Kısa yoldan zengin olmanın yolu

ŞİMDİ, sırf bu yazıyı okuduğunuz için “kısa yoldan zengin olmanın yolunu” size bedavadan öğreteceğimi sanmıyorsunuz herhalde.

Kısa yoldan zengin olmanın yolunu öğrenmek isteyenler, bundan sonra çıkacak 100 yazımı okuyacaklar. Yüzüncü yazıdan sonra burada bir sınav yayınlayacağım. Siz de sınavı yanıtlayıp bana yollayacaksınız. Eğer sınavdan geçer not alırsanız, karşılığında kısa yoldan zengin olmanın yolunu size mektupla anlatacağım. Reklâmlar bitti! Kısa yoldan zengin olmak gibi komik mevzuu bir tarafa bırakalım ve bugünün ciddi yazı konusuna gelelim.
* * *
Bir süredir beni kızdıran kederli türkü ağızdan ağza dolaşıyor. Türkünün adı “ne olacak zengin ülkelerin hali”. Türkünün sözlerine göre zenginlerin ekonomik durumu kötüymüş. İçlerinde en kötü olanı da Japonya imiş. Göstergesi de Japon milli gelirinin uzun yıllardır artmamasıymış. Artmıyorsa artmasın birader. Japonya zaten zengin. Üstelik Japon parası Yen, Amerikan Doları’na ve Avrupa Euro’suna karşı durmadan değerleniyor. Bu arada Japonya sürekli cari işlem fazlası veriyorlar. Yani ülkenin rekabet gücü hiç düşmüyor. Paraları değerlendiği için başta petrol olmak üzere ithal ettikleri mallara daha az ulusal para ödüyorlar. Bu da milli geliri artmayan Japon halkının, zenginleşmesi sonucunu doğuruyor. (Cümlede bir yanlışlık yok, okumaya devam edin) Çünkü aylık kazancı artmasa bile bir Japon, her şeyi daha ucuz alınca, eskisine göre refahı yükselmiş oluyor. Ben de bundan daha iyisi can sağlığıdır diyorum. Ancak ağır sıklet iktisatçılar Japonya’nın bu durumuna üzüm, üzüm üzülüyorlar. “Buna deflasyon denir ki; bu deflasyon nam namert illet, enflasyon da kötü bir hastalıktır” diyorlar. Bununla da kalmayıp, Japonya’yı bu dertten kurtarmak için reçete yazmaya kalkıyorlar. Hâlbuki Japonya’nın durumu maşallah fıstık gibi, yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarında. Yemedikleri paraları da Amerikalılara faizi karşılığında ödünç veriyorlar.  Ben, esas Japonlar, şifadır diye anadili İngilizce olan ağır sıklet iktisatçıların tavsiye ettikleri hapı yutarlar diye endişeleniyorum. Çünkü o zaman gerçekten hapı yutacaklar.
* * *
İktisat gurularına göre, durumu Japonya kadar vahamet arz etmeyen ama ekonomik sağlığı tehlikede olan diğer zengin ülke Amerika. Amerikan Merkez Bankası’nın başkanlarından James Bullard  “çok korkuyorum, Japonya’nın içinde düştüğü, inen fiyatlar ve azalan yatırımlar batağına Amerika da düşecektir” diye beyanat vermiş. Buyurun bir tane de buradan yakın. Japonya için dertlendiğimiz yetmiyormuş gibi, bir de Irak’ı yer ile yeksan eden her gün “dünyaya demokrasi götürmek için” Arap, Afgan demeden adam döven kahhar Amerika için üzülmemiz gerektiği söyleniyor. Amerika’ya özellikle bizim sempati duymamız gerekir. Adamlar, Kürt meselesinde ibret alalım diye Irak’ı yeniden düzenlediler. Obama da, 50 bin asker bırakıp, Irak’tan asker çekme sözünü (yersen) tuttu. Bütün bu olanlardan sonra, bir de Avrupa’nın hali de içler acısı; Euro, gerekli önlemler alınmazsa 3 yıla kalmadan yok olur muhabbeti başlamıyor mu, işte o zaman tükeniyorum. 
* * *
Size, kısa yoldan zengin olmanın ipuçlarını verecektim ama yerim kalmadı.
Son Söz: Batmış zenginin halinden fakir anlamaz.
Yazarın Tüm Yazıları