Nielsen'i izleyin

Bizim hakemlerimiz niye Şampiyonlar Ligi'nde yoklar? Beşiktaş-Lazio maçını yöneten Nielsen'in maç kasetini izleyin, neden olduğunu görürsünüz.

HANİ şu meşhur ‘‘Formayı çıkarmaya sarı kart’’ olayı var ya... Bazı yorumcularımız hala, iki yıl sonra bile sarı kart verilmeli diyorlar...

19 Ekim'deki FIFA icra kurulunda bu olay masaya yatırılıyor. Bizzat başkanın isteği üzerine...

Hani şu Fransız futbolcu gol attıktan sonra formayı çıkarıp, 15 dakika giyemedi ya..

Tartışma icrada büyüyor... Bir görüş ‘‘İki sene sonra forma çıkarmaya kart verelim’’ diyor. Bir görüş de ‘‘International Board'a götürelim’’ diyor...

Fakat başkanın ısrarı ‘‘Disiplin konusunda taviz vermeyelim ve uygulamaya geçelim’’ yönünde...

Ama ortada hala bir uygulama yok...

27 Haziran'daki olağanüstü FIFA icra komitesinde bu olayın neden ulusal federasyona bildirilmediği konuşulacak. Tuncay'ın yaptığı gibi golden sonra abartılı sevinme ve telörgülere tırmanma hala sarı karttır. Bizim futbolcular bilmese de...

Bizim hakemlerimiz niye Şampiyonlar Ligi'nde yoklar. Salı akşamı Beşiktaş- Lazio maçını yöneten Nielsen'in maç kasetini izleyin, neden olduğunu görürsünüz.

Hangi ikili mücadelelere çalıyor, hangisine çalmıyor... Bir tek pozisyona 4-5 kez düdük çalıyor mu? Veya çaldığı pozisyonda futbolculara iki saat izahat verip eliyle koluyla pozisyonu anlatıyor mu...

G.Saray-F.Bahçe maçının hakemi Muhittin Boşat'mış... Herkese hayırlı olsun... Maça hakem mi verdiler, yoksa hakeme mi maç verildi. Bu tayin şehirlerarası hakem tayini kavgası sonunda çıkan bir karar mı?

Pazar günü hepiniz göreceksiniz...

Ben inşallah iyi olur diyorum...

Selçuk Dereli için geçen yıl ‘‘Çok başarılı’’ dendi.

Hadi verseydiniz ya bu maça...

Başka yolu yok

GALATASARAY yönetimi, bence bu cümle biraz dar bir çerçevede kalıyor... Galatasaray camiası bir karar vermeli. Ve bu kararı da çok acele uygulamaya sokmalı...

Borç 130 milyon dolar... Her sene katlana katlana gidiyor...

Bir tek şekil var bundan kurtulmak için... Mülk satacaksınız... Mesela, Riva'ya çağıracaksın bir inşaat şirketini Kemer Cauntry gibi bir tesis yapıp pazarlayacaksın...

Bunun başka bir yolu yok... Çünkü her geçen gün Galatasaray'ın aleyhine işliyor...

Veya 15 tane Galatasaraylı büyük işadamı çıkacak ve verecekler 10'ar milyon dolar, iş bitecek... Ama maalesef akıl veren çok da para veren yok...

Paralı askerler!

GALATASARAY kafile uçağındaydım. Yeşilköy'e indikten sonra kapıdan ilk çıkanlardanım. Bir grup G.Saray seyircisi takımını bekliyordu. Beni görür görmez başladılar tezahürata... ‘‘Yine i.leşti Erman Toroğlu, zaten i.neydi Erman Toroğlu...’’

Benim için sürpriz olmadı. Aslında bu tezahüratın telif hakkı Beşiktaş taraftarının. Çünkü onlar bulup çıkardı. Ama belli bir grup ve belli bir hedef için, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor ve Ankaragücü hiç farketmiyor. Türkiye'de futbolu pisleten, altına dinamit koyan gruplar bunlar. Bakmayın siz, birisi bir renk, diğeri başka renk.

Sonuçta hepsi paralı askerler. Tutulmuş taraftarlar. Büyük çoğunluk bunları desteklemiyor. Maalesef bunlar hala etkili olmak peşindeler. Teknik adamlar ve yöneticiler bunlardan çekiniyor. Daha ileri gideyim, bazıları bunlarla net bir şekilde ortaklık içindeler. Bunların acısını ben değil, kamuoyu çok yakın zamanda çekecek. Ama o zaman sakın ‘‘Ah, vah’’ demeyin. Bu grupların benim karşımda olmaları çok doğal, eğer yanımda olurlarsa kendimden şüphe ederim.

Yatan uyanıyor!

HAKEMLE
, seyirciyle, rakip futbolcuyla oynanır mı? Bal gibi oynanır... Ama bunun şekli şemali ve sistemi vardır. Onu da profesyonelce düşüneceksin. Hakan Ünsal hiç gerek yokken rakiple dalaşıyor, uyuyan Juventuslu futbolcuyu ve uyuyan seyirciyi uyandırıyor. Rakip serbest vuruş kazanıyor, hakem düdüğü çalmış, iş bitmiş hala itiraz ediyorlar. Veya dönüp kalecileriyle, arkadaşlarıyla tartışıyorlar. Bunun üzerine rakip topu oyuna sokup, golü atarak işi bitiriyor.

Hem salı akşamı, hem de çarşamba akşamı İtalyan takımlarını dikkatle izlediyseniz, bu konularda ne kadar profesyonel olduklarını görürsünüz. Oyunu kuralına göre oynuyolar. Zaten onun için değil mi, biz hala İtalyan fayansı kullanıp, gömleğini, ceketini, pantolonunu giyiyoruz. O yıllarca hep bizden önce düşündü. Modaya tesir eden bu görüşün, futbola yansımaması düşünülür mü...

Ne gereği var

GEÇEN dönemin Spor bakanı Erdoğan Toprak ve Vedat Bayram çok güzel bir şey başlattılar. ‘‘Yarım kalan tesisleri bitir, ismini yazdır’’ dediler. Bence de çok faydalı ve güzel bir olaydı.

Ama yeni dönemde görüyorum ki, bu tesisleri yaptırıp isim yazdıranların isimleri tesislerden sökülüp atılıyor.

Ne gereği var, keşke herkes yaptırsa... Şu kompleksten bir arınsak, çok şeyi yapacağız...

Kim konuşmalı?

ERİKSSON bir beyanat veriyor... Kim bu adam, İngiltere Milli Takımı’nın teknik direktörü...

Buna cevabı kimin vermesi lazım...

Tabii ki bizim teknik direktörümüz Şenol Güneş'in...

Kim veriyor cevabı... Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy...

Söylediği yanlış anlaşılıyor veya anlaşılmıyor... Ne gereği var...

İngiliz Futbol Federasyonu başkanını hiç piyasada gördünüz mü...

Böyle başarı olmaz

TAKIM uçaklarına seyahatte binmeyi hiç sevmiyorum... Ama yurt dışı olunca, işin şekli değişiyor... Faydası da var, zararı da...

Geçtiğimiz 5 yılda zaman zaman yurt dışında G.Saray kafile uçağına bindiğim oldu. O zamanla şimdiki takımı karşılaştırıyorum... Arada büyük fark var. Futbolcular mutsuzlar... Arkadaşlık, sohbet dayanışma eskisi gibi değil... Eskiden cıvıl cıvıldı... Kaynaşma vardı. G.Saray için en büyük tehlike bu. Mutsuzluk olan yerde başarı olmaz.
Yazarın Tüm Yazıları