Çinli şarkıcı ne dedi Müslüm Baba ne söyledi

Dünya Basketbol Şampiyonası açılış töreninde Müslüm Gürses’in “Paramparça”yı seslendirmesiyle telefonlarım çalmaya başladı.

Haberin Devamı

“172 ülkede yayınlanan törende Müslüm Baba’nın ne işi var”,
“Kim anlar bu müzikten?”
diye isyan ediyor telefonun ucundakiler.
Ben de onlara dedim ki; Pekin Olimpiyatları’nda sahneye çıkan küçük Çinli kızın (Lin Miaoke) söylediği şarkıdan siz ne anlamıştınız da, şimdi ‘Müslüm Baba’yı dünyada kimse anlamıyor’ diye kahroluyorsunuz?
Asıl problem Müslüm Baba’nın çıkmasında değil.
Bana kalırsa Ciguli de çıkabilirdi, Kibariye de, Fazıl Say da...
Çünkü bu tür açılışlara, organizasyonu düzenleyen ülkenin kültürü, müziği damgasını vurur.
Önemli olan bunu nasıl sunduğundur...
Çinli kız dünyada kimsenin anlamadığı bir şarkı söylemişti ama (üstelik sonradan playback olduğu da ortaya çıktı) bugüne kadar gerçekleşmiş en iyi açılış töreninde yaptı bunu.
Güney Afrika’da yerli gruplar ve onların müziklerini dinledik ama muhteşem gösteriler eşliğinde...
Ve tüm bu organizasyonların dünyaca tanınmış ağır topları vardı...
2008 Pekin Olimpiyatları açılışında Çinli kızın yanı sıra kim çıkmıştı sahneye?
Sarah Brightman.
2010 Güney Afrika Dünya Futbol Şampiyonası’nda?
Shakira.
2006 Almanya’da?
Peter Gabriel, Black Eyed Peas (son anda iptal edildi).
2004 Atina Olimpiyatları?
Björk ve Tiesto.
Peki 2010 Türkiye Basketbol Şampiyonası’nda?
Müslüm Gürses.
Bizimkine de dünyaca ünlü bir grup gelse, açılış görkemli olsa Müslüm Gürses bu kadar göze batmayacaktı.
Ama hem açılış nane hem dünya yıldızı olmayınca kabak Müslüm Baba’nın başına patladı.
Millet de isyanında haklı oldu.

Kaldırım-topuk meselesi

Haberin Devamı

Kaldırımlara neden hep küçük parkeler döşenir? Bunlar büyük granitler olsun...
Bir metreye bir metre döşenen granitler hem çabuk çökmez hem de topuklu ayakkabı giyen kadınlara yürüme kolaylığı sağlar...
Dedik durduk...
Hatta geçmişte Beyoğlu’nda bu konuda Misbah Başkan’la uzun uzun tartıştık.
Sonunda granit parkeler pahalı dedi Misbah Başkan, Beyoğlu’nun kaldırımlarına doğrudan betonu döktü...
Hiç estetik değil ama en azından küçük parkelerden daha kullanışlı olduğunu gördük.
Kadınların iğne topuklu ayakkabıları da parke aralarına girip sıkışmıyor.
Bu şehrin kaldırımlarında yüksek topuklu ayakkabılarla yürümek, ip cambazlığı yapmaktan zor.
Geçenlerde bir kadının gözyaşlarına tanık oldum bu yüzden. Hayır düşüp ayağını burkmadı. Parke arasına sıkışan ayakkabı topuğunun derisi çok kötü soyuldu.
“Daha dün almıştım bunu...”
“500 lira para verdim...”
“Kadir Topbaş’ı dava edeceğim” diye diye resmen gözyaşı döktü. Dolayısıyla kaldırım parkesi meselesi önemli bir konudur.
Seçim kampanyasını sırf bunun üzerine kuracak bir siyasetçinin İstanbul’da kadınların oyunu silip süpüreceğine ve Topbaş’a ciddi rakip olacağına inanıyorum.

Burgazada’ya yerleşiyorum

Haberin Devamı

Hafta sonu şehir dışına kaçacaktım, Alessandra Ambrosio “Heeey saçmalama, buralara kadar geldim İstanbul’da beni yalnız bırakmayı düşünmüyorsun herhalde” deyince iptal ettim tüm programlarımı.
Alessandra için şehirde kaldım.
Cumartesi evde aylak aylak otururken Deniz Taksi’yi aradım, bir anda kendimi Burgazada’da buldum.
(Kabataş’tan Burgazada 180 lira, bizim gibi 7 kişi binerseniz Deniz Taksi şehrin en iyi ulaşım aracı.)
Hızla Burgazada aşığı oluyorum.
Ateş İnce orada metruk bir ev aldığından beri sık gidiyorum.
O evi baştan sona yenileme sürecine, restorasyona, yıkıntı bir evden muhteşem bir köşk çıkmasına bizzat tanık oldum.O süreçte gide gele de Burgazada’ya fena halde tutuldum.
İstanbul’un yanıbaşında bambaşka bir hayat.
Tam bu sıralar şehirden 15-20 gün kaçıp, kendimi kapatacağım bir yazıhane arıyordum.
Burgazada’da muhteşem İstanbul manzarası karşısında sessiz bir gece geçirince “hiç uzağa gitmeme gerek yok” dedim.
Burgazada’ya taşınmaya karar verdim.

Yazarın Tüm Yazıları