Yahya Kemal ve Nâzım da Süleymaniye’de buluştu

GAZETE ilanlarında ve haberlerinde okumuşsunuzdur.

Haberin Devamı

Mimar Sinan’ın büyük eserlerinden biri olan Süleymaniye Camii, restorasyon çalışmalarından sonra bugün Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla ibadete açılıyor.
İlanın başlığı; Yahya Kemal Beyatlı’nın Süleymaniye’de Bayram Sabahı’ndan alınmış.
Bir kez daha edebiyatın gücünü, ölümsüzlüğünü, yıllar boyu süren etkisini gösteriyor bu başlık.
Çoğumuz bu şiiri bilir.
Yahya Kemal Beyatlı’nın Süleymaniye Camii’ne tarihi, ruhani, uhrevi bakışına karşılık, bir başka şair Nâzım Hikmet, kendi düşüncesi, dünya görüşü açısından bir yaklaşım sunmuştur.
Yazısının adı:
Simavne Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin Destanı’na Zeyl
Millî Gurur.
Yahya Kemal Beyatlı’nın şiiri ile bu zeyli birlikte okursanız, yorumunuzda, övgünüzde bir bütünlüğe kavuşursunuz.
Karşılaştırmalar, bizim bir ibadethaneyi, büyük bir mimari yapıyı daha iyi anlamamızı, algılamamızı sağlar.
Dünya görüşlerinin farkı, aynı duyguyu, onuru birçok yanlarıyla kuşatmamızı mümkün kılar.
İkisini de birlikte okuduğunuzda, edebiyatın enginliğinin çeşitlilikten doğduğunu fark edeceksiniz.
* * *
YAHYA KEMAL BEYATLI, Süleymaniye’de Bayram Sabahı’nda, zaferlerle dolu bir tarihin ardındaki bütün manevi varlıkları, ruh birliğini şiirleştirmiş.
Süleymaniye, onda bir imparatorluktan bugüne uzayan, bizim gururumuzu canlandıran bütün unsurları kullanıyor.
Bize ait olan her şeyin, bugün burada bir bayram sabahında manevi bir iklimde buluştuğunu söylüyor.
Dikkat ederseniz, burada hepimizden bir kesit sunuyor.
Buluşmayı sağlayan sadece din değildir, bunun içinde ulusu ulus yapan birçok özellikler, nitelikler vardır.
Kutsallığın gerçek tarihi yansıyor aşağıdaki dizelerde:
“Tanrının mâbedi her bir taraftan doluyor,
Bu saatlerde Süleymâniye tarih oluyor.”
Süleymâniye’nin inşa edildiği yerin uygunluğundan başlayıp, maddeden mânâya geçiyor:
“Hür ve engin vatanın hem gece, hem gündüzüne,
Uhrevî bir kapı açmış buradan gökyüzüne,
Tâ ki geçsin ezeli rahmete rûh orduları...”
Bence bir mabedin mimarisiyle onun ötesinde taşıdığı anlam, iki dizede ustalıkla yazılır:
“Ben de bir vârisin olmakla buğün mağrûrum;
Bir zaman hendeseden âbide zannettimdi;”
Şiirin tamamını okuyunca, birçok şeyi daha iyi duyumsayacağınızdan kuşkum yok.
* * *
NÂZIM HİKMET ne yazmış?
Süleymaniye’ye nasıl bakıyor?
Onu da yarın okuyacaksınız.

Haberin Devamı

Bayramınızın sağlıklı, neşeli, acısız geçmesini dilerim.
Elbette dileğim, gezerek, okuyarak bir bayram yaşamanız.
Özgürlükten yoksun, kapalı kapılar ardında olanları bayramda da düşünün.

Yazarın Tüm Yazıları