Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Sezer'i izlemenin dayanılmaz yalnızlığı

BU satırları, önceki Cumhurbaşkanları Turgut Özal ve Süleyman Demirel'in pek çok yurtdışı gezisini izlemiş bir gazeteci olarak, biraz da burukluk içinde yazıyorum.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i ilk kez geçen haftaki Ukrayna ziyaretinde izledim.

Önce yaşadığım yalnızlık duygusunu sizlerle paylaşayım.

TRT ve Anadolu Ajansı hariç, geziyi izleyen iki gazeteciden biriydim. Sabah'tan Fatih Atik ve benim dışımda, Türk gazeteleri ile TV kanallarından bir tek gazeteci bile Sezer'i izlemek için görevlendirilmemişti.

Basının Cumhurbaşkanı'nın yurtdışı gezilerini izlemekten vazgeçmesi neden kaynaklanıyor?

Sezer'in yakın çevresine bakarsanız ‘‘Gazeteciler gelmek istemiyor; çünkü herkes kendi parasıyla izlemek zorunda. Gerisi bizim işimiz değil.’’

Doğru... Sezer yurtdışına çıkarken Özal ve Demirel gibi gazetecileri uçağına doldurup yola koyulmuyor.

Ancak, gazetecilerin kendisinin yurtdışı gezilerini izlemekten vazgeçmelerinin masraf faktörüyle uzaktan yakından ilgisi yok.

Sezer'in ilk gezilerini onlarca gazeteci izlerken, sonraki gezilerde bu sayı giderek azaldı ve Ukrayna gezisinde en düşük düzeye, ikiye indi.

MEDYA OLSA DA OLUR, OLMASA DA

Adını koyalım: Sorun, Cumhurbaşkanı'nın kapalılığından kaynaklanıyor.

Hürriyet Ankara Bürosu'ndan Süleyman Demirkan, iki hafta önce Sezer'i, Köstence'deki Balkan ülkeleri devlet başkanları zirvesinde izlemişti.

Demirkan, ‘‘Romanya ve Bulgaristan cumhurbaşkanlarının, uçaklardan onlarca gazeteci ile indiğini gördüğümde, kendimi küçük bir ülkenin gazetecisi gibi hissettim’’ diyor.

Ben de aynı duyguları Ukrayna'da yaşadım.

Sezer'i temasları sırasında izlerken, karşınızda size son derece kapalı bir Cumhurbaşkanı buluyorsunuz.

Örneğin bir müzeyi gezerken yanına yaklaşıp sohbet amacıyla bir iki söz söylediğinizde ne bir yanıt, ne bir tebessüm alıyorsunuz.

Yapılan temaslar hakkında gazetecilere brifing verme geleneği de terk edilmiş.

Basın danışmanı Metin Yalman'a gelince, Kiev'de bize aktardığı tek bilgi(!), iki cumhurbaşkanının ortak basın açıklamasın öncesinde ‘‘Basın açıklamasında soru yok’’ oldu.

ORTADA TÜRKYATIRIMCI DA YOKTU

Türk işadamlarının ilgisine gelince, galiba basının da gerisinde.

Bundan tam 13 yıl önce de Ukrayna'da Özal'ı izlemiştim.

Heyetinde, çok sayıda bakan, kamu görevlisi, işadamı, gazeteci vardı.

O zaman Ukrayna bağımsızlığına henüz kavuşmuştu. Ortada Türk yatırımcı da yoktu.

Bugün ise Türkiye, o günden beri atılan harcın sonucu olarak 1.4 milyar dolarlık ticaret hacmi ve yatırımcı 230 Türk işadamı ile bu ülkede var.

Ancak, bu işadamları gezi sırasında ortalıkta gözükmediler.

Programda saatler süren 5 müze gezisi yer aldı; ama Türk işadamlarına ayrılan süre sıfır oldu.

Gezi sırasında yalnızca bir kez, o da Seville Berberi'nin sahnelendiği opera binasında bir Türk işadamına rastladık: Süleyman Hamit Müftigil.

Gerçek sonradan anlaşıldı. Ukrayna'da on milyonlarca dolarlık iş yapanMüftigil, Ukrayna Parlamentosu'nun davetlisi olarak buradaydı.
Yazarın Tüm Yazıları