Kadınları korkutan 4 test

Ne amaçla yapılırsa yapılsın “testten geçmek” kimsenin hoşuna gitmez.

Haberin Devamı

Üstelik bir de bu test sağlığınız hakkında bir değerlendirme yapacak ve küçük bir ihtimal de olsa size can sıkıcı haberler verebilecek ise azıcık çekincenizin olması son derece normaldir.

Bana göre -ben dahil- sağlık analizlerini yaptıran çoğu kişinin içi pek rahat değildir. Bu analizlere hiçbirimiz güle oynaya, eteklerimiz zil çala çala (!) gitmeyiz. Bir şekilde aklımızın bir köşesi hep şu sorularla didiklenir durur: “Ne çıkacak acaba?”, “Ya ciddi bir sorun bulurlarsa?”

Bazıları bu işi biraz daha abartır, “ya kanser, tümör falan çıkarsa” korkusuna bile kapılır. Yıllık düzenli sağlık kontrollerini sırf bu korkularla erteleyen, daha da
ilginci yaşı 50’yi bulmasına rağmen doğru dürüst bir sağlık kontrolünden geçmeyen birçok kişi tanıdım.

Fotoğrafın daha puslu bir yüzü daha var. Kadınlar da erkekler de bazı testleri yaptırmayı daha baştan reddediyor. Bu testleri yaptırmak için onlara ciddi şekilde dil dökmeniz, ikna için bir hayli çaba göstermeniz gerekebiliyor. Bu yazıda kadınların yaptırmaktan özellikle çekindikleri, şu veya bu nedenle yaptırmaktan ürktükleri önemli testlerden bahsedeceğim.

Haberin Devamı

Mamografiden neden korkulur?

Meme kanseri taramaları için mamografi testi vazgeçilmez bir görüntüleme yöntemi haline geldi. Özellikle son yıllarda ardı ardına geliştirilen yeni teknolojiler, incelemeyi daha güvenli ve kolay bir yapıya kavuşturdu.

Klasik mamografi yanında dijital mamografi, dört yönlü meme ultrasonografisi, tomosentez ve meme MRİ incelemeleri hastaların da doktorların da elini bir hayli güçlendirdi.

Ama yine de çoğu kadın için mamografi yaptırmak korkulu rüya olmaya devam ediyor. Oysa bu test çok ama çok önemli. Özellikle ailesinde meme kanseri olanların şu veya bu nedenle meme kanseri bakımından risk grubunda yer alanların ve tabii ki genelde 40’ını geçen her kadının böyle bir incelemeden geçmesi lazım.

Erken teşhisin en güvenli yolu bu inceleme. İsveç’te yapılan bir çalışma, sadece bu inceleme nedeniyle, meme kanseriyle yapılan mücadelede eskiye oranla dört kat daha fazla başarı sağlandığını ortaya koymuş.

Haberin Devamı

BİRNOT

Kolonoskopi kolaylaştı ama...

Kadınların yaptırmaktan hoşlanmadığı, sık sık reddettiği testlerden biri de kolonoskopi. Bu testten erkeklerin de pek hoşlandıkları söylenemez. Belki de araştırılsa, kolonoskopiden çekinme konusunda erkekler kadınları geçebilir.

Eldeki veriler, test öncesi hazırlıkların uzun olması, testin ağrılı, ızdıraplı geçeceği endişesi ve daha pek çok nedenle kadınların hâlâ kolonoskopi yaptırmaktan çekindiklerini gösteriyor.

Çözüm olarak geliştirilen yeni ve modern cihazlara rağmen korkusu halen devam eden çok sayıda kadın var ve bu kişiler için hiç olmazsa “virtüel kolonoskopi” veya “kameralı kapsül teknolojisi” ile inceleme yapılması öneriliyor.

Kadınlar yalnız kolonoskopiden değil, diğer endoskopilerden de çekiniyorlar. Gastrit, reflü veya başka bir nedenle endoskopi istediğimiz birçok kadın hasta bu işe pek sıcak bakmıyor. “Teşhis için daha kolay bir yol” arayışına giriyor.

Oysa yeni endoskopi cihazları son derece yumuşak. Kullanımları kolay, elde edilen görüntüler neredeyse mükemmele yakın. Ama yine de bazı kadınları ikna etmek kolay olmuyor.

Haberin Devamı

ÖNEMLİ

PAP Smear şart!

Daha 20’li yaşlarda başlanması gereken PAP Smear testi de kadınların pek hoşuna gitmeyen testler arasında. Oysa bu test jinekolojik kanserin tanısında hâlâ altın standartlardan biri.

Bu nedenle her yıl, hiç olmazsa en geç iki yıllık aralıklarla yapılması şart. Özellikle 40’ından sonra bu testi ihmal etmek gerçekten de yapılabilecek en önemli tıbbi hatalardan biri olarak gösteriliyor.

HATIRLATMA

MRİ tüneli korkutuyor

Kadınların yaptırmaktan çekindikleri incelemelerden biri de MRİ tetkikleri. İster kafatası, göğüs, ister karın ile ilgili problemlerde olsun bu testin yapılması istenen kadınların çoğu cihazın adeta bir tüneli andırması nedeniyle içine girmekten korkuyor.

Birçok kadın bu cihazın içinde (tomografi cihazlarında da aynı sorun var) kendilerini cendereye girmiş, kapana kısılmış, çıkamayacak bir yere hapsedilmiş gibi hissediyor.
 
“Açık MR” olarak bilinen yöntem doktor ve hastaların elini biraz rahatlatsa da, bu cihazların görüntü kaliteleri yeteri kadar tatmin edici değil.

Yazarın Tüm Yazıları