Şener: Rica etmedim, arz ettim

Başbakan Yardımcıları Abdullah Gül ile Abdüllatif Şener arasındaki AB konusundaki yazışmalarla ilgili yazım üzerine Şener aradı.

Şener, yazılarındaki bitiş ibaresinin, ‘‘Rica ederim’’ değil, ‘‘Gereğini ve bilgilerini arz ederim’’ şeklinde olduğunu açıkladı.

Şener her şeyi devlet gelenek ve kuralları içerisinde yaptığını, Kıbrıs politikasının da hükümet politikası olduğunu kaydetti.

Hata nedeniyle kendisinden özür dilemeyi görev biliyorum.

YANLIŞ HESAP ARTIK

STRASBOURG'DAN DÖNÜYOR

Türkiye, AB yolunda iki yılda büyük mesafe aldı; karşılığını görecek gibi de.

Ancak, Türkiye'nin önünde hayati önem taşıyan bir yılı daha var.

Bu bir yıl, Türkiye'nin uygulama sınavı olacak.

Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e göre, bu sınavda en büyük görev de yargının omuzlarında olacak.

Çiçek bunu, ‘‘Yargının verdiği kararlar, ülkemize prestij de katabilir; itibarını da sarsabilir’’ sözleriyle teyit ediyor.

‘‘Yanlış hesap Bağdat'tan döner’’ deyiminin geçerliliğini yitirdiğini söyleyen Çiçek, ‘‘Artık yanlış hesap Strasbourg'dan dönüyor. Üstelik sadece itibarımızı zedelemiyor, büyük bir ekonomik yük de getiriyor’’ diyor.

Çiçek, yargının bu yükü hissetmek zorunda olduğuna işaret ediyor.

Strasbourg'da görev yapan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bazı kararlarını yargıçlara göndermeye başladıklarını açıklayan Çiçek, bu kararların da Yargıtay kararları gibi göz önünde bulundurulmasını istiyor.

Yargıtay'dan da özel çaba bekleyen Bakan Çiçek, ‘‘Siyasi irade bu yasaları, insanımız ve AB hedefi için çıkardı. Bu hedefin elde edilmesi için yargının üstüne düşeni yapması gerek’’ görüşünü savunuyor.

Çünkü Çiçek'e göre, yasalar hukukçuya yorum ve takdir hakkı verdiğinden, ‘‘Hedef AB ise ona göre, değilse aksi yönde’’ yorum ve takdir mümkün.

Çiçek, bu nedenle, ‘‘Uygulayıcılar yasaları bilmiyor olabilir, endişeleri olabilir. Ama bunun bir devlet politikası olduğunu kabul etmeliler’’ diyerek siyasi iradenin AB hedeflerine uygun kararlar beklediğini gösteriyor.

UYGULAMA KOMİSYONU

Devletin bütün kurumları ile AB hedefine kitlenmesi gerektiğini ısrarla dile getiren Çiçek, devletin her adımını Ulusal Program'a uygun atmasının şart olduğunu söylüyor.

Bu nedenle devlet birimlerine, ‘‘Uyum paketlerindeki pek çok dikenli konuyu bu hükümet de, geçen hükümet de üstlenerek, bu alanda önemli başarılar sağladı. Sıra diğer kurumlara geldi’’ uyarısı yapıyor.

‘‘Onların desteği olmasaydı, paketler bu kadar kolay geçemezdi’’ diyerek sivil toplum örgütleri ile medyanın hakkını teslim eden Çiçek, ‘‘Ancak, şimdi onlara daha büyük görev düşüyor’’ demeyi de ihmal etmiyor.

Topluma ise ‘‘AB'nin nimetlerine talip, külfetlerini ise ‘yapmasak olmaz mı' diye üstlenmek istemiyor’’ sözleriyle AB iğnesi batıran Çiçek, hükümetin uygulama konusundaki kararlılığını teyit eden bir haber de veriyor:

Hükümet içinde, bakanlardan oluşan bir komisyon kurulacak ve bu komisyon uyum paketlerinin uygulanmasında yaşanacak aksaklık ve gecikmeleri önleyecek.