Aziz Hoca’nın kararı

Önce şunu söyleyeyim... Kamuoyunda soruyorlar Daum seçimi doğru mu?

İki yıldır ‘‘Öyle bir adam getireceğim ki, yer yerinden oynayacak’’ dedi sayın Yıldırım... Ama o yeri bir türlü oynatamadı... Sonunda elinde kötünün iyisi Daum kaldı...

Daum iyi karar

Başarılı olur mu?

Son kalan iki üç adaya göre Daum daha iyi bir karar... Çünkü diğerleri gelip, Türkiye'yi tanıyacak, Fenerbahçe'yi tanıyacak, en önemlisi Aziz Yıldırım'ı tanıyacak. Bu epey vakit alırdı...

Bence daha geçen yıl Ersun Yanal'ı getirmiş olsalardı, çok daha doğru iş yapmış olurlardı...

Peki şimdi Daum gelince, takımın ipleri hala Aziz Yıldırım'ın elinde mi olacak?.. Yoksa o ipleri Daum, arada sırada oynasın ve hevesini alsın diye zaman zamanAziz Yıldırım'a mı verecek?..

Daha Daum yeni geldi... Ama kucağında Serhat'ı buldu...

Bu futbolcu 8 aydır Fenerbahçe'den bir kuruş para almamış. Diyeceksiniz ki, diğer futbolcular almış mı? Evet bazılarına veriliyor, bazılarına verilmiyor... Gelen haber bu...

Benim bildiğim Daum, Serhat tipindeki oyuncuyu ister...

Peki bu çocuk ne yapmış?... Bildiğim kadarıyla çocukluk yapmış... Adam zaten 21 yaşında... Ümit Milli takımın oyuncusu...

İşte yöneticilik burada başlayıp, burada bitiyor...

Sen futbolcun ile kişilik yarışmasına girersen kaybedersin...

Ne derece doğru bilmem... Ama Aziz Yıldırım'ın şu cümlesi enteresan, ‘‘Serhat eğer Fenerbahçe'de kalmak istiyorsa, gitsin bir tabut bulsun, önünde resim çektirerek, 'Bu kulüpten benim ölüm çıkar’’ derse affedilir.

Olacak şeyler değil...

Minyatür kale...

Şampiyonlar Ligi finali oynayacağını söylüyorsun... Bu düşüncelerle üçüncü amatör küme finalini oynayamazsın...

Şimdi yönetimden Atilla Kıyat paşa ile Sadettin Saran da gitti.. Yeni bir maç başlayacak...

Hakem Aziz Yıldırım yönetiminde ikiye iki minyatür kale maç var... Bir tarafta Hakan Bilal Kutluap ile İlhan Ekşioğlu, diğer tarafta Mahmut Uslu ile Murat Özaydınlı...

Güzel bir minyatür olacağa benziyor...

Tabii sonucu Aziz hocanın vereceği kararlar belirleyecek...

Maç uzatmaya mı gider, penaltılara mı kalır... Yoksa bir en direk vuruşla güme mi giderler... Bekleyip, göreceğiz...

Göz banyosu

İki gün evvel Bodrum'daydım... Bir sabah uzunca bir yürüyüş yaptım...

Yolum Gümbet koyundan da geçti... Hep kıyıdan yürüdüm...

Yabancı turistler gelmeye başlamışlar...

Yerli ise yok denecek kadar az...

Onun için de sere serpe yatıyorlardı...

Allah var ya, görüntü de fena değildi hani... Ama o taraftaki görüntüye bakarken, kafanızı bir çeviriyorsunuz... Özellikle koyun Bodrum'a yakın tarafı bir felaket... Boş bira şişesi mi ararsın, naylon torba mı? Leş gibi...

Arkadaş, herşeyi belediyeden mi beklersiniz?...

Şöyle bir baktım, en az 10 tane lüks otel var, bu kıyıdan ve kumsaldan faydalanan... Her sabah iki tane adam verseler, iki saatte pırıl pırıl yaparlar... Hem çocuklar eğilip kalkarak bellerini çalıştırmış olurlar, hem de göz banyosu yaparak üstsüz turistlere bakıp, sabah sabah stres atarlar.

Hadi canım ordan

Dikkatimi bir şey çekiyor. Sizin de mutlak çekiyordur...

Şimdi moda Beşiktaş... Lucescu geldiğinde ‘‘Şampiyonluk için söz veremem ama Beşiktaş'ı ana spor sayfalarına taşırım’’ demişti...

Uyum sağladı

Rumen hoca Beşiktaş yönetimi ve futbolcusuyla güzel bir rüzgar yakaladı. Antrenörü, futbolcusuna küfür etmiyor, hakaret etmiyor. Başkanı da aynı şekilde. Menajeri hem ağabey, hem kardeş gibi... Bütün futbolcuların da gözü Beşiktaş'ta...

Daha da önemlisi... Paralarını tıkır tıkır alıyorlar...

Ticarette bir olay vardır. İşe yeni atıldığınız zaman sizi kimse tanımaz. Peşin parayla çalışmaya mecbur kalırsınız. Tabiri caizse tiko para derler... Ama alemde tanınmaya başlayıp, güvenirliliğiniz kanıtlandı mı, artık sözle bu işi yaparsınız. İki kelimeyle işi bitirirsiniz.

İlhan Cavcav'a kızıyorlar... Niye kızarlar anlamak mümkün değil..

Okan'a talip olan Galatasaray. Mal kimin, Gençlerbirliği'nin... Bu futbolcunun da kulübüyle 2 yıllık sözleşmesi var. Okan'ı 2 yıl evvel Niyazi Önen 3 büyük kulübe tavsiye etti. Özellikle Fenerbahçe'ye ‘‘Bu çocuğu kaçırmayın’’ dedi. Ama Fenerbahçe Kulübü özellikle turşuya ve salamuraya meraklı olduğu için onunla ilgilenmedi.

Biz önce gençlik gençlik deriz, döneriz, ‘‘Biraz tecrübe kazansın’’ deriz. Ondan sonra da bu hale geliriz. Ecevit misali... Adam son günde bile ‘‘Karımın siyasi geleceği mahvoldu’’ dedi.. Biraz daha kalsaydı, Şebinkarahisar başkent bile olurdu. Sonra da kızıyoruz, bakın nerelerden nerelere geldik.

Gençlerbirliği, Galatasaray'a diyor ki, ‘‘Kardeşim bana, Berkant, Suat, Sedat'ı ver..’’

Adam haklı...

Fatih Terim önce ‘‘Olabilir’’ cevabını verdi. Sonra ne oldu? Galatasaray, oynatmadığı Batista, Pinto ve Berkant'ın ismini önerdi. İlhan Cavcav da amatör ya... Senin beğenmediğini o alır mı? Adam haklı olarak istemedi.

Neymiş, Cavcav sözünden caymış... Hadi canım ordan...

Yakışır

Basketbol camiası kaliteli bir camiadır. Tartışmaları da, kavgaları da seviyeli olur. Zaman zaman ‘‘Biz niye futbolda böyle yapamıyoruz’’ diye kıskandığım bile olmuştur.

Futbolu özerk hale getirdik.

Bu konuda çok da mücadele verdik.

Eskiler hatırlarlar... Gençlik Spor Genel Müdürü olmak ayrıcalıktı. Yani eski adıyla Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü...

Bütün olay futboldu... Futbol bu gruptan bir koptu, şimdi kimse eskisi kadar Gençlik Spor Genel Müdürü'nün kim olduğunu bilmez. Ama maalesef o Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hantallığı Gençlik Spor Teşkilatı'nda da kendini gösteriyor.

Özerklik deyince, bazıları korkuyor... Zannediyorlar ki, özerklik verdiğiniz kurum teşkilattan tamamen kopacak ve kendi başına buyruk olacak.

Hayır... Devletin spordaki öncelikli amacı kitlelere spor hizmeti vermek. Şu anda basketbol camiası da buna hazır. Eğer özerkliğe kavuşurlarsa, şu anda bulundukları yeri ikiye katlarlar. Çünkü federasyonun elleri kolları bağlı çalışıyor. Her işe başbakan mı el atacak... Spor Bakanı da, GSGM de bu işi yürütecek olacak güce sahipler. İnşallah futboldan sonra, basketbolu da özerk bir güce sahip görürüz.