Gördüğüme mi inanayım, Halide İncekara’ya mı?

Derse, ne kadar inandırıcılığı olur.
AK Parti Milletvekili Halide İncekara dedi...
Hiç tanımadığı Beren Saat için, “Bu kızın fiziki ve ruhsal yapısı bozuk” dedi.
Neye dayanarak?..
Sadece oynadığı Fatmagül dizisine dayanarak...
Merak ediyorum İncekara, katili oynayan bir oyuncunun da gerçekten katil olduğunu mu düşünüyor acaba?..
Fatmagül karakteri için bunu söylese diyecek bir şeyimiz yok, kendi görüşü der geçeriz...
Ama sırf Fatmagül’ü oynadığı için Beren’e bunu söylemek yakışıksız ve ayıp...
Eminim yan yana gelse Beren’i çok sevecek ve bu söylediklerinden de utanacak.
Ama şimdi diziyi taşlamak moda ya o da rüzgara kapılmış Beren’e ve senaristlere hakarete varan şeyler söylüyor, sapık diyor...
Ak Parti Milletvekili Halide İncekara bu sözleri söylediği sırada biz Beren’le Harvard Cafe’de laflıyorduk.
Karşımda;
ruhsal yapısı son derece düzgün...
Fiziki yapısı güzel...
Aklı başında...
Kendine güvenen...
Ne yaptığını bilen...
Ne istediğinin farkında bir genç kadın oturuyordu.
Şimdi ben gördüğüme mi inanayım, Halide İncekara’ya mı?..

Sürücüler kötü...

Tatilin ilk iki gününde trafik kazalarında ölenlerin sayısı 31, yaralı sayısı 148’di.
Daha önümüzde 4 gün var.
Umarım artmaz ama bu temenninin gerçek olmayacağı o kadar aşikar ki...
Her bayram oluşan manzaranın bu gidişle değişeceği de yok.
Çünkü sürücüler kötü.
Tamam hatalı yollar, trafik uyarılarının yeterli olmaması, yetersiz denetimler bu ölümlerde etkili ama...
Türkler’in iyi sürücü olmadığı da gerçek.
Çünkü ehliyet sınavlarında hâlâ araç kullanmak öğretilmiyor.
Trafikte bilinçli sürücü sayısı çok az...
Hal böyle olunca yapılacak tek şey ölü-yaralı bilançosu vermek oluyor.

Yeni stada yeni başkan

Galatasa-ray’ın hocası yenilendi.
Stadı yenileniyor.
Oyuncular yenilecek.
Ama eski tas eski hamam...
Çünkü yenilenmeyen tek şey var:
Başkan ve yönetim...
Yeni stada yeni başkan ve yönetimle gidersek ben bu sezondan bile ümitliyim.

Bayramın en iyisi

Ağlak bir ses tonuyla “Nerede eski bayramlar” nostaljisi yapacak değilim...
Her şey değişirken bayramların aynı kalmasını mı bekliyordunuz?..
Bayramlar da değişecek elbet, oturup ağlamaya gerek yok.
Sadece bayramlar mı?..
Nerede eski komşuluk ilişkileri...
Nerede eski domateslerin kokusu...
Nerede eski mahalle hayatı...
Nerede eski bayramlar...
Hatta geçenlerde yazdım; “Nerede eski tereyağlar” diye gazeteye tereyağ yağdı...
Emin olun bugünkü bayramları da arayacağız...
Bundan 20 yıl sonra çocuklarımız da aynı şeyi söyleyecek, biz de aynı geyiği çevireceğiz...
Dedeniz aynı şeyi söylüyordu...
Babanız da...
Şimdi siz aynı şeyden şikayetçisiniz...
Emin olun çocuğunuz da aynısını hissedecek.
Bayramların hep eskisi güzel olacak.
Bu bayram sabahı tıpkı çocukluğumda olduğu gibi yine bayram sofrasında kalabalık aile toplandık.
Masada oturacak yer yoktu...
Ailenin büyükleri aramızdan ayrılmıştı.
Yerlerine yeni katılanlar vardı.
Görmediğim, özlediğim akrabalar...
Büyüyen yeğenler, serpilen kuzenler, biraz daha yaşlanan dayılar, teyzeler...
Evet çocukluğumda manzara böyle değildi.
Dedemden aldığım 2,5 liraya kimse vermiyor artık bana...
Ama baktım da benim sevindiğim gibi seviniyor yeğenim verdiğim 20 liraya...
O da benim gibi bakkala koşuyor.
Ben topaç alırdım, o hem araba hem robot olan garip oyuncaklardan alıyor...
Bu yüzden bırakın eski bayramların ardından ağıt yakmayı.
Bugünü yaşayın...
Bugünün bayramını...
Anı...
Yoksa hep geride bıraktıklarının peşinden üzülmekle geçer insanın hayatı.

Bayramda İstanbul’da

? Kafanı dinlersin...
? İstediğin yere gidersin...
? Trafiğe takılmazsın...
? Şehri bir başka seversin...