Arka sayfa güzeli için bir kurtuluş önerisi

ÖNCE bizden başlasak.

İçimizdeki “gizli maço”yu çıkarıp oturtsak mesela karşımıza.

Haberin Devamı

Her gün üçüncü sayfa haberlerinde hırpaladığımız, acıttığımız, ölümünden şiddet, dramından gözyaşı süzdüğümüz kadın cinayetlerini sorgulasak mesela.

Sıradan haberler arasına sıkıştırıp bıraktığımız, töre cinayetlerini, burun kesmeleri, küçük gelinleri, intiharları birer “adli olay gibi” görmekten vazgeçsek. Her gün kanayan bu ağır ve derin yaranın bir çengelliiğneyle ruhumuza asıldığını en yüksek perdeden ilan etsek.

Böylece arınabiliriz miyiz acaba hatalarımızdan.

Peki nasıl başlayabiliriz?

Kadına karşı şiddete göz yuman o “gizli maço”nun varlığını kabul ederek başlayabiliriz mesela...

İşte Hürriyet 7 yıldır müthiş bir şey yapıyor.

Aile içi şiddete karşı mücadele veriyor.

Kadının ötelenmesini, bastırılmasını, ezilmesini, sürülmesini, kıstırılmasını, tacizini, öldürülmesini, dövülmesini deşifre edip engellemek için uğraşıyor.

Haberin Devamı

Perşembe günü Hürriyet Gazetesi’nin düzenlediği böyle bir paneldeydim.

Konuşmacıydım. Ama ne konuşacaktım ki.

Herkesin bildiği, “Kadına karşı şiddet suçtur. Engellenmelidir” türünden bir sakızı çiğnemek istemedim.

Kendimden başladım ve dedim ki:

“İki yıl önce bir Güneydoğu kentinde tanıştığım bir kadın oradaki kadınların çaresizliğini öylesine göstermişti ki...

O acılı ve çaresiz hayatları, çöl kumları gibi gözlerime, kulaklarıma, ağzıma burnuma doldurmuştu.

Sonra Van’dan Zozan’la tanıştım. Sonra Halime, uçan süpürge. Sonra Amsterdam’dan Yeter’in içimde volkanlar patlatan belgeseli... Burnu kesilmiş kızların acısı. Küçük erkek kardeşinin namlusundan kaçan kızların korkusu. Bütün bunları gördüm. Hissettim ve bir gece büyük bir ayna kurdum kendime. Çırılçıplak soyundum karşısında. Ve geçmişime sığınıp hatalarımın yüzölçümünü çıkardım. Melih Meriç şahittir. Zozan’ın ihbarıyla canlı yayında bir kadının hayatını kurtardım.”

Ve artık çok iyi biliyorum ki; kadına karşı şiddetin engellenmesi, aslında erkeğin kurtuluşudur. Erkekliği ve kadınlığı öldürmeden, cinselliği kurutmadan şiddetin bastırılması için önce kendimden başladım.

Mesela; Hürriyet’in internetinde özellikle ana sayfada kadın teşhirini kaldırdık.

Haberin Devamı

Elbette bazen yine hatalarımız oluyor. Gözden kaçanlar oluyor. Ama bir yerinden başladık işte. İçimizdeki o “gizli maço”yu aldık karşımıza bir kere...

Ve kendimizden başlamak için işte öneriyorum:

“Mesela arka sayfalardaki o çıplak kadını kaldırsak artık. O arka sayfa güzelini özgür bıraksak. Örneğin Hürriyet yapabilir mi bunu?”

Genel Yayın Yönetmenimiz Enis Berberoğlu acaba ne der bu öneriye?

Sordum. İlk sözü şu oldu: “Diğer arkadaşlarımızın da düşüncelerini alalım.”

Şimdi gazeteyi yapan arkadaşlarımızdan ve yazarlarımızdan görüş bekliyorum.

Bence bu bir ilk olur. Bir saygı olur.

Ve 7 yıldır kadına karşı şiddeti, teşhiri, tacizi, önlemek için mücadele eden Hürriyet’e yakışır.

Haberin Devamı

ADAYLARA BAKALIM

Türkiye bir seçime gidiyor. Adaylar açıklanıyor.

Bakın bakalım bürokrasiden istifa eden bir kadın aday var mı? Varsa ne kadar?

Bakın bakalım, şu anda yüzde 9’u kadın olan Meclis’teki milletvekili oranı nasıl değişecek?

Kadının çoğaltılmadığı bir yönetim, kadının erişmediği bir siyaset nasıl yeşerecek?

Bakın bakalım; o siyaset meydanlarını dolduran kadınlardan kaçı “Biz de buradayız” diye bir pankart açacak...

İşte burada bekliyorum.

Şiddete karşı, içimdeki bütün gece yarısı afişlerini vicdanlarınıza asıp bekliyorum.

Hangi meydandasınız?

Yazarın Tüm Yazıları