Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Schüssel Erdoğan'ın Rize’deki köyüne gelecek

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan'ın yedi dış gezisinde bulundum. Önceki başbakanların onlarca dış gezisini izlemiş bir gazeteci olarak, Erdoğan'ın seleflerinden farklı yanlarını gözleme olanağı buldum.

Bunların birkaçını son Avusturya gezisinden yola çıkarak aktaralım.

PKK eylemleri, Türk başbakanların bu ülkeye ziyaretlerinin değişmez tek yanıdır. Sokakta Öcalan posterleriyle gösteriler yapılırken, içeride gazeteci kimlikli PKK yandaşları başbakanlara propaganda içerikli sorular yöneltir.

Bu kez de böyle oldu.

Öncekilerde, Türk başbakanları bu sorulara sinirlenir, tepki gösterirken; Avusturya başbakanları rahatlıkları ile dikkat çekerdi.

Erdoğan, bu tabloyu tersine çevirdi.

Bu kez, ‘‘Bu da nereden çıktı?’’ diye rahatsızlık gösteren Avusturya Başbakanı Wolfgang Schüssel, rahat olan ise Erdoğan'dı. Ama araya bir Türk gazetecinin sorusu girince, Erdoğan'ın da selefleri gibi soruyu geçiştireceği akla geldi.

Erdoğan, bunu da yapmadı.

‘‘Beyefendinin sorusu...’’ diye başlayan uzun açıklamasında, ‘‘Kürt vatandaşlarından yüzde 85 oy almış bir başbakanım. Ayrım yok, anayasal vatandaşlık var’’ cümlelerine özellikle vurgu yaptı.

Erdoğan'ın bu rahatlığı, muhataplarını etkilemiyor değil.

Bu etkiyi, ‘‘kıskançlık içeren bir hayranlık’’ diye tanımlamak da mümkün.

Şöyle ki...

HAYRANDAN SU BARDAĞI JESTİ

Basın toplantısının ardından, öğle yemeğine geçildi. Yemek salonuna doğru ilerlerken Erdoğan, Schüssel'e partisinin oy oranını sordu.

‘‘Yüzde 42 ve 183 milletvekilinin 79'u’’ yanıtı alınca da, ‘‘Bizim yüzde 34, ama Meclis'deki ağırlığımız yüzde 66’’ dedi.

Erdoğan'ın sözlerine Schüssel'in tepkisi, ‘‘Ne büyük güç’’ anlamına gelen baş hareketi, mimik ve kıskançlık göstergesi bir ıslıkla geldi.

İşte bu yüzde 66'lık güce, Erdoğan'ın rahatlığı eklenince, Schüssel'in yemekte iki kez ‘‘Kendisine hayranım’’ demesi hiç şaşırtıcı gelmedi.

Yemekte dikkat çekici bir olay daha yaşandı.

Yemek boyunca bira içmeyi ihmal etmeyen Schüssel konuşmasının sonunda, ‘‘Türk dostlarımın şerefine’’ diyerek Erdoğan'la su bardağı tokuşturdu.

Ama, ardından, ‘‘Bu da Avusturyalı dostlarım için’’ diyerek şampanya kadehini onlara doğru kaldırıp yudumlamayı da ihmal etmedi.

Bu tabloyu gazeteci Nazlı Ilıcak, ‘‘Aynı şey Türkiye'de olunca kıyamet kopuyor, ama burada adamlar nasıl saygılı’’ diye yorumlarken bir Türk işadamı, ‘‘Schüssel, ‘Yani siz bu, biz de buyuz. İşte farkımız' mesajı verdi’’ sözleriyle başka bir açıyı ortaya koydu.

RİZE’DE İKİ BAŞBAKAN

Schüssel
'in, Erdoğan'a jesti burada bitmedi.

İki ülke İş Konseyi toplantısı öncesinde Erdoğan'a, ‘‘Haberin olsun; birkaç günlük dinlenme için Rize'ye, köyüne geleceğim’’ dedi.

Erdoğan'dan, ‘‘Çok mutlu oldum, sizi büyük bir şerefle ağırlayacağım’’ yanıtı alınca görevlilere, ‘‘Bir Türkiye haritası bulun’’ talimatı verdi.

Getirilen haritayı masaya yatırıp Edoğan'a, ‘‘Gideceğimiz yeri gösterin bakalım’’ diyerek teklifinde ne kadar samimi olduğunu da ortaya koydu.

Böylece Erdoğan'ın, Viyana seferi Rize turizmine katkıyla tamamlandı.
Yazarın Tüm Yazıları