Bakalım bu öneriye kim cevap verecek?

Taraf’ta Neşe Düzel’e dedi ki:

“Seçimden önce her parti Anayasa taslağını ana başlıklarıyla açıklasın!”

Şu ana kadar yapılan en çarpıcı ve yapıcı öneridir bu.

Neden mi?

Çünkü;

1) Türkiye yıllardır bu tartışmayı yaşıyor.

2) Her siyasi parti 12 Eylül Anayasası’nın değişmesi gerektiğini söylüyor.

3) Yeni Anayasa için Türkiye’nin her yerinden ayrı ses çıkıyor.

4) Seçim sürecinde siyasiler birbirlerini sürekli olarak Anayasa değişikliği konusunda Türkiye’nin doğusunda başka, batısında başka konuşmakla suçluyor.

Bu önerinin asıl sonucu şudur:

-  Seçim öncesinde her parti Anayasa taslağını başlıklar halinde ortaya koyarsa, gerçek anlamda bir “halk anayasası” oylanmış olur.

-  Hiçbir parti diğerini her bölgede halkın nabzına göre şerbet vermekle suçlayamaz.

-  Verilen sözler kayda geçirildiği için seçimden sonra unutulamaz.

-  Siyasi partilerin özgürlük anlayışlarının boyutu resmen ortaya çıkar.

Ve en önemlisi;

-  Anayasa değişikliğini siyasete alet etme ihtimali ortadan kalkar.

KİM DAHA ÖZGÜRLÜKÇÜ

Referandum sürecinde siyasi partiler arasında inanılmaz bir, “kim daha özgürlükçü, kim daha sivil” tartışması yaşanmıştı.

Partiler birbirini suçlamış, zihinler toz duman arasında kalmıştı.

İşte şimdi halkın anayasası için bir fırsat var.

Seçimlere tam 5 ay kala...

En azından ana başlıklarıyla siyasi partiler Anayasa değişiklik taslaklarını açıklasalar.

-  Mesela A partisi Kürt meselesi için Anayasa’da ne düşünüyor? Yer verecek mi vermeyecek mi?

-  Nasıl bir tanımlama getirecek? Ya da getirecek mi?

-  Sendikal haklar.

-  Üniversite ve türban.

-  Bireysel özgürlüklerin sınırları.

-  Asker- sivil ilişkileri. Genelkurmay Başkanlığı’nın MSB’ye bağlanması.

-  Milli Güvenlik Kurulu’nun yetkileri.�

-  Yargı ve siyaset. Tutukluluk süreleri.

-  YÖK ve daha birçok “boş bırakılmış” özgürlük alanı için nasıl bir düzenleme istedikleri halkın önüne konulsa...

Ve halk bu taslaklara bakarak oy kullansa..

Tarihimiz en demokratik anayasası yapılmış olmaz mı?

Elbette olur.

Siyasetçinin halka sadece seçmen;

Devletin halka dış mihraklar tarafından her an kandırılabilecek sadece “potansiyel bir saf”;

Üniversitelerin, gençlere sadece bir öğrenci;

Polisin öğrencilere, sadece “potansiyel terörist”;

Bürokrasinin halka, “sadece iş takip eden bir baş ağrısı” gibi bakmadığı bir sivil düzenin kapısı aralanmaz mı?

Elbette aralanır.

İşte bu yüzden sözü hiç eğip bükmeyelim.

Siyasi partiler gerçekten halka hizmet için seçimlere giriyorlarsa bunu yapmalılar.

Eğer Anayasa taslaklarını açıklayarak seçimlere girerlerse, demokrasi tarihimizin en geniş katılımlı sivil Anayasası oylanmış olur.

Yoksa “Siz oyu verin biz en özgür anayasayı yapacağız” demek, “Buğdayın kilosuna o ne veriyorsa ben yüzde 5 fazlasını veriyorum” diyen zihniyetten farksızdır.

Merak ediyorum.

Bu sahici öneriye hangi partiden cevap gelecek?