Ah güzel İstanbul

İki İstanbul kitabını okumanızı salık vereceğim bugün.

Haberin Devamı

Yaşadığımız kentin zevkine varabilmek, tadına varabilmek için bu kentin güzelliklerini, tarih içindeki değerlendirmelerini okumanız gerekir.
Yazımın başlığını Füruzan’ın çok sediğim bir öyküsünden ödünç aldım; Ah Güzel İstanbul.
Eugene Flandin’in İstanbul (L’Orient) kitabı ile Burçak Evren’in hazırladığı Seyyahlyarın Gözüyle Semt Semt İstanbul kitaplarından bahsedeceğim.
Eugene Flandin’in kitabı 19. yÜzyılda yazılmış. Yani Osmanlı’nın sıkıntılı günlerinin artık ayyuka çıktığı, sonun başlangıcının yaşandığı ve İstanbul’un biraz bambaşka bir kimliğe büründüğü yıllarda kaleme alınmış. Nüfusun kalabalık, İstanbul’un kendi kozmopolit yapısına Avrupalı tüccar, diplomat, sanatçı, gezginlerin de dahil olduğu şehirde en başta mimari dokunun önemli değişiklikler gösterdiği bir dönemden söz ediyor Flandin.
Bu güzel kitabı dilimize Orhan Koloğlu çevirdi. Koloğlu, Sunuş’ta kitabın içeriğine dair, okuru bilgilendiriyor. Kitapta yer alan Konstantinopolis İstanbul kullanımlarına dair çelişkileri ve elbette yazarın “dönem özelliği olarak” bize bakışını da özetliyor.
Aslında yabancıların bize dair kitapları her zaman yanlış yargılarla doludur. Bunu her zaman bir kasıta bağlamak doğru değildir, çünkü bu görüşler bir çeşitliliği sağlıyor. Yalnız Flandin’in kitabı bilhassa sanat tarihi ve arkeolojik bilgileri içerdiği için, elbette sosyolojik özellikleri de içerdiği için ayrı bir önem taşıyor ve kimi olumsuz niteliklerden kitabı kurtarıyor.
Yazar Önsöz’ünde, gezdiği önemli yerleri anlatıyor. Boğaziçi’nden Tophane İskelesi’ne, Anadolu Kabristanı’nın Mezarları’na kadar birçok yeri gezen yazar kitabıın sonunda Çanakkale Boğazı, İzmir, ve İzmir Çeşmeleri’ne de yer veriyor.
Tatlı bir üslupla yazılan bu gezi kitabında yazar, bir çok olay konusunda da “ben böyle biliyordum, doğrusu buymuş” diyor. Aynı dönemde kaleme alınan birçok seyahatmede rastlanmayan bu samimi üslup kitabın en önemli artılarından. Gravürler de kitabın görsel zenginliğini sağlıyor.
Burçak Evren’in hazırladığı Seyyahların Gözüyle Semt Semt İstanbul ise isminden de anlaşılacağı üzere İstanbul’un semtlerini farklı seyyahların kaleminden anlatıyor bizlere.
Ben yabancıların gözlemlerini, saptamalarını ilgi çekici bulurum. Çünkü bir yerde yaşayan oraya alıştığı için, güzellikleri, olumlu yanları görür ama eleştirel bir bakış açısı kazanamaz. Burçak Evren’in kitabında yabancı seyyahlar sayesinde bunu görebilirken yerli isimler sayesinde de dönemin bütün kültürel özelliklerini öğreniyoruz. Evren’in kitabında yer alan bazı isimleri sayalım:
Edward Rczsynski, Theophille Gautier, Philip Anton Dethier, Evliya Çelebi, Gerard De Nerval, Sarraf Hovannesyan, Kozmas Kömürciyan, Gustave Schlumberger...
Burçak Evren alfabetik olarak sıraladığı semtler hakkında önce kısa bir bilgi veriyor hemen ardından o semt hakkında yazı yazan ilk seyyahtan bugüne kadar bütün “seyyah metinleri”ni sıralıyor. Haliyle aynı semtin, köyün, 16-17. yüzyıldan bugüne gelene kadar nasıl bir değişim gösterdiğini, dokusunun nasıl bambaşka bir hal aldığını, nüfusunun özelliklerinin nasıl değiştiğini, mimari yapının ne zaman karakteristik bir yapı kazandığını, bir dönemin en gözde semtinin bugün nasıl unutulduğunu, bir zamanlar sadece gayri Müslimlerin yaşadığı bir semtten bugün eski halinden tek bir izin kalmadığını yerli ve yabancı seyyahların kaleminden okuyacaksınız.
Kitabın sonunda yer alan “ek” bölümlerde İstanbul’un eski adları, İstanbul Semtlerinin eski adları ve Yazarlar ve Seyyahlar Sözlüğü bölümleriyle kitabın içeriğini de eksiksiz hale getirmiş Burçak Evren.
İstanbul’u yeniden ve daha yakından tanımak için birbirinden hoş iki kitap.
(İstanbul (L’Orient), Eugene Flandin, Çev.: Orhan Koloğlu, Profil Kitap
Seyyahların Gözüyle Semt Semt İstanbul, Haz.: Burçak Evren, Novartis)

Haberin Devamı

TOPHANE İSKELESİ [İstanbul (L’Orient)]
Tophane’nin yakınında yer alan ve aynı ismi taşıyarak Altın Boynuz’un her iki sahiline yanaşan, suları her istikamette aşan binlerce kayığın sayısız iskeleden biridir. Pera’ya çıkmak için en çok kullanılan yer olup bu sebeple en hareketlisidir. Büyükdere’ye gidecek yabancı elçiler, Ege Denizi’nden ya da Karadeniz’den gelen yolcular, Bâb-ı Âlî’den gelen ya da oraya giden görevliler, gemileri ve yüklerini görmek isteyen tüccarlar, Marmara ya da Üsküdar’a gitmek isteyen yolcular hep burada biner ya da inerler.
Türklerin dediği gibi iskele, kazıklar üzerine oturtulmuş ve denize doğru uzanan, kalaslardan yapılmış bir sahanlıktır. Kenarlardaki bir ya da iki basamak, yolculara kayıktan inme ya da binme imkânını sağlar. Bu iskele, beyaz mintanlı ve bir müşteri görünce harekete geçen kayıkçı denilen kişilerle doludur. Kayıklarının hafifliğini, yeniliğini, müşterinin rahat etmesi için örttükleri halıyı öne sürerek avlarını ele geçirmeye çalışırlar. Bu fırsatla Türk kürekçilerin, millî karakterlerinden tamamen farklılık arz ettikleri ve alışkanlıklarıyla bağdaşmayan bir çenebazlığa saplandıkları görülür.

Haberin Devamı

BAKIRKÖY 1939 (Sermet Muhtar Alus) [Seyyahların Gözüyle Semt Semt İstanbul]
Adı üstünde, asırlarca Vidos, Litros, Ayos Mamas misillu, bu da Makri namıyla bir Rum köyü. Şimdikinin yarısı kadarlığını, Yenimahalle’nin, 10 Temmuz Mahallesi’nin, Kartaltepe’nin tarlalığını, Bulgar tarafının da bağlık olduğunu ben bile bilenlerdenim.
Bakırköy bundan 35-36 sene evvel birden parlamıştı. Köşk yaptıran yaptırana, yazlık giden gidene; ayağın karada olması gibi üstünlüğü de var. Makri yerine Bakır denilmesi eskidir. Okuması yazması kıt, bilhassa kadınlar, hatta oraya yerleşmişlerden rahmetli bir yenganım ve kızları bu ismi kullanırlardı. Semte Kapalıçarşı Ermenilerinin rağbetleri 1894 zelzelesinden sonra. Yerin deprenmesinden dizbağları gevşemiş olanların hepsi mahalledeki omuz omuza evlerinden kapağı oraya atmışlar; ekseri mahalleleri Kumkapı’dan, Samatya’dan farksız hale getirmişler.

Haberin Devamı

DOĞAN HIZLAN’IN SEÇTİKLERİ
Osman Öndeş / Efsane Kaptan Şefik Gogen / İş Bankası Kültür Yayınları
Mehmet Can Doğan / Şiir Arkeolojisi / YKY
Doğan Hasol / Mimarlar Dik Durur / YEM
Andy Warhol / Andy Warhol Felsefesi / Sel
James Greer / “Genç Ruh Gibi Kokar”dı / Versus Kitap

Yazarın Tüm Yazıları