Kurultay sonrası dönemde CHP

CUMHURİYET Halk Partisi 7 Mayıs 2010 tarihinde Türk siyasal tarihinin en alçakça komplolarından birine maruz kalıp, genel başkanı istifa etmek zorunda bırakıldığında, partinin bu darbeyi atlatıp atlatamayacağı meçhuldü. Partinin geleceğiyle ilgili muazzam bir belirsizlik vardı.

CHP, bu şok karşısında yabana atılmayacak bir beka kabiliyetine sahip olduğunu gösterdi. Parti, iki hafta gibi kısa bir süre içinde kurultayını toplayıp büyük bir iç mutabakatla yeni liderini seçti.
Partinin yeni liderinin toplumun azımsanmayacak bir kesiminde sempatiyle karşılanması ve partinin bütün güçlüklere ve engellemelere rağmen ciddi bir yenilenme çabasına da girişmesi CHP’ye dönük beklentilerin de birden yükselmesine yol açtı.
GENÇLERE DOKUNABİLMEK
Yeni bir liderin süratle seçileceği, koltuğa oturduktan 7 ay sonra ilk kurultayını geride bırakıp yönetimde ipleri önemli ölçüde eline alacağı ve bu arada partinin vitrinini de köklü bir şekilde değiştireceği, 7 Mayıs şoku yaşandığında CHP’de kimsenin aklına gelecek bir senaryo değildi.
Kılıçdaroğlu’nun kurultayla birlikte yönetimsel anlamda elinin ilk kez rahatladığı söylenebilir. Parti yönetimine damgasını vuran çok başlılığın tümüyle olmasa da önemli ölçüde geride kalmasıyla birlikte, CHP lideri bundan böyle ilk kez kendisine daha yakın, daha uyumlu bir ekiple çalışma imkanı bulacaktır.
Parti meclisine geçmişte hakim olan baskın homojen dokuya kıyasla, bu kurula şimdi daha çok renk ve çeşitlilik içeren bir yapının gelmesi partiye yeni bir dinamizm katabilir.
Genç insanların ve özellikle genç kadınların kuruldaki sayısının artması, partinin nefes almasını, hayatı daha çok kucaklamasını sağlayacak olması bakımından önemlidir. Türkiye gibi çok genç bir nüfusa sahip bir ülkede yeni parti meclisinin bu yapısı, CHP’nin genç kuşaklara dokunabilmesi bakımından kuşkusuz yararlı olacaktır
Neresinden bakılırsa bakılsın, CHP’deki bu yenilenme, Türk siyasetine hareket ve yeni bir esinti getirmiştir.
GENİŞ BİR KOALİSYON
Yeni vitrin, aynı zamanda partide yeni açılımların da habercisidir. Örneğin Sezgin Tanrıkulu’nun meclise girmesi CHP’nin artık Kürt vatandaşlarla köprü kurmak istediği yönünde çok kuvvetli bir irade mesajıdır.
Keza, merkez sağa yakın bazı isimlerin de yer bulmuş olması, CHP’nin haziran ayında sandığa giderken eski DYP ve ANAP tabanından seçmenlere de seslenmek istediğini gösteriyor.
Kılıçdaroğlu’nun en zayıf kaldığı alanlardan biri dış politikaydı. Şimdi Faruk Loğoğlu ve Osman Korutürk gibi iki tecrübeli ismi yönetimine alarak bu eksiğini de kapatmış bulunuyor CHP lideri.
İşte bütün bu hamleler yan yana geldiğinde, CHP’nin yeni meclisi, parti içindeki farklı grupları da bünyesine dahil ederek bir “gökkuşağı koalisyonu” gibi gözüküyor. Siyaset bir tanımıyla ittifaklar inşa etme sanatı ise bu tanımı karşılayan önemli bir çaba var bu listenin gerisinde.
ESKİ HATALARI TEKRARLAMAMAK
Tabii siyaset yalnızca vitrinle yürüseydi işi çok kolaydı Kılıçdaroğlu’nun.
Şimdi bu vitrinin taşıdığı mesajları siyasetine, seçim platformuna, daha da önemlisi toplumla kuracağı ilişkiye tahvil etmesi gerekiyor CHP’nin.
CHP, şimdi hem altı ay gibi çok kısa bir zaman dilimi içinde yapılacak seçime hazırlanmak, hem de parti içinde başlamış olan değişim sürecini hızlandırmak gibi iki zorlu hedefle karşı karşıya. İkisinin birlikte yürütülmesi çok kolay olmasa da, buradaki çakışma pekâlâ bir avantaja da dönüştürülebilir.
CHP, öncelikle seçmenin karşısına ülkeyi yönetme iddiasını taşıyan, gerçekçi çözüm perspektifleri taşıyan inandırıcı bir seçim platformuyla çıkmak durumundadır.
Bu arada geçen altı aya damgasını vuran hataların ve genel dağınıklığın da tekrarlanmaması gerekiyor. Bunların önemli bir bölümü Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığa hazırlıksız bir şekilde gelmiş olmasından ya da kendisini destekleyen kuvvetli bir ekibin bulunmamasından kaynaklanıyordu.
CHP daha derli toplu hareket etmek ve ele aldığı konular üzerinde daha seçici, daha hazırlıklı ve daha odaklanmış olmak zorundadır.
CHP’den beklenen artık çağdaş bir sosyal demokrat partiye yakışan bir kimlik kazanmasıdır.
Yazarın Tüm Yazıları