Eksi enflasyon!!!

GÜNLER öncesinden medyada haziran ayı için yayınlar başlamıştı: ‘‘Enflasyon rakamlarının bu ay da eksi çıkması bekleniyor.’’

Bilinmeyen rakam belli ki bir yerlerden sızdırılıyordu. Nitekim eksi çıktı!

Medyamız dün bu durumu ‘‘Büyük müjde, durum çok iyiye gidiyor’’ diye yansıttı.

Doğrudur, açıklanan enflasyon rakamlarına masa başında hiç kafa yorup araştırmadan bakıldığında, durum çok iyiye gidiyor!

Türkiye kurtuluyor!

Fakat dökümlere ve gerçek hayata bakıldığında durum hiç de öyle değil.

Ben vatandaş olarak mutfağıma ve evime giren malların fiyatına bakarım. Beni pinpon topu, flüt, sönmüş kireç gibi malların fiyatı hiç mi hiç ilgilendirmez.

***

Şimdi önümde haziran ayının resmi enflasyon rakamları var. Nelerin fiyatı düşmüş?

Yumurta, un, kiraz, erik, kavun, marul, semizotu, kabak, patlıcan, biber, domates, taze fasulye, salatalık, bamya, salamura üzüm yaprağı.

Günlük yaşama ilişkin olarak fiyatı düşen başka bir şey hemen hemen yok.

Bu malların fiyatı da mevsim nedeniyle düşüyor. Yaz gelmiş, üretim artmış, fiyatları düşmüş.

Bunların dışında fiyatında bir önceki aya göre azalma olan hemen hiçbir şey yok.

İçki, sigara, çay, şeker, deterjan, sabun, et, ekmek, yağ, kahve, patates, elma, çilek, soğan, ilaç, kırtasiye, şehirlerarası otobüs... Say sayabildiğin kadar.

Hepsinin fiyatı az veya çok artış göstermiş.

Hastane ücretleri öyle, muayene ücretleri öyle. Köprü, otoyol, okul zamlarını unutmayalım.

Bu durumda ortaya çıkan ‘‘eksi enflasyon’’ tablosu ilginç! Bizim günlük yaşamımızla ilgili olarak bazı sebze-meyve fiyatları düşmüş.

İyi ama bir evin çarkları sadece semizotu, salatalık, domates, patlıcan biberle dönmüyor ki!

***

Birkaç gün önce burada bir konuya dikkat çekmiştim:

Dolar 1.700'lerden 1.400'lere düştü. Buna karşın ithal edilen hiçbir malın fiyatı düşmedi. İçki, sigara, gıda, ilaç, otomobil, hammadde, aklınıza ne gelirse. Bakkallara, marketlere, eczanelere girip sorun, tek tek fiyat alın. Soygun düzeni sürdü.

Beklerdim ki bu konuda yetkili kişi ve kurumlardan bir açıklama gelsin ve yazdıklarımı yalanlasın. Hiçbir şey gelmedi.

Aradan birileri yine vurdu, hükümet izlemekle yetindi.

***

Enflasyonun azalma sürecine girdiği doğru. Geçen hükümet döneminden bu yana, eski enflasyon rakamları kalmadı. Ama bu oran günlük yaşamda hiçbir zaman ‘‘eksi’’ olmadı.

Eksi enflasyon demek, hayatın ucuzlaması demektir.

Sen yaz mevsiminde sebze mevye fiyatları düştü diye topluma ‘‘enflasyon eksiye geçti’’ masalını yutturmaya kalkarsan, önümüzdeki ekim ayında çuvallamaya başlarsın. O zaman halk bunun hesabını sormaya başlar.

Hikáyemizin içyüzü şöyle:

Hükümet işçi ve memura sıfır zam vermeye niyetlendi. Büyük tepki gelince geri adım atmak zorunda kaldı. Sözleşme görüşmelerinde şimdi bu masal emekçilerin karşısına çıkarılacak:

Enflasyon eksiye düştü, daha ne zammı istiyorsunuz!

Hatta bir süre sonra ‘‘Bu durumda ücret indirimine razı olmanız gerekiyor’’ derlerse şaşmayın...

Çünkü bütün dertleri para. Kaçakçıyı, vergi kaçıranı ve saireyi affettiler, yine de devletin iki yakasını bir araya getiremediler.

Birkaç ay sonra ne olacağı belli değil.

Kendi bakanları bile ‘‘Yeni bir kriz olabilir’’ demeye başladı.

***

Son bir konuya daha değineyim. Fiyatlarda 2002 haziran ayı fiyatlarına göre 1 yıllık artışlara baktığımızda, fiyatı azalan sarmısak, nohut, kuru fasulye, çamaşır deterjanı, kamera dışında bir tek mal ve hizmet yok!..

Ve ne hikmetse, enflasyon öyle milimetrik bir eksiye geçmiş oluyor ki, yüzde 0.29, yani binde 29! Tam propaganda için kullanılacak rakam!

Bize bu da yeter!

Umut fakirin ekmeği, ye Mehmet ye!
Yazarın Tüm Yazıları