Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Güven veya alan genişletme

YENİ Anayasa konusunda iktidar ile muhalefetin ortak çalışma umudu, geçen salı Başbakan Tayyip Erdoğan’ın AKP Grup konuşması ile bitti.

Biraz başa dönecek olursak, ortadaki sorun sanki güven eksikliğiydi.
Çünkü, Erdoğan 12 Eylül gecesi yeni bir anayasa için herkesin önünde talimat vermiş ve onunla da yetinmeyerek, TESK Genel Kurulu nedeniyle gerçekleşen sürpriz buluşmada Kemal Kılıçdaroğlu ile de konuyu konuşmuştu.
AKP’lilerin ifadesiyle, Başbakan  o görüşmede tam üç kez Kılıçdaroğlu’na yeni anayasa konusunda komisyon kurulması için teklifte bulunmuştu.
Bunu 30 Eylül günlü yazımda gündeme getirdim.
Yapılması gerekenin tarafları eylem alanına çekmek olduğunu, görevin de TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’e düştüğünü; komisyon kurulması için partilere ‘Üyelerinizi bildirin’ demesinin yeteceğini belirtip şunu yazdım:
“O zaman biz de görebileceğiz komisyona kim üye veriyor, kim vermiyor?”
SİYASİ PARTİLER YASASI
Rastlantı bu ya, Şahin de hemen o gün parti grup yöneticileri ile konuşacağını açıkladı ve bunu hayata da geçirdi; ama Başbakan salı günü o konuşmayı yapınca, CHP ve MHP’nin ‘olur’ işaretine rağmen Şahin geri adım attı.
İktidara bakacak olursak sorun TBMM’nin gündemi, zamanın sıkışıklığı; oysa CHP de MHP de, ‘yeni anayasa illa bu dönem yapılsın’ talebinde değil, “Başlayalım, uzlaşılan maddeler geçer, gerisi yeni döneme kalır” diyor.
Burada sorun güvensizlik veya zaman darlığı gibi görünmüyor; iktidarın “Benim önceliklerim”, “Benim sınırlarım” anlayışı öne çıkıyor. İktidarı bu noktaya getiren bir etken de CHP’nin, daha işin başından “Yokuz deme politikasını” bir kenara bırakması mı bilemeyiz; ama AKP, iktidar ve artık her alanda açık hale gelen mutlak gücünü kullanmaya kararlı. Sadece Anayasa konusunda değil, en az onun kadar demokrasi sorunu haline gelmiş olan Siyasi Partiler Yasası’nda (SPY) da AKP’nin tutum aynı.
CHP, 12 Eylül ürünü bu yasanın da değişmesini öneriyor; AKP yanaşmıyor. Oysa bildiğim, geçen yılın başlarında Erdoğan bir Brüksel gezisi dönüşü uçakta, bu yasanın değişmesi için arkadaşlarına işaret vermişti.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in bu yasaya özel ilgisi de bir gerçek.
Buradaki ‘Hayır’ın altında, takdire bırakacağım şöylesi bir gerekçe de var:
“O yasa tepeden tırnağa değişmeli tamam. Ama örneğin o yasa, partilere Atatürk milliyetçiliği öneriyor. Bunu değiştirmek istesek ortalık karışır.”
SESSİZLİK DE BİR POLİTİKA
Sadece anayasa ve SPY değil; son hafta dahi gösteriyor ki, her alanda iktidarın ‘benim dediğim olsun’ tavrı ve sesi dışında birşey yok.
Yoksa, Aleviler yönelik haksızlıklar ve hala her fırsatta gündeme getirilen hakaretler, iktidarın hoşuna giden kesimlere yönelik yapılsaydı neler olurdu?
Eğer, erkek polisler, başı açık kızlarımıza en alasını uyguladıkları şiddeti, neredeyse kimlik dahi soracak kadar yaklaşamadıkları başı kapalı bir kızımıza uygulasaydı, Bülent Arınç başta olmak üzere AKP yönetimi ortalığı birbirine katmaz; hükümeti destekleyen medya da o erkek polislerin Ergenekon bağlantısını hem de telefon kayıtlarıyla ortalığa dökmez miydi?
Ama Yıldız Teknik Üniversite-si’nde bir eylemci kızımıza uygulanan erkek polis şiddetini, iktidar tam bir sessizlikle karşılarken muhafazakâr medya ise o kızımızın ne saçına yapışan ne de ağzını kapatan elleri gördü.
Yazarın Tüm Yazıları