Milli Eğitim, bu okula ne yapacak

Ayrı yaşayan anne-babanın ihmalkârlığı bir yana...
En başta aileler sahip çıkacak çocuklarına.
Peki sonra?..
Emanet edilen okulların öğretmenleri, müdürleri.
Tuğçe Aköz üç gün boyunca okula gelmiyor (bazı arkadaşları 5 gün diyor) ama bir öğretmeni, okulun müdürü merak edip “Bu çocuğa ne oldu” diye aileye bir telefon bile etmiyor.
5 gün boyunca okula gelmeyen bir öğrenciye karşı nasıl bu kadar vurdumduymaz olur bir okul yönetimi?..
5 gün okula gelmeyen bir çocuğu bile merak etmeyen okul yönetimi o çocuğun uyuşturucu mu kullandığını, kimlerle arkadaşlık yaptığını, kötü alışkanlıklar edinip edinmediğini merak eder mi hiç...
“Tuğçe beş gündür okula gelmiyor hasta mı, derdi mi var” diye aileye bir telefon bile açmayan okul yönetimine Milli Eğitim hesap soracak mı merak ediyorum...

Ligi dizayn etseydi...

Anadolu kulüplerinin başarısında yayıncı kuruluşun parmağı var.
Digiturk üç büyükler dışındaki taraftara da dekoder satmak için Anadolu takımlarının başarısını istiyor.
Bu yüzden ligi böyle dizayn ediyor...
Kulaktan kulağa şehir efsanesi olarak hızla yayılan bir dedikodu bu...
Ama gram doğruluğu yok, olamaz.
Çünkü üç büyükler kötü gitti mi Lig TV’nin abonesi kalmaz.
Sadece Lig TV’nin mi?..
Gazeteler tiraj kaybeder...
Spor gazeteleri satmaz.
Lig TV abonelerinin yüzde 80’i üç büyük kulübün taraftarı.
Şimdi söyleyin bana liderden 13 puan fark yemiş hangi Galatasaray taraftarı aboneliğini sürdürmek ister?..
Beşiktaş, Fenerbahçe ikişer maç daha kaybetseler Lig TV’nin karşısına geçer mi?.. Lig TV’nin ligi dizayn etmek elinde olsa inanın en son istediği bugünkü puan durumu olurdu...
Lig TV’nin istediği tek şey şampiyonluk mücadelesinin son haftaya kadar devam etmesidir.

Oldu mu Alen!

Sevgili Alen Markaryan, Quaresma’nın kitabını yazdı.
Beşiktaş’ın kitabını... Çarşı’nın kitabını... Azınlık olmanın kitabını yazacak birikime sahipken...
Kitabı elime alınca gördüm ki, kolay bir Quaresma popülizminin peşine düşmüş Alen...
Beşiktaş taraftarının en sevdiği futbolcu üzerine ne yazarsan yaz satar düşüncesiyle masaya oturmuş belli ki sevgili kardeşim...
Öyle de olmuş, kısa sürede 3’üncü baskısını yapmış kitap. Ama ben Alen’den daha iyi bir kitap bekliyorum... Mesela Ermeni asıllı bir taraftar liderinin nasıl onbinleri peşinden sürüklediği üzerine...

Hayat bayram olsa

Madem bugün bayram, madem bayramda küslerin, kırgınların barışıp kucaklaşması adetten...
Ben de bir liste yapayım:
Kayahan-Nilüfer
Deniz Baykal-Önder Sav
Hadise-Sinan Akçıl
Ferdi Tayfur-Orhan Gencebay
Mustafa Sandal-Tarkan
Mahsun Kırmızıgül-İbrahim Tatlıses
Ve diyeyim ki: Bu isimler de barışsa, hayat bayram olsa...

3D kandırmacası

Pazar akşamı Manisa maçında başımıza gelecekler içime doğmuş demek ki, ne stada gitmek ne de maçı izlemek geldi içimden... Testere’nin 7’nci filmini 3D izledim.
Son film deniyor ama 8’inciyi çeker miyiz acaba diye düşünüp bir final yapmışlar yine...
Ben ki bir Testere hayranıyım, serinin bütün filmlerini izledim bana bile bıkkınlık verdi artık bu Jigsaw’ın oyunları...
Belli ki bir de üç boyutlu çekip son bir voleyi vuralım diye düşünmüş yapımcılar.
Keyifsiz bir senaryo, tekrara düşen oyunlar ve her Testere’de olduğu gibi bolca kan...
Tavsiye eder miyim, hayır...
Çünkü bu yapımcılar 3D işinde sinema severleri keriz yerine koymaya başladılar.
Bir filmi baştan sona üç boyutlu çekmek pahalı, meşakkatli iş.
Bunun yerine sadece iki-üç sahneyi 3D çekiyor yapımcılar ve üç boyutlu diye pazarlıyorlar.
Testere 7’de de gerçek 3D tadını veren sadece iki-üç sahne var, gerisi yalan...