Fazıl Say eski güzel günlerine dönse

Twitter’da yazdığı özlü/yavşaklı sözlerin sürekli flaş, flaş haber olmasının getirdiği gazla kesintisiz sallama moduna geçen Say’dan tamamen soğudum/bıktım.

Haberin Devamı

Oysa çok çok eskiden, Ankara’da ilk dinlediğimde Say’ı, bayılmıştım performansına, piyanosuyla transa geçmesine, parmaklarının ritmine...
Hani klasik müziğe filan o kadar düşkün olmadığım halde.
Ama şimdi Say, başka bir şeye dönüştürdü kendini.
Milliyet müzik yazarı Mehmet Tez’in pek güzel tespitlediği üzere “Klasik müziğin popçusu” oldu gerçekten.
Keşke o eski günlerine dönse ışık hızıyla:
Bir konser verse, o konserde kazara bir cep telefonu çalsa ve Say haklı olarak bir güzel saydırsa seyirciye; hani ona razıyım...

Fox’un yakın plan adamları-kadınları

Her yerdeler. İstanbul’un otobüs duraklarında, billboard’larında Fox TV’nin adamları/kadınları var.
Ve hepsinde aynı pozlama: Çok çok yakından çekilmiş yüz fotoğrafları.
Neredeyse gözenekleri sayabileceğin kadar yakın, üç günlük sakaldaki kılları çekip koparma hissi verecek kadar dibinde dibinde...
Zannediyordum ki, Fox TV’nin bir dizisinin oyuncuları bunlar.
Hayır, daha dikkatli bakmak gerekiyormuş. Hepsi ayrı ayrı dizilerin oyuncularıymış.
İyi de hepsi bir örnek, bu nasıl kampanya şimdi?

RTÜK yaşken emilir

Haberin Devamı

RTÜK’çüler “Türk Malı” dizisine takmışlar. Dizideki “Abiye-Erman Kuzu” Türkçe’sini zedeleyici bulmuşlar.
Zedelenen yer malum: Gençlerin fiziki, ahlaki, zihinsel gelişimi...
Doğan Hızlan’ın da önceki gün yazdığı gibi, RTÜK’çülerin çocukları filan yok mu? İnternette dolanan, dallanıp budaklanan “bir başka Türkçe’den”, sokakta konuşulan İngilizce’yle karışık Türkçe sözcüklerden tamamen habersizler mi?
Dahası; dille oynayarak, dil üstünde kaydırmaca yapılarak üretilen mizah neden kapsama alanları dışında?

Adalar’a gitmek de bir dert dönmek de...

Birkaç haftadır Adalar’a gitmeye “çalışıyorum”.
Sonra da Adalar’dan anakaraya dönmeye “çalışıyorum”.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi gibi sürekli çalışıyorum yani.
Non-stop.
Ve her seferinde vazgeçecek gibi oluyor, sonra da “ha gayret, sabır” deyip İDO’nun basık deniz otobüsü terminallerinde bir saat ayakta bekledikten sonra (çünkü erken gitmezsen geminin kapasitesi dolabiliyor) cehennem kalabalığıyla beraber koltuk kapma yarışına girişiyorum.
1- Her seferinde kavga çıkıyor. “Kapasite doldu” anonsu yapılıp da içeri giremeyenler genelde turnikeleri yumrukluyor. İçeri girip oturan şanslılar da bu kez -haklı olarak- bebeğinin pusetini koridora park edenlerle...
2- İDO yönetimi yaz sezonunda, özellikle hafta sonlarında daha fazla deniz otobüsü koymalı. Çünkü yolcu çok ama sefer sayısı az.
3- Deniz otobüsündeki klima olayı iyi hoş ama İDO terminalinde beklemek o sıcakta, nemde bir işkence. Buralara klima konamaz mı?
4- Vapurlardan bahsetmiyorum bile. Ada vapurları ana baba günü oluyor.
Bir de yol çok uzun sürüyor. Ben katlanamıyorum açıkçası, katlanana da saygı duyuyorum.

Şehir Atlası

Haberin Devamı

İSTANBUL GECE ALEMİNİ ÜZEN OLAY...
İstanbul gece hayatının müdavimleri onu önce Buz’da tanıdı.
Bir zamanlar efsane olan Buz’da... Çok geçmeden İzzet Çapa kendi mekanlarına transfer etti onu. Uzun süredir de Çapamarka bünyesinde çalışıyordu.
Artık orayla adı özdeşleşmişti. Rezervasyon için o aranırdı, mekanda bir sorun yaşandı mı ona koşulurdu. Vural Akarsu’dan bahsediyorum.
Efendi, kibar ve çalışkan Vural’dan... Hafta başında talihsiz bir kaza geçirmiş. Beyninden ameliyat olmuş. Aldığım habere göre, hâlâ yoğun bakımdaymış. Umarım tez zamanda işine dönersin Vural. İstanbul gece hayatı sensiz olmaz.
CİHANGİR KAFELERİ GİBİ OLMAYAN BİR YER...
Adı Jash... Cihangir’in tam göbeğinde, Cihangir Caddesi’nin en başında küçük bir restoran. O bildik, birbirine benzer, dizi setine dönüşmüş, sıkıcı Cihangir kafeleri gibi değil; farklı.
Antika masalarında beyaz örtüler, tadına doyamadığınız mezeler (bir tek fava yok), bol rokalı, domatesli, beyaz peynirli adamakıllı salatalar...
Jash, Cihangir çölünde bir vaha gibi cidden. Üstelik fiyatları makul.
İki kişi salata, meze tabağı, paçanga böreği yedik. Üç kadeh roze şarap eşliğinde.
60 lira ödedik...

Yazarın Tüm Yazıları