Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Kurultay öncesi son operasyon

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dün geçirdiği ameliyat, bu partideki kurultay öncesi son operasyon olarak da görülebilir.

‘Geçmiş olsun’ dediğimiz Kılıçdaroğlu, doktorların, “Ameliyat yapılmazsa zehirlenme riskiniz yüksek” uyarısı üzerine, erteleyip durduğu ‘bıçak altına yatma’ kararını almak zorunda kaldı.
Kurultay da böylesi zorunluluklar nedeniyle artık kaçınılmaz gibi.
Çünkü, kendisi Kürt seçmene sıcak mesajlar verirken, bu konunun Parti Meclisi (PM) üyeleri arasında dahi, ekranlara taşınan tartışmalara neden oluşunun yarattığı olumsuzluğu görmediğini kimse düşünemez.
Üstüne üstlük, milletvekillerinden de aradığı desteği bulmuşken.
KURULTAY RİSKLERİ
CHP’de, “Kılıçdaroğlu ile Önder Sav arasında yeni uzlaşma mümkün mü” hesapları yapılsa da o eşik geçildiğinden hesaplar şu riskler üzerinde: 
- PM listesine girmek milletvekilliği garantisi sayılacaksa, listeye giremeyenler ne tepki verecek?
- Çarşaf liste, delegenin yüzde 10’unun önerisi ve salt çoğunluğun kabulü ile mümkün. Anlaşılan bu öneri gelirse Kılıçdaroğlu, “Delege bu kararı alırsa saygılı olacağım” diyecek; ama ‘Arkandayız, topla kurultayı’ demiş olan il başkanları onay vermezse çarşaf liste kararı çıkmaz, Kılıçdaroğlu da listesini geçirir. İyi de il başkanları o gün de aynı tutumu alır mı? 
- Deniz Baykal ve Önder Sav’a yakın isimler ayrı listeler çıkarır mı?
Hemen şunu söyleyeyim; genel merkez yöneticilerinin tümü de bu risklerin hiçbirini olası görmüyor; “İktidar olmaya susamış CHP delegesi ve örgütü, genel başkana istediği desteği verecek” diyorlar.
Kılıçdaroğlu da sahip olduğu kamuoyu desteği ve CHP seçmenindeki sempatisiyle bu riskleri yok edecek güçte görünüyor; ancak CHP’de karar değiştirmenin çok sıradan hale geldiğini unutmamalı.
Belki CHP’de, kaynağı ‘kendine güven’de yatan en önemli sorun da bu.
ÖNDER SAV’IN POZİSYONU
CHP’de yaşanan bu süreçte bakışların en çok yöneldiği isim Önder Sav.
Dün kendisini aradım, “Yargıtay Başsavcılığı kararı Kılıçdaroğlu’na altın tepsi içinde sunulan şanstır” diye yazdığımı anımsatarak, ben dahil, medyaya sitemlerini iletti, konuşmayacağını söyledi.
“Düşüncelerimi açıkladım, herkes de biliyor olmalı. Parti çıkarı neyi gerektirirse onu yapmayı da sürdüreceğim. Benim çıtam belli” dedi.
Ardından da, “Ayrılışım ile oylarımız artıyormuş, madem böyle yine aynısını yaparım” diyerek geniş hedefli bir iğnelemede bulundu.
Ancak, “İkili konuşmalarımı başkalarına söyleme alışkanlığım yok, onlar bende kalır” sözüyle Kılıçdaroğlu’nu iğnelediğini düşünmeden edemedim.
Son sözleri ise, “Ne kadar konuşsam da medyanın bana bakışı belli. O nedenle gıyabımda söylenen, yazılan, çizilenlere dahi cevap vermiyorum; çünkü önemli olan CHP’dir, CHP’nin geleceğidir” oldu.
Sonuçta Kılıçdaroğlu’nun kurultay kararını açıklaması an meselesi.
Ekibi de Baykal’ın, “Kavgalı eve kız verilmez” sözlerine atıfla, ‘yeni, güçlü, anlaşabilen, genel başkana güç veren bir kadro’ iddiasıyla yola çıkacak.
Genel başkanlık seçiminin olmasının tek şartı ise birinin “Adayım” demesi. CHP’de “Kılıçdaroğlu ile de olmadı” diyenler var da, rakip çıkar mı, bilmem.
Yazarın Tüm Yazıları