Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

100'er milyara başkan transferi

TÜRKİYE'ye yeni bir siyaset anlayışını getirme iddiasıyla iktidar olan AKP, ikinci yaşına, Anayasa'yı değiştirecek çoğunluğu sağlayacak milletvekili transferleri ile girdi.

İki önceki yazımda, milletvekili transfer pazarının yeniden açılmasının ve de bu işe AKP'nin öncülük etmesinin yanlış olacağını belirtip, ‘‘AKP de bunu yapmaz herhalde’’ demiştim.

Yanılacağımızı tahmin etmiyor değildik; öyle de oldu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da, aslında, bizim gibi milletvekili transferine karşı olduğunu dünkü Zaman'dan Mustafa Ünal'a yaptığı açıklamadan öğrendik.

Erdoğan, açıklamasında Seçim Yasası'nın yeniden düzenlenerek, milletvekillerinin parti değiştirmesinin önüne geçmeyi öneriyor.

‘‘Gelsinler bu düzenlemeyi yapalım’’ çağrısını da yapıyor.

Anayasa'yı değiştirme gücü bile elinde olan Başbakan'ın, böyle bir düzenleme için muhalefete çağrı yapmasına dahi gerek yok; ama bizim için Başbakan'ın söylemi ile eylemindeki uyumsuzluk son derece dikkat çekici.

GEÇMEYENE PARA YOK

Erdoğan,
aynı demecinde, ‘‘ANAP bizi eleştiriyor. Mustafa Zeydan'ı o zaman niye aldılar?’’ diye soruyor.

Başbakan'ın sorusunu, ANAP Genel Başkanı Ali Talip Özdemir'e yönelttim.

Özdemir, ‘‘Zeydan bize geldiğinde bağımsızdı. Ama Başbakan onu alırken bir partisi olduğunu bilmiyor değildi’’ dedi.

Özdemir, AKP'nin yerel yönetimlerdeki transferlerde de eski alışkanlıkları daha şiddetli bir şekilde yaşama geçirdiğini ileri sürüyor.

Belediye başkanlarının başından müfettişlerin eksik olmadığını söyleyen Özdemir, şöyle konuşuyor:

‘‘AKP'ye geçen başkanlara 100'er milyar lira göndermişler. Onlar da gidip arkadaşlarımıza, ‘Siz de istifa edin aynı para size de gelecek' diyorlar. İstifa etmeyenlere ise hak ettikleri para dahi gönderilmiyor. Bütün meclis üyelerini istifa ettirip başkanları tek başına bırakıyorlar. Her fırsatta ‘Demokratım' diyen Başbakan'ın partisi böyle bir parti.’’

GÖKÇEK'E DEĞİRMEN SORULARI

Erdoğan,
ANAP'a soru sorarken acaba, kendi ifadesiyle AKP'ye katılım yapan Zeydan'a, ‘‘Arkadaşım, 2 ayda ne oldu da yeniden parti değiştiriyorsun?’’ diye sordu mu?

Eski liderler gibi, Erdoğan'ın da aklına gelmemiştir.

Yoksa örneğin; Ankara Büyküşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'e de, ‘‘Arkadaş, önce bir parti satın aldın, onca para harcadın. Sonra bir gün kafana esti terk ettin. Bu değirmen nasıl döndü?’’ sorusunu yöneltebilirdi.

CHP'den AKP'ye geçen Nezir Nazıroğlu da iki gün önce Zaman'da, ‘‘Ben hayatımın hiçbir döneminde solcu veya CHP'li olmadım’’ diyordu.

Başbakan bu yeni arkadaşına da, ‘‘Yani seçilmek için seçmeni aldattın mı?’’ sorusunu sorsaydı ne yanıtı alırdı acaba?

Elbette biliyoruz, AKP tarafından da aynı şekilde işletilen siyasetin bu en kokuşmuş mekanizmasında, parti çıkarı olduğundan soru sorulmaz.

Erdoğan da böyle yaptı.

Ama ‘‘Keser döner, sap döner; bir gün hesap döner’’ diye güzel bir atasözümüz var.

Acaba bu transferler karşısında yer yerinden oynatma hakkı bulunan CHP'nin, cılız çıkışlarla yetinmesi de bu atasözüne inançlarından mı?
Yazarın Tüm Yazıları