişkinin kurulduğu o “genç çınar”ın “afacan kökü”; hurriyet.com.tr...

Sıcak haberin, sürprizlerin, projelerin “dijital dünyası”.

Mesela Libya bombalanırken, sabaha karşı ofise gelip çaysız, uykusuz geceler geçiren editör arkadaşlarımızın yorgunluğu.

Ertesi sabah sizlerden gelen bir “aferin yorumu”nun mutluluğu...

Dünyanın öteki ucundan bir arkadaşımızın size haber verebilmek için yaşadığı tatlı heyecan.

Şöyle de özetleyebilirim:

- Bağırmayan, ama heyecanını, sıcaklığını hiç kaybetmeyen, daha sade ama güçlü bir habercilik ve derin bilgi...

Ve en önemlisi, değişen haber anlayışıyla, kaliteli fotoğrafların, videoların, interaktif servislerin bütün renkleriyle yer aldığı dijital bir dünya.

Yarından itibaren işte böyle bir hurriyet.com.tr bulacaksınız.

Tıpkı yeni doğmuş bir kuş gibi, açtık kanatlarımızı, sizin çizdiğiniz ufuklara doğru süzülüyoruz.

Umarım seversiniz...

İKİNCİ YAZI:

Çiçek: ‘İzmir’i biz istedik’

ŞİMDİ söz verdiğim sohbete geçebilirim.

Haberin Devamı

NATO belki de ilk kez bir sıcak harekâtta Türkiye’den bir karargâh kullanıyor...

Bir dönem kapatılması düşünülen İzmir üssü...

- Nasıl oldu bu?

Cemil Çiçek cevap veriyor:

- İzmir’in deniz operasyonları için karargâh olmasını biz istedik. İnisiyatif aldık. Etkin olmak istedik. Madem böyle bir üssümüz var; o zaman kullanırız.

İzmir NATO üssünün bu şekilde kullanılması dikkat çekicidir.

Peki savaş Akdeniz’deyken neden Ege’deki İzmir üssü kullanılıyor?

Cevap Mustafa Kemal’dedir. O strateji dehasının İzmir’i göstererek “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir” demesinin ne anlama geldiği böylece daha iyi anlaşılıyor.

Çünkü İzmir, Akdeniz’in tarihinden gelen “kartal gözü” bir limanıdır.

Haberin Devamı

İkinci soru Öcalan’ın ev hapsiyle ilgili.

Çiçek bunun yasal olarak mümkün olmadığını söylüyor ve ekliyor:

- Böyle bir şey olabilmesi için önce belli bir yaşın üzerinde olmak gerekiyor. Sonra cezasının belli bir bölümünü çekmiş olma şartı var. Ardından da mahkeme kararı. Bunlara uymayan bir durumdur bu. Söz konusu değildir.

Ankara’dan edindiğim şu izlenimi de aktarmam gerekiyor:

Beklentiler ve çözüm arayışları seçim sonrasına kalmış durumda.

Yazarın Tüm Yazıları