Bono, o iş tamam!

OLEY!

U2’nun iki kıta arasında yürüyebilmesi netleşmiş.

Haberin Devamı

Yetkililer izin vermiş.
Çok çok sevindim.
Öncelikle Devlet Bakanları Hayati Yazıcı ve Egemen Bağış’a sonra İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a teşekkürü borç bilirim.
Özellikle gün filan yazmıyorum ki, U2 hayranları oraya akın etmesinler.
Ama eminim, yetkililer bir önlem almıştır.
Bu izin, inşallah başka güzelliklere de vesile olur.
Makine mühendisi fotoğraf sanatçısı Ahmet T.’nin önerisini dinleyelim:
“Bu ülkenin en güzel noktaları, halka, turizme ve fotoğraf sanatçılarına kapalı.
Bunların başında köprüler geliyor. Oysa benzer köprüler, örneğin bir Avrupa ülkesinde olsa, sadece arabalardan para kazanmazlar, muhtemelen bir kıtadan öbür kıtaya yürüyerek geçenlere birer sertifika verirler ve dünyanın gelirini elde ederler. Biliyorum, intiharlar öne sürülecek ama Empire State veya Eyfel Kulesi gibi onlarca örnek var. Tedbirinizi alırsanız hiçbir şey olmaz, hatta daha güvenli bile olur...” 
Ne güzel bir öneri değil mi? Yüzde 100 katılıyorum.
Yurtdışından gelen herkes, iki kıtayı bağlayan köprülerimize bayılıyor.
Bu fikir onları heyecanlandırdığı için, “Gerçekten mi?” diye soruyorlar.
Bir tüp içinden de yürünebilir belki... Bir tel kafes olabilir...
Bir sürü mühendis, mimar var bu ülkede...
Bir yarışma düzenlenebilir, en güzel proje seçilebilir...
Güvenli bir yol-yöntem bulunabilir...
Ki insanlar Boğaz Köprüsü’nden yürüsünler, bu kentin güzelliklerini, görebilsin, seyredebilsin ve fotoğraflayabilsinler...

Haberin Devamı

Hayır korkusu

ALLAH aşkına, bu işte bir çelişki yok mu?
“Evet”çiler, göğüslerini gere gere oylarının rengini söyleyebiliyorlar.
Hiçbir problem yok.
Alkışlarla bile karşılanıyor.
Ama bu ülkeye daha fazla demokrasi ve özgürlük getirilmesi için planlanan bir referandumda, insanlar “Hayır” diyeceklerini açıklamaktan korkuyorlar.
“Ya başıma bir iş gelirse? Ya beni mimlerlerse? Ya işimden olursam?” diye düşünüyorlar.
Hani bu yeni anayasa daha fazla demokrasi içindi?
Biz nasıl bir demokrasiden söz ediyoruz anlamadım gitti!..

Kutu kutu pense

- Çevrenizde kaç kişi biliyor o 24 maddenin ayrıntılarını?
- Demek ki gerçekten, neye “Evet” neye “Hayır” dediğimizi bilmediğimiz bir anayasa söz konusu...
- O zaman niye böyle bir yol seçildi?
- Neden bayramın üçüncü gününe denk getirildi?
- Neden 12 Eylül gibi bir tarih seçildi?
- Neden hayır rengi olarak kahverengi seçildi? O kimsenin hazzetmediği renk...
- Sizce bütün bunlar bir “iletişim stratejisi” değil de ne?
- O zaman, demokrasi bütün bunların neresinde?
- Demokrasi filan palavra, herkes kendi çıkarının peşinde!

Haberin Devamı

Sahne Tozu Tiyatrosu’na ve Aziz Kocaoğlu’na bravo!

ALYA’nın dedesi kaburgalarını kırınca, atladık geldik.
Bayrama kadar, Yeşilyurtlular Sitesi’ne veda ettik.
Haldun Dormen, kütüphanenin tepesinden bir şey alırken, altındaki sandalye kayıyor ve kendini iki seksen yerde buluyor.
Kırık, 7 ve 8 numaralı kaburgalarda.
Hastaneden eve gelmiş durumda.
Arkasında yastıklar bir koltukta hareketsiz oturuyor.
Bence feci sıkılıyor.
Çünkü Haldun Dormen ve hareketsizlik, birlikte düşünülmesi imkânsız bir durum!
Allah’tan ev, insan kaynıyor.
Gelenler, gidenler...
Her kafadan bir ses çıkıyor.
Alya, “Ben çizgi film seyredeceğim” diyor.
Zeynep Hanım, içeriden enfes çörekler getiriyor.
*
İzmir’den gelmişti.
Sahne Tozu Tiyatrosu’nun düzenlediği bir workshop’tan.
Meğer İzmir’de ne özel ne de belediyeye ait bir tiyatro varmış.
Arada bir, devlet tiyatrosu gelip, bir şeyler oynayıp gidermiş.
Sahne Tozu Tiyatrosu, tek özel tiyatro. 26 kişilik bir ekip, 5 senedir 5 kuruş para almadan, canla başla, fedakârca çalışıyorlar. Geçtiğimiz günlerde bir workshop düzenliyorlar. Gençlere, tiyatroyu tanıtmak ve sevdirmek üzere. Türkiye’nin her tarafından 15-30 yaş arası gençler gelmiş, Haldun Dormen de 15 gün boyunca onlara günde 6 saat ders vermiş.
Bu fikri çok sevdim.
Bu memlekette bir sürü alanda, kendi mesleğinin duayeni var, onları gençlerle bir araya getirmek müthiş.
Bir meslek büyüğünden birtakım şeyleri birebir duymak, dinlemek o genç insanlar için hem heyecan verici, hem yol gösterici...
Keşke bu tür workshop’lar artsa...
İzmir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Sahne Tozu Tiyatrosu’nu destekleyeceğine ve her ay 5 bin TL’lik bilet alacağına söz vermiş.
Bravo!

Yazarın Tüm Yazıları