Tarım Bakanı Mehdi Eker’den ‘acısız kesim’le ilgili cevap var

DURUN hemen heyecanlanmayın.

Haberin Devamı

Bana değil.
Bu köşeden, sayın bakana ithafen yazdığım mektuba “tık” yok.
Bense telefon açıp, “Kamuoyunu aydınlatmak istiyorsunuz, tabii ki gelebilirsiniz, hatta çayımı da içebilirsiniz” diyeceğini düşünmüştüm.
Saflık etmişim.
Zaten ben, kadersizim bu konularda.
AK Partili bakanlar, nedense beni sevmiyorlar, bana randevu vermiyorlar!
Eminim çok meşguller ve uğraşacakları daha önemli meseleler var.
Bir art niyet aramıyorum yani.
Umudumu da kaybetmiyorum.
Mehdi Bey, ben hazırım, siz ne zaman “Atla gel” derseniz, ben gelirim.
Küsmem.
Kolay vazgeçmem de...
*
Sayın bakan, “acısız kesim”le ilgili görüşlerini başka gazetecilere açıklamış.
Benim için, bu da müthiş bir gelişme.
Kendisine teşekkür ediyorum.
Demek ki “acısız kesim” onun ve sorumlu olduğu bakanlığın gündeminde.
Beyanatlarından “acısız kesim”e sıcak baktığını görüyorum.
“Bakanlık açısından bir sakınca yok. Hayvan haklarını da önemsiyoruz. Dinen sakıncası yoksa biz zaten uyarız” demiş ve eklemiş, “Bakanlık olarak dikkat edeceğimiz konu, hayvan hakları ve hijyen. Dini konular bizim uzmanlık alanımız değil. Elektroşok yöntemiyle kesim meselesinin dinen sakıncası yoksa, bize de uyar. Diyanet İşleri’nin kararı bu konuda önemli...”
*
Sayın bakan, “Diyanet’in kararı önemli” diyor.
Peki, Diyanet ne diyor?
Zaten yıllardır sıcak bakıyor.
Diyanet’in internet sitelerinde yer alan Kurul Kararları ve Kurul Mütalaaları bölümünü gelin birlikte okuyalım:
“Kurbanlık hayvanın kesimi esnasında; hayvana fazla eziyet vermemek için kesim sırasında hayvanın elektrik şoku ile bayıltılması, bu hayvanın kurban olarak kabul edilmesine engel ayıplardan sayılmaz. Çünkü kurbana engel ayıplar; kesim sırasında meydana gelen arızalar olmayıp, hayvanda önceden mevcut olan kusurlardır. Bu itibarla (şok etkisiyle ölmeden önce hemen) canlı olarak kesilmek kaydıyla, kurbanlık hayvanın elektrik veya benzeri bir şeyle şoklanmasında dinen sakınca yoktur.”
¡
Bu meseledeki sorun şu:
Herkes topu bir başka kuruma atıyor.
Olsun, Mehdi Eker’in açıklaması benim için çok önemli.
Çünkü bu konudaki karar merci Tarım Bakanlığı.
Belki bu Kurban Bayramı’na yetişmez ama demek ki, “acısız kesim”i değerlendiriyorlar.
Üstelik şu aralar hayvan refahı yasasını çıkartıyorlar.
Ben umutluyum.
Önümüzdeki yıllarda benim o mezbahada gördüğüm türden kesimleri görmeyeceğimizi düşünüyorum.
Buradan, Tamer (Dodurka) Hoca’ya soruyorum:
“Hocam, bu konuda imza kampanyası filan başlatsak, işe yarar mı? Sayın Mehdi Eker, bizi daha ciddiye alır mı? Binlerce insan “acısız kesim” için Tarım Bakanlığı’na mail atsa... Ne dersiniz?”

Haberin Devamı

Senin kocan uzaylı mı?

Haberin Devamı

Ya Ayşe, doğum gününde eşine verdiğin hediyeleri okudum da, senin kocan uzaylı mı diye merak ettim. Mesela benim kocam ve tanıdığım pek çok koca bu tür duygusal bombardımanlardan nefret eder. Hatta sıkılır, bunalır. Öyle bilmem kaç kilometre öteye teyp taşımak, yazılar okumak, her sene saat almak falan erkekleri çıldırtacak türden şeyler diye biliyorum ben. Yani ne diyeyim, inşallah sen kendini duygularına fazla kaptırıp da yanılmıyorsundur. Sevgiler, saygılar. (Hatice B.)

İKİNİZİ DE YİYECEĞİM

Tabii ki kendimi duygularıma kaptırıyorum. Hem de her zaman. Ama bundan hiç şikâyetçi değilim. Beni ben yapan o duygular. Bir sürü kararımı da aklımla değil, kalbimle alıyorum. Aslında çoğumuz öyle yapıyoruz. Sevgilime gelince, evet uzaylı! Kahkahalar içinde Avustralya’dan aradı, “İkinizi de yiyeceğim!” dedi. Alya ile birlikte hazırladığımız hediyeler hoşuna gitmiş, endişelenecek bir şey yok yani...

Haberin Devamı

UGANDA

BUGÜNLÜK burada kesmek zorundayım. Yarın da yazı yok. Fotoğrafçı arkadaşım Cem Talu ile birlikte birazdan Uganda’nın başkenti Kampala’dan ayrılıp, köylere gideceğiz. Orada ne internet var ne medeniyet. Ama Afrika’da başka güzellikler var. Bu kıtadan, bu ülkeden büyülenmemek mümkün değil. Fakat kesinlikle başka bir gezegen. Pfizer’ın davetlisi olarak buradayız. Yüzlerce HIV hastası ile görüşüyoruz. Minicik bebekler, gencecik anneler. Aman Allah’ım ne hikâyeler. Zaten ortalama insan ömrü 53 bu ülkede, hayatta kalabilen yaşlı insan neredeyse yok. İşte Pfizer, bu insanların ömürlerini uzatmak ve insan gibi yaşamaları için uğraş veriyor. Uganda izlenimleri için Hürriyet Pazar’da buluşalım...

Yazarın Tüm Yazıları