Notos’un soruşturması üzerine

NOTOS Dergisi’nin(*) yaptığı Çağdaş Türk Edebiyatında En İyi 40 Şey soruşturması, bana bazı düşüncelerimi yazabilme olanağını sağladı.

Haberin Devamı

Edebiyat ortamındaki değerlendirme boşluklarını, bilgi eksikliklerini de görmeme yaradı. Seçimlerimizin günübirlik bilgilerle, günübirlik okumalarla yapıldığını kanıtladı.
Semih Gümüş’ü dergicilik açısından kutlarım, uzun süre tartışılacak bir listeyi yayımladığı için. Derginin şimdiye kadar düzenlediği en ilgi çekici soruşturmaydı.
Ancak 181 kişiyi aynı coşkuyla kutlamak mümkün değil.
Uzun süredir, soruşturmaları yanıtlamıyorum, bireyselliğimi toptancılığa kurban etmek beni rahatsız ediyor.
Neden onlar yok da bunlar var gibi bir sıralamayı yapsam -ki yapabilirim de- biri çıkıp diyebilir ki, benim listemin senin listenle aynı olması şart mı?
Elbette şart değil.
BBC Music dergisindeki Dünyanın En İyi 20 Piyanisti listesini köşemde yayımladığımda, birçok itiraz gelmişti, hatta bir-iki dinleyici Boğaziçi Üniversitesi’ndeki Martha Argerich konserinden sonra yanıma gelip listede 9. sırada yer alan piyanistle ilgili olarak; “Listeyi hazırlayanlar bunu dinleselerdi, ona haksızlık ettiklerini görürlerdi” dedi.
Benim için her liste eksiktir.
* * *
NE var ki önce usul üzerine konuşmak istiyorum.
Bence soruşturmayı yanıtlayanların kime oy verdiği belli olmalı.
Gündemdeki deyişle, kimin kime oy verdiğini öğrenmek istiyorum, sadece oy veren ve seçilen adlar, bu durumda benim için pek bir şey ifade etmiyor.
Bundan sonraki bütün soruşturmalarda, adsız sonuçları geçersiz sayacağım.
Neden derseniz, bütün dünyada yapılan soruşturmalarda kimin kimi seçtiği bellidir, herkes ‘oy’unun sorumluluğunu taşır.
Az önce de sözünü ettiğim Dünyanın En İyi 20 Piyanisti listesine oy veren seçiciler kurulunda iki piyanist vardı; İdil Biret ve Lara Ömeroğlu.
İmzasız mektup benim için neyse adsız oy da aynı.
Bundan sonra kim böyle bir soruşturma yaparsa yapsın, bu açıklığı bekliyorum.
* * *
GELELİM benim diğer itirazlarıma...
Aynı kişinin aynı kurumun adının iki kez geçmesini de biraz israf saydım.
Birinci sırada da Orhan Pamuk, on üçüncü sırada da Orhan Pamuk, 1950 Kuşağı sadece Öykücüleri ile listeye dahil edilmiş. Haliyle eksik buldum, o kuşağın şairleri güme gitmiş.
Kemal Özer, Hilmi Yavuz hangi kuşağın şairleri?
“Edebiyat dergilerinin çeşitlilik kazanması” gibi ayakları tam yere basmayan, havada kalan bir madde.
Varlık Dergisi ile Varlık Yayınları, neden iki ayrı madde?
Birkaç tane yayınevinin bu listede yer alması neden? İyi kitap çıkarmış, bizim yazarlarımızı yayımlamış bir çok yayınevi var. Neden bunlar? Ayrıca bu listedeki yerlerini anlamak mümkün değil.
Kitap dergilerinden söz edilirken ilk dergiyi Cumhuriyet çıkardı deniliyor, ama maddede Radikal Kitap’tan söz ediliyor.
Yaşar Kemal ayrı bir madde İnce Memed ayrı bir madde.
Bazı yazarlar da bazı kitaplarla birlikte yer alıyor. Onları ‘iliştirilmiş’ yazarlar diye tanımlamak gerekli. Çünkü o kitapları olmasa demek ki anılmayacaklardı, bu listede yer alamayacaklardı.
* * *
GÜNDEM yaratan bir soruşturma, edebiyatın konuşulmasını sağladığı için bile önemli sayılmalı. Ancak dediğim gibi her soruşturmaya artıları ve eksileriyle bakmak gerekiyor.

Haberin Devamı

(*) NOTOS Öykü, İki Aylık Edebiyat Dergisi, Şubat-Mart 2011.

Yazarın Tüm Yazıları