Avrattan vefa zehirden şifa

Avradın kazdığı kuyudan su çıkmaz diyen bir milletiz...

Haberin Devamı

Günlük hayatında kadını bu kadar küçük düşürücü, aşağılayıcı, incitici söz kullanan başka bir millet var mı acaba?..
Vardır elbette...
Geri kalmış üçüncü dünya ülkeleri, kadının insan yerine konmadığı topluluklar...
Peki biz böyle miyiz?
Ne yazık ki, bir yanımız hâlâ böyle.
Anadolu’da “Avrattan vefa, zehirden şifa” diyen yaygın bir anlayış var hâlâ...
“Oğlan babadan öğrenir sofra dizmeyi, kız anadan öğrenir sokak gezmeyi.”
Vay be, ne yüce varlıkmış sen ey erkek cinsi!
100 yıldır “Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin” düsturuyla yetişen bir toplumda kadına yönelik şiddet olmayacak da ne olacak?..
Kadın erkeğin şeytanıdır...
Eksik etek...
Avrat malı, kapı mandalı...
Kaşık düşmanı...
Gül dalından odun, beslemeden kadın olmaz...
Saçı uzun aklı kısa...
Aşağıla da, aşağıla.
Yeter be birader, bu kadarı da fazla...
Sizin hiç mi sevgiliniz, kızınız, anneniz, kadın arkadaşınız yok?..
Neyse ki sonunda Türk Dil Kurumu duruma müdahale etti.
Yıllardır sözlüklerde yer alan bu ayıplı cümleler tek tek ayıklanıyor şimdi.
Kadını küçük düşürücü deyimler ve atasözleri sözlüklerde yer almayacak.
TDK’nın bu adımı çok olumlu...
Ancak sözlükten bu deyimleri çıkartmışsın ne fark eder, önemli olan sokaktaki adamın dilinden, aklından çıkartmak.
Onu yapmak da TDK’ya değil, hepimize düşüyor.
“Kızını dövmeyen dizini döver” sözünü dilimizden söküp atana kadar mücadeleye devam.

Haberin Devamı


Eşcinsellik hastalık,eşini öldürmek normal!

Bu ülkede devlet, 42 yaşında bir kadının göz göre göre ölüme gitmesine seyirci kaldı.
Ayşe Paşalı’nın kızı şimdi AİHM’e başvurmaya hazırlanıyor, kazanacağına eminim.
Çünkü defalarca kocasından şiddet görmesine, tecavüze uğrayıp, dayak yiyip, bıçaklanmasına, gözleri morarmış halde adliye koridorlarında çekilmiş fotoğrafları olmasına rağmen Ayşe Paşalı’nın feryadına kimse kulak asmadı.
Koruma istiyorum talepleri bile dinlenmedi.
Sonunda kocası tarafından boğazı kesilip öldürülünce devlet müdahale etti olaya, kocayı hapse attı.
Ben isterdim ki Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, eşcinsellik konusunda gösterdiği tepkinin çok daha fazlasını bu cinayete göstersin.
“Eşcinselliğin hastalık olduğuna inanıyorum, tedavi edilmesi gereken bir şey bence” diyen Aliye Kavaf, asıl aile içi cinayetlerde sesini çok daha fazla yükseltmeli.
“Kanun var ama yetmiyor, eğitim şart” diyeceğine ortalığı ayağa kaldırmalı, masaya yumruğunu bu olaylarda vurmalı.
Dizi senaryoları ya da eşcinsellik konusunda değil... Biz hep işin kolayına kaçarız.
Üç aydır Fatmagül’ün tecavüzünü tartışıyoruz.
Eşcinselliğin hastalık olmadığını konuşuyoruz.
Tartışmamız gereken bunlar değil, kocaları tarafından öldürülen Ayşe’ler, töre cinayetlerine kurban giden gencecik kızlar...
Diziler ve eşcinseller hakkında fikir beyan etmeye çok meraklı bakanların, milletvekillerinin asıl yapması gereken bu yaraya neşter vurmak...

Arkandayız Başkan!

Haberin Devamı

Kadir Topbaş yıllardır yazmaktan yorulduğumuz bir konuda müjdeyi sonunda verdi;
Taksilere standart geliyor.
Taksiciler kokart almak zorunda kalacak. Herkes taksi şoförü olamayacak. Taksi şoförü aracını çalıştırabilmek için kartını okutacak.
Caddelerde boş gezen taksiler olmayacak, belli duraklarda bekleyecekler, çağrı merkezine bağlı olacaklar. Her yerde bekleme devri bitecek.
Enis Berberoğlu ve Fikret Ercan’a anlattığı projede daha bir sürü detay var.
Ama sadece bu iki madde bile bu konuda Topbaş’ı desteklemek için yeter.

Yazarın Tüm Yazıları